ÖNCEKİ günkü yazımda ucuz sağlık malzemesi kullanmanın her zaman düşük maliyet getirmediğine değinmiş, bunun nasıl olduğunu daha sonra açıklayacağımdan bahsetmiştim.
Bugün biraz bu konuya değinmek istiyorum.
Önceki yazıda konu kalp damarlarının tıkanıklığında kullanılan stentlerdi. Bu nedenle stent kalitesinin önemi hakkında kısaca bir şeyler söylemek istiyorum.
Stent, ince tel kafesten boru şeklinde bir araçtır. Koroner damarların balonla açılmış yerine yerleştirilen stent, içindeki balonun şişirilmesiyle, genişleyen file gibi, daha geniş çaplı hale gelir. Balon söndürülünce bu stent geniş bir halde kalır ve balonla ezilmiş olan pıhtıyı damar duvarı ile kendi arasına sıkıştırır. Böylece pıhtının yeniden genişlemesi önlenir, kan da stentin içinden akar.
Stent uygulaması, ameliyatsız olarak kasıktaki damardan anjiyo yapar şekilde ince borular sokularak yapılan, ameliyata göre kolay bir yöntemdir. Ancak balon ve stent uygulamasındaki risk, bu yöntemle açılan damarın yeniden tıkanmasıdır.
İşte stentin kalitesi burada gündeme geliyor. İçinden sürekli kan aktığı ve sürekli olarak vücutta kaldığı için kullanılan metalin yapısı, şekli, kenarlarının düzenliliği ve benzeri birçok etken burada rol oynamaktadır. Uzun araştırmalar sonucu geliştirilen ve kalitesi tüm dünyanın tıp otoritelerince kabul edilmiş stentlerin uygulanmasında damarın yeniden tıkanması (restenoz) olayı çok düşük orandadır. Kalitesiz stentlerde yeniden daralma oranı 5 katına kadar varmaktadır.
Şimdi siz tasarruf yapacağım diye restenoz riski % 50 civarında olan bir stenti takarsanız, hastaların yarısı bir süre sonra ya yeniden kriz geçirerek ölebilirler, ya da yeni yeni tedavilere ihtiyaç gösterirler. Eğer siz restenoz riski % 10'lar civarında olan bir stent kullanırsanız sadece stentte yeni girişim gereğini beşte birine indirmiş olursunuz. Bu sadece stent nedeniyle gelen ek maliyettir. Ayrıca bu kişilere yapılacak hastane giderlerinin de 5 kat arttığı, arada pıhtı önleyici ve benzeri ek ilaçlar kullanma gereğini de katarsanız, İngilizlerin neden ‘‘ucuz mal alacak kadar zengin değilim’’ dediğini daha kolay anlarsınız.
Bu ana kadar sadece parasal yönden bahsettim. Buna bir de insan yönünden bakmak gerek. Kalitesiz mal kullandığınızda bu kişilerin hayatını riske sokuyorsunuz. Defalarca hastanelere gitme, sağlıksız bir yaşam sürme stresi de cabası. Bir de hastalanan ve ölen kişiler nedeniyle ekonominin uğradığı insan gücü kaybını hesaba katmanız gerekiyor.
Bu iş, sağlığı bilmeyen adamların televizyona çıkıp ‘‘Tükenmez kalem yayı gibi bir şeydir. Birisi şu fiyata satıyor, diğeri bilmem ne kadara’’ diye ahkám keseceği kadar kolay bir şey değidir.
Eğer sosyal güvenliğin tepesindeki adamlar, ‘‘bana ne, ben cebimden çıkan paraya bakarım, ölürlerse de vereceğim emekli maaşı azalır’’ diye düşünüyorlarsa, bu ülkede biraz kafası çalışan, biraz vicdan sahibi insanların, bunlara ‘‘dur’’ demesi gerekiyor.