Kışın getirdiği sağlık sorunları

KIŞIN getirdiği hastalıklar denildiği zaman hemen herkesin aklına öncelikle nezle, grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklar gelir. Bu düşünce çok yanlış değil.

Bu hastalıkların virüslerinin soğuk ve nemli ortamda yaşaması ve hava koşulları nedeniyle insanların bir arada yoğun olarak bulunması, virüslerin yayılmasına yol açıyor. Üzerine bir de üşütmenin yarattığı direnç düşüklüğü eklenince bu hastalıklar mevsimin hastalıkları olarak hatıra geliyor.

Ancak kış, bunun dışında da bazı sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Depresyon bunlardan biri. Havanın kapalı olması aydınlığı azaltıyor. Günlerin kısalması da kişinin aydınlıkta kalma süresini azaltıyor. Işık azlığı beyinde serotonin salgısını azalttığı için, özellikle eğilimli olanlar kolaylıkla depresyona giriyor. Depresyon tablosu oluştuktan sonra bunun çaresi tabii ki psikiyatri uzmanlarının elinde, ancak özellikle kuzey ülkelerinde yapılan çalışmalar, yaşanan ya da çalışılan ortamlardaki aydınlığı, lambalar kullanarak artırmanın önleyici olarak yararlı olduğu görüşündeler.

Güneş ışığının azlığı bir başka sorunu da beraberinde getiriyor. Bilindiği gibi güneş ışığı, vücudun D vitamini üretmesine aracılık eder. Kış günlerinde güneş ışığının az ve kısa süreli olması kadar, soğuktan korunmak amacıyla kapalı giysiler giyildiği için vücudun güneş ışığıyla teması az olacak ve buna bağlı olarak da D vitamini üretimi de azalacaktır. D vitamini azlığı, özellikle gelişme çağındaki çocuk ve gençlerde, ayrıca osteoporoz riski artmış olan yaşlılarda önem taşımaktadır. Bu durumda olan kişilere kış aylarında D vitamini takviyeleri yapılması yararlı olacaktır.

Kışın kemikler açısından getirdiği bir diğer risk de düşme nedeniyle ortaya çıkabilen kemik kırıklarıdır. Özellikle karlı ve buzlu günler, riskin çok yükseldiği zamanlardır. Bu günlerde dikkatli olmak herkes için önem taşımakla beraber, osteoporozu bulunan kişilerdeki riski çok daha büyüktür. Bilindiği gibi osteoporoz, kemik kırığı riskini artırmaktadır. Bu kişilerin eğer mümkünse karlı, buzlu günlerde dışarıya hiç çıkmaması daha doğrudur. Çıkmak zorunda olanların, kaymayı önleyecek türde taban yapısı olan ayakkabıları seçmesi, ucu kara, buza saplanan türen bir baston kullanması yararlı olacaktır. Bazen, kalça kırığı riski yüksek olanlara, kalça ekleminin üst kısmını kaplayacak şekilde yastık bağlamaları önerilmektedir.

Kar yağışının ardından güneş açması herkese keyif verir. Pırıl pırıl bir havada güneş altında kristal gibi parlayan kar taneciklerini seyretmek çok hoştur gerçekten. Ancak gözleri, kardan yansıyan güneş ışınlarından, güneş gözlüğüyle korumayı da ihmal etmemek gerekiyor. Güneşin ultraviyole ışınlarına fazla maruz kalmak, gözlerde katarakt oluşması riskini artırmaktadır. Bu durum özellikle yüksek irtifalı yerlerde daha fazla önem taşımaktadır.

Görüldüğü gibi her mevsimin kendine göre bazı güzellikleri, buna karşılık bazı ek riskleri var. Her zaman belirttiğimiz gibi yapılması gereken tek şey bilinçli yaşamak. Bunun da ilk yolu, sağlıklı yaşam bilgilerini artırmak ve bunları yaşantımızda uygulama konusunda özen göstermek.
Yazarın Tüm Yazıları