Geçtiğimiz günlerde Dünya Kalp Günü ve sevgili gurmemiz Tuğrul Şavkay'ın ani ölümüyle kalp ve damar hastalıkları bir kez daha gündeme geldi. Kalp ve damar hastalıkları, ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada ölüm nedenlerinin başında geliyor. Risklerin zamanında belirlenmesi ve gereken önlemlerin alınması, krizlerden uzak bir yaşam sağlayabiliyor.
İstatistikler her yıl 17 milyon kişinin kalp krizinden yaşamını yitirdiğini gösteriyor. Türkiye'de bilinen kalp hastası sayısı ise buzdağının sadece görünen kısmını oluşturuyor. İstatistikler, Türkiye'nin Avrupa ülkeleri arasında kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde erkeklerde beşinci, kadınlarda ise birinci sırada yer aldığını gösteriyor. Kalp hastalıklarının ülkemizdeki bu yüksek seyrinin ardında Türk insanının beslenme alışkanlıkları, aşırı sigara tüketimi ve sportif faaliyetlere uzaklığı geliyor. Türk toplumunun ırksal olarak faydalı kolesterol (HDL) düşüklüğü, bel çevresi genişliği, kan yağlarından biri olan trigliseridlerin ve tansiyonun yüksekliği ile şeker hastalığına eğilimi de kalp hastalıkları konusunda her birimizi potansiyel kurban durumuna sokuyor. Akdeniz ve Ege'de ise kalp ve damar hastalıklarına daha az rastlanıyor, bunun nedeni olarak Akdeniz mutfağında katı yağa daha az yer verilmesi gösteriliyor.
Ülkemizde kalp hastalığı denince akla ilk erkekler geliyor. Oysa ilk kalp krizini birçok kadın erkeklerden daha ağır geçiriyor. Araştırmalar ilk kalp krizini izleyen 1 ay içinde ölüm riskinin, 6 ay içinde de ölüm riski ve yeniden hastaneye yatma ihtimalinin erkeklere göre kadınlarda daha yüksek olduğunu gösteriyor. İlk kalp krizinden sonra kadınlarda ölüm riski erkeklere göre yüzde 70 daha fazla. Ve maalesef 45 yaşın üzerindeki kadınların yarısından çoğu kalp damar hastalıklarına yenik düşüyor. Amerika'da ve birçok gelişmiş ülkede koroner kalp hastalığı, kadınlarda birinci sırada yer alan ölüm nedeni. Hastalığın ortaya çıkması menopoz sonrası döneme rastlıyor. Bu dönemde kadınlarda kalp hastalıklarının başlıca sebebi kabul edilen kandaki lipid ve kolesterol düzeyleri daha da yükseliyor. Bunların yanına şeker hastalığı ve sigara tüketimi de eklenince kadınlar risk grubunun ön sıralarına oturmuş oluyor.
SORULAR SORUNLAR
Sigara konusunda zararın neresinden dönerseniz kar
Benim kocam 45 yaşında, 20 yıldır sigara içiyor. Bırakması konusunda telkinde bulunuyorum. ‘‘20 yıl içtikten sonra bıraksam ne fayda’’ diyor. Gerçekten de artık geç mi?
A.A./ADANA
Sigarayı uzun yıllardır içenlerin bir kısmı, kocanızın da dediği gibi ‘‘Zaten bundan sonra bıraksam da artık çok geç’’ karamsarlığını öne sürüyor. Oysa yapılan araştırmalar, hiçbir zaman geç olmadığını ortaya koyuyor. İngiltere'de sigara içiminin yoğun olduğu 1950 ile 1990 yılları arasını, sigara bırakma kampanyalarının etkili olmaya başladığı 1990'lı yıllarla kıyaslayan araştırmacılar, orta yaşlarda bile olsa sigaranın bırakılmasının, sigara nedeniyle akciğer kanserine yakalanma riskini, sigara içmeye devam edenlere göre, yüzde 90 oranında azalttığını ortaya koydu. Geçmişteki hatalı davranışlar nedeniyle karamsar olmaya gerek yok, acilen önlem almak şartıyla...
NASIL KORUNMALIYIZ
Yaşam tarzınızı değiştirin: Koroner kalp hastalıklarından korunmanın temelinde hastalığa neden olan yaşam tarzını ve çevresel faktörleri değiştirmek yatıyor. Sigara tüketimini ortadan kaldırarak ve düzenli spor yaparak kalp hastalığından ölme riskinizi gerçekten yarı yarıya indirebilirsiniz.
Meyve sebzeye ağırlık: Katı yağ kullanmadan, meyve-sebze ağırlıklı beslenmek şart. Bol balık tüketimi de kolesterolü belli bir seviyede tutabilmek için önerilen bir başka yöntem. Yapılan bir araştırmada günde 1 gram balıkyağı tableti alan hastalarda kalp krizi sonrası ölüm ihtimalinin yüzde 15-20 azaldığını ortaya koydu.
Şekeri kontrol ettirin: Şeker hastalığı ve tansiyon da damarları olumsuz etkileyerek kalp hastalıklarına zemin hazırlıyor. Bu nedenle sürekli kontrol altında tutulmaları gerekiyor.
İdeal kilonuzu koruyun: İdeal kiloyu korumak ve kalbi korumak için hem yiyeceklere dikkat etmek hem de spor yapmak gerekiyor. Omega 3 gibi yağlarının kalp sağlığı açısından faydalı olduğu kanıtlandı.
En az 3 gün yürüyüş: Kiloyu ve kalp sağlığını korumanın bir başka yolu da spor yapmak. Bunun için hiç olmazsa haftada en az üç gün yarımşar saat tempolu yürüyüş yapmak öneriliyor.