MEME kanseri konusunda yapılan son çalışmalar, oluşumunda genlerin rolünün bulunduğunu ortaya koydu.
Yazılarımı sürekli okuyorsanız, kanserin başka türlerinde de genlerin ilgisi olduğunu görmüş olmalısınız. Kanserle genlerin ilgisi olmakla beraber, oluşumunda başka faktörler de gerekli. Yani ailesinde kanser bulunan herkesin mutlaka kanser olması şart değil. Ancak riskin diğer kişilere oranla daha yüksek olduğu bilinciyle belirli aralıklarla kontrol yaptırmakta yarar var.
Annenizin meme kanserinden vefat etmiş olması nedeniyle sizin titiz davranmanıza hak veriyorum. Ádetlerinizdeki düzensizlik nedeniyle hormon kullanmanız önerildiğine göre, öncelikle mamografi denilen meme röntgenini çektirmenizi tavsiye ederim. Bu mamografi, şu andaki durumunuzu ortaya koyup hormon tedavisi açısından yol gösterici olacağı gibi, ilerideki kontrol mamografilerinde mukayese açısından önemli bir belge de oluşturacaktır. Eğer çekilen mamografide risk taşıyan herhangi bir oluşum yoksa, düşük dozlu östrojen ve ayrıca progesteron da içeren bir hormon ilacı kullanılabilir. Eğer memede, ileride risk yaratabilecek bazı oluşumlar varsa, ádet düzensizliğinin değerlendirilmesi için kanınızdaki hormon düzeylerinin tahlil edilmesi ve çıkacak sonuca göre, hormon tedavisi yapılıp yapılmamasına karar verilmelidir.
Kemik yoğunluğu ölçümünün kanser riskiyle bir ilişkisi yok. Menopoz döneminde eksilen hormonlara bağlı olarak kemik metabolizması bozulması sonucu osteoporoz denilen kemik zayıflığının ortaya çıkıp çıkmayacağının takibi için yapılmaktadır. Bu konu için yaşınız henüz genç. Gıdanıza süt ve süt ürünleri eklemek, hafif sporlar ve güneş banyosu yapmakla kemiklerinizin daha güçlü olmasını sağlayarak menopoza, kemikleriniz açısından daha iyi bir durumda girebilirsiniz.