Kulak sorunları erken fark edilmeli

Çocukların sağlığına özen gösterirken o küçücük kulakları sakın ihmal etmeyin.

Kulaklardaki sorunlar, ağrı verir, işitmeyi zorlaştırır, hatta çocuğun konuşmasına zarar verebilir. İşte bu nedenle o küçük narin organların sağlığına öncelikle özen gösterilmesi gerekiyor.

ÖNCE konuyla ilgili istatistiklere bir göz atalım: Her yıl dünyaya gelen bebeklerden en az 20 bininde işitme zorluğu saptanıyor. Bu bebeklerdeki işitme zorluğu farklı boyutlarda olabiliyor. Batı ülkelerinde işitme zorluğu, yeni doğan bebeklerde en sık görülen kusur sayılıyor. Bu bebeklerin yüzde doksanının hiçbir işitme problemi olmayan anne ve babalardan dünyaya gelmiş olmaları, sorunun erken fark edilmesini önlüyor. İşitme sorunu olmayan anne ve baba, yeni doğan bebeğin böyle bir derdinin olabileceğini aklına getirmiyor. Ve genellikle bebek, iki yaşını geçtikten sonra işitme zorluğu çektiği anlaşılıyor. Bazı çocuklarda işitme sorununun varlığı okul öncesi eğitim döneminde ortaya çıkıyor. Bu gecikme, çocuğun tüm hayatını etkileyebilmekte.

Bebeğin beyni, doğumundan çok kısa bir süre sonra dil yeteneğini edinmeye başlar. Eğer bebekte bir işitme sorunu varsa, bunun en kısa sürede teşhis edilmesi, ilerde büyük sorunlarla karşılaşılmasını önler. Yeni doğan bebeğe işitme testi uygulanmasa bile, en geç üçüncü ayda böyle bir test yaptırılmış olmalı.

Eskiden eliyle kulağını tutup ağlayan çocuğa hemen antibiyotik tedavisi uygulanırdı. Fakat son yıllarda tıp dünyasının antibiyotik kullanımına karşı tutumu çok değişti. Doktorlar, kulak enfeksiyonundan yakınan küçük hastalarına antibiyotik tedavi uygulamayı son çare olarak düşünüyorlar. Ağrı kesici ilaçlar çocuğu rahatlatabiliyor ama bazı durumlarda da antibiyotik kullanılması kaçınılmaz oluyor.

Derleyen: Azize BERGİN

BEBEĞE EVDE TEST UYGULAMA

Bebeklerin işitme sorunu olup olmadığını anlamanın en basit yöntemi, şu küçük testi uygulamak:

Üç aylık bebek, gürültülere karşı duyarlı olmalı. Birden büyük bir gürültü duyarsa silkinmeli. Annenin sesini duyunca sakinleşmeli. Anne ona bir şeyler söyleyince gülümsemeli.

Üç aydan altı aya kadar, bebek ses çıkaran oyuncaklardan hoşlanmalı. Yabancı bir ses duyunca, örneğin kapı zili gibi, hemen başını sesin geldiği yöne çevirmeli. Annenin çıkardığı sesleri hemen taklit etmeye başlamalı.

Bebek altıncı ayını geride bıraktıktan sonra yalnızken bile kendi kendine sesler çıkarmalı. Adı söylendiği zaman bunu fark etmeli. Bazı eşyalardan ya da resimlerden söz edilirken bebek de sözü edilen cisimlere bakmalı.

Bir yaşını geçen bebekler iki üç kelimelik cümleler kurabilmeli. 10-20 kelimeyi doğru söyleyebilmeli.

SORULAR SORUNLAR

KABIZLIK TEDAVİ EDİLEMEZ Mİ?

Yıllardan beri devamlı olarak kabızlık çekiyorum. Çok ıstırap veriyor, kanamalar oluyor. Bir eczacı bayanın tavsiyesiyle değişik ilaçlar kullandım, ama ilaçlar, alışkanlık yapmaz denmesine rağmen, birkaç ay sonra etki etmez oluyor. Bu hastalıklarımın bir tedavisi yok mu?

K.E./ANKARA

Kabızlık, basit bir sorun olarak sanılmakla beraber, tedavisi güç bir sağlık sorunudur. İlaçların alışkanlık yapması olayına gelince. Alışkanlık deyimi biraz yanlış anlaşılıyor. Uzun süre kullanılması gereken birçok ilaça zaman zaman aralar vermek ve bu süre içinde aynı etkiyi sağlayacak başka ilaç kullanmak gerekebilir. Kabızlığın tedavisine gelince, bu, temelde yanlış beslenme ve tuvalet alışkanlıklarından gelir. Bir insan belirli oranda bitkisel lif almazsa, bağırsağındaki posa oranı düşecektir. Ayrıca kabızlık için ağızdan alınan ilaçlar yerine, gliserinli fitiller ya da tüp şeklinde satılan mikro lavmanlar kullanmak, makattan, dışkılama refleksinin doğması açısından, daha doğrudur.
Yazarın Tüm Yazıları