Pazartesi günkü köşemizde Maçka e-Lab Medikal Müdürü Dr. Aytaç Keskineğe, damar sertliği oluşumundaki risk faktörlerini anlatmaya başlamış ve ilk olarak kolesterollerle ilgili bilgi vermişti.
Kalp ve damar hastalıklarının oluşumunda kolesterol dışında da etkenler var...
SON yıllarda yapılan çalışmalar kalp damar hastalıklarında risk belirlemek için yapılacak CRP analizini ön plana çıkarmıştır. Damar tıkanıklığına sebep olan pıhtıların oluşmasında, damar iç duvarında meydana gelen enflamasyonun (yangı) rol oynadığı düşünülerek CRP ölçülmesinin çok faydalı olacağı öne sürülmüştür. CRP seviyesinde meydana gelen değişiklikler kalp-damar hastalığı habercisi olabilmekte ve tedbir almamızı sağlamaktadır. Bu değişiklikler, bizlere damarın durumu hakkında bilgi vermektedir.
APOLİPOPROTEİN-B (APO-B)
Apo-B, zararlı kolesterol olarak da adlandırılan LDL Kolesterol içinde bulunan en önemli proteindir. Her bir LDL kolesterol molekülü içerisinde 1 tane Apo-B molekülü bulunmaktadır. Genellikle Apo-B ölçümü ile LDL kolesterol seviyeleri büyük oranda ilişki gösterse de, özellikle damar sertliğinin ayırıcı tanısında Apo-B ölçümü son derece gereklidir. Bazı hastalarda IDL-kolesterol (intermediate density lipoprotein) metabolizması ve serum içindeki lipid kırıntıları yüzünden LDL kolesterol seviyeleri olduğundan yüksek ölçülmekte ve gereksiz yere ilaç alınmasına sebep olmaktadır. Bu gibi durumlarda gereksiz yere ilaç kullanmamak için Apo-B ölçülmesi yeterli olmaktadır. KKH riski yüksek hastaların tanı ve tedavisinin takibi sırasında Apo-B ve LDL kolesterol ölçümlerinin beraber yapılması tedavinin şekli ve süresinin tayini için hekimlere yardımcı olacaktır.
APOLİPOPROTEİN-A1 (APO-A1)
HDL kolesterol bazı alt gruplardan oluşmaktadır. Bu gruplardan HDL 2 dokulardaki kolesterolü karaciğere taşıyan en etkin fraksiyondur. Dolayısıyla serumda ölçülen HDL kolesterol düzeyinin düşük veya yüksek olması hastanın KKH'dan korunduğunun kesin bir göstergesi olarak kabul etmek mümkün değildir. Ancak HDL2 ölçümü yapılabilirse bu bilgi doğru olarak saptanabilir. HDL2'nin yapısında bulunan major protein Apo-A1'dir. Apo-A1 vücudumuzdaki kolesterol metabolizması için HDL kolesterolden daha hassas bir göstergedir. Apo-A1 sentezinden sorumlu olan gendeki mutasyonlar nedeniyle moleküler düzeyde meydana gelen bozukluklar HDL sentezinde problemlere yol açar ve bozuk HDL molekülleri oluşur. Egzersiz ve tedaviye rağmen HDL-kolesterol seviyesi yükselmeyen kişiler Apo-A1 eksikliği bakımından incelenmelidir.
HOMOSİSTEİN (hCys)
İnsan vücudunda sentez edilen bir amino asit olan homosistein (hCys), vücudumuzdaki birçok molekülün yapı taşı olarak kullanılmaktadır. Çalışmalar göstermektedir ki hCys ile kalp damar hastalıkları arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada kalp damar hastalığı olanlarda hCys değerlerinin normal topluma göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Çalışmalar, hCys ile kalp ve beyin damarlarını etkileyen hastalıklar ve tıkayıcı pıhtılar arasında anlamlı bir bağlantı olduğunu göstermiştir. Kan hCys düzeyi normalin üzerine çıktığı zaman damar yapısını hasara uğratarak ve tıkaç mekanizmalarını harekete geçirmektedir.
LİPOPROTEİN(a)
Günümüzde yapılan çalışmalar, kısaca Lp(a) olarak gösterilen Lipoprotein(a)'nın koroner kalp hastalığı için bağımsız bir risk faktörü olduğunu kanıtlamıştır. İnsanlardaki Lp(a) konsantrasyonu genetik şifreyle belirlenmekte ve kalıtsal geçiş göstermektedir.
HAFTANIN KİTABI
Eklem romatizması da denilen artrit, gerek ağrıları ve gerekse de getirdiği hareket kısıtlılığı nedeniyle hastalarda önemli sıkıntılara yol açan bir sağlık sorunudur. Genellikle kesin tedavisi de olmadığı için önemi bir sorun olarak gündemi işgal eder. Mayo Clinic tarafından yayınlanmış olan ‘‘Artritler’’ isimli kitap oluşumundan tedavisine beslenmeden yaşam biçimine kadar bir çok alandaki sorulara yanıt veriyor.
Not: Bu kitap bir hafta boyuna tüm D&R mağazalarında yüzde 15 indirimli.