Paylaş
Enfeksiyonların birçoğunun kaynağı, evlerimiz
Günümüzde yaşam koşullarının değişmesi ve aile fertlerinin zamanlarının çoğunu ev dışında geçirmeleri, yeme alışkanlıkları ve gıda teknolojisindeki değişiklikler, seyahat kolaylığı gibi faktörler, mikropların kolayca transfer olmasına ve enfeksiyonların artmasına neden oluyor.
Tüm dünyayı önemli ölçüde etkileyen gıda zehirlenmelerinin yüzde 87’sinin kaynağı olarak evlerimizi gösteren araştırmalar, enfeksiyonların çoğunun doğru ürünle, doğru temizlik yapmanın kurallarını bilmemekten kaynaklandığını ve ev hijyeninin mikroplara karşı en etkili gücümüz olduğunu ortaya koyuyor.
Temizlik ve hijyen
Türkiye’yi de kapsayan araştırmalarda ev kadınlarına, hijyenden ne anladıkları sorulduğunda ‘dezenfekte’, ‘mikropsuz’, ‘sağlıklı’ gibi doğru yanıtların yanısıra ‘saf’, ‘hiçbir deterjan kalıntısı kalmamış’, ‘lekenin kalmadığı temizlik’ gibi, hijyeni değil temizlik anlayışını anlatan ifadeler kullanılmıştır.
Oysa mikroplar, temizlik yapıldığını sandığımız ortamlarda uzun süre yaşayabilir, dokunduğumuz her alandan elimize geçip, el temasıyla da başka yerlere yerleşip büyük bir hızla çoğalabilirler. Hayatta kalmak için nem ve sıcaklığa ihtiyacı olan bakteriler, vücut sıcaklığında, sadece 20 dakikada yeni bir nesil mikrop yaratabilir.
Çiğ gıda, kirli yüzeyler, tuvaletler, kirli çocuk bezleri gibi alanlardan ellere mikrop bulaşması çok hızla gerçekleşerek enfeksiyon ve gıda zehirlenmelerine neden olabilir. Nitekim, hijyen eksikliğinden dolayı son 10 yılda gıda zehirlenmesi vakalarının dört kat arttığı ve enfeksiyonların büyük bir kısmının çıkış kaynağının evler olduğu, araştırmalarla ortaya konuldu. Hollanda’da yapılan bir araştırma, Salmonella ve Campylobacter enfeksiyonlarının yüzde 80’inin evlerden kaynaklandığını, İtalya’da yapılan çalışma ise Salmonella salgınlarının yüzde 74’ünün ev kökenli olduğunu gösterdi.
Gıdayla ilgili enfeksiyonların kaynağı olan mutfaklarımızda, buzdolabı kapısının kulbu, evyenin su gideri, muslukların kolları ve su çıkış ağzı il, rafların altı, mikropların en çok gizlendikleri beş alan olarak gösterildi. Amerika’da Arizona Üniversitesi’nde mikrobiyolog olarak çalışan Charles Gerba, bulaşık bezlerinin yüzde 70’inin hafif bağırsak bozukluğuna neden olan bakterileri, yüzde 20’sinin ise ciddi gıda zehirlenmelerine neden olan Salmonella grubu mikropları içerdiğini belirledi.
Enfeksiyon hastalıklarına karşı verilen savaşta, yeni geliştirilen güçlü antibiyotiklerle sağlanan avantajlara rağmen, mikropların açtığı risk, gün geçtikçe büyüyor. Yeni patojenlerin (hastalık etkeni) de ortaya çıkmasıyla, ev hijyeni ve evde bir arada yaşayan insanların üzerindeki etkileri ciddi sonuçlar doğuruyor.
Enfeksiyon kaynakları
Evde enfeksiyonun başlıca kaynağı; insanlar, çiğ gıda ve sudur. Lavabo, küvet, tuvalet, ıslak bulaşık ve toz bezleri gibi üzerinde su ve organik artıkları barındıran belli alanların, enfeksiyonlara neden olduğu kanıtlandı.
Hastalık etkenlerinin transferi birkaç şekilde olabiliyor:
1- Hastalık etkeni taşıyan (enfekte) insanlarla doğrudan temas. Bunu önlemek için, genel hijyen bilincinin artması ve hastalık etkenlerinin bulaşma yollarının iyi bilinmesi gereklidir.
2- Vücudun kendinden doğan bulaşmalar. Sistit hastalığında, bağırsakta zararsız olabilen bakterilerin idrar yoluna bulaşarak hastalık yaratmasında olduğu gibi. Kişisel hijyen, bulaşma riskini azaltmada önemli rol oynar.
3- Sağlıksız yiyecekler ve içecekler ya da mikroplu ellerin ağza temasıyla hastalık etkenlerinin mide bağırsak yoluyla vücuda girişi. İshallere neden olan mikroplarla bulaşıcı sarılığın tipleri olan Hepatit A ve Hepatit E’yi oluşturan virüsler bu yolla bulaşır.
4- Hastalık etkenlerinin bir bölümü de dış yüzeylerden dolaylı olarak bulaşmaktadır. Bakteriler suyun olmadığı yerlerde ürememelerine ve kuru yüzeyde bir süre sonra ölmelerine karşın, büyük bir kısmı uzun bir süre hastalık bulaştırıcı özelliklerini korumaktadır.
Evde hijyen sağlamak
Evde hijyen, hastalık etkenlerinin sağlığı tehdit etmeyecek boyutlarda azaltılmasıyla sağlanabilir. Dolap kulplarından musluklara, mutfak tezgahlarından temizlik bezlerine kadar birçok alana temasla mikrop bulaşması, her zaman hastalıkla sonuçlanmayabilir. Bunda, mikropların zarar verme potansiyeli kadar bünyenin etkilenme kapasitesi de önemlidir. Bebekler, yaşlılar, hamileler ve lohusalar enfeksiyon hastalıklarına daha açıktır.
Evimizde hijyen sağlamak için, temas ettiğimiz yüzeyler, yemek pişirmede ve yemekte kullandığımız araçlar ve gıda maddelerini su ve temizleme ürürnleri ile silerek, ovalıyarak ve durulayarak temizlemek önemlidir. Isı da dezenfekte etmekte önemli bir yoldur. Bezler temizlik gereçleri ve çatal bıcak gibi mutfak gereçlerini kaynatarak temizlemek mümkünse de özellile yüzeyler için mümkün olamamaktadır. Böyle alanlar için de, hijyenik temizleyiciler ve kimyasal dezenfektanlar en etkili metottur.
Paylaş