BİRKAÇ gün önce, Diyarbakır'da düşen uçağın pilotunun reçeteleri nedeniyle hekimlerin istek üzerine reçete yazmalarının getireceği sorunlara değinen yazı yazmıştım. Bu yazı üzerine değişik çevrelerden görüşler geldi. Özelikle işyeri hekimleri bu konuda çok sıkıntılı. Bu konudaki görüşlerini bizimle paylaşan bir kurum hekiminin yazısını aşağıda sunuyorum.
‘‘14.01.2003 tarihli yazınızda doktorların istek üzerine yazdıkları reçetelere değinmişsiniz. Bu düşüncelere katılıyorum. Ben de bir kamu kuruluşunda bir yıldır kurum hekimliği yapmaktayım ve göreve başladığım günden itibaren bütün personel ve amirlerime bu istekleri gerçekleştiremeyeceğimi, hekimlik ahlakına uymadığını, ayrıca hekimi büyük bir manevi ve yasal sorumlulukla karşı karşıya bıraktığını belirtmeme rağmen başarılı olamadım. Üstelik bu yüzden birçok sorun yaşadım, sadece hekimlik yapmak istediğim için. Şimdi ise bir yıl önce fakülteden mezun olmama rağmen hekimliği unuttum, daha doğrusu içimde bir yerlere gömdüm, gömmek zorunda kaldım. Artık sadece amirinin isteğini hiç sorgulamadan yerine getiren bir memurum. Yazılarınızda bunlara da değinirseniz sevinirim. Çünkü ben hekimim ve hekimlik yapmak istiyorum...’’
Yukarıda da belirttiğim gibi özelikle işyeri hekimlerinin, ücretlerini işverenden aldığı için bir anlamda oradaki yöneticilerle astlık üstlük ilişkisi doğuyor. Böyle olunca iş güvencesi açısından hekim, kendisinden istenilenleri yerine getirmek zorunda kalıyor.
SSK hastaneleri gibi yerlerde kapasitelerinin üzerinde çalışan hekimler için de, uzun uzun muayene edip teşhis koymak ve tedavi planlamak yerine istenilen ilaçları reçetelemek, sırada bekleyen bir kişinin daha azalması anlamında kolaylık getiriyor.
Ancak önümüzde Malpraktis yasası var. Yani hatalı tıbbi tedavilere yaptırımlar getiren yeni bir yasa geliyor. Hekim yazdığı, altını imzaladığı reçeteden sorumlu. ‘‘İstek üzerine yazdım’’ gibi bir savunma kimseyi kurtarmaz. Bu yasanın gündemde olduğu aşamada, hekimleri istek üzerine reçete yazmak zorunda bırakan bu yanlış uygulamalara da son verilmesi gerekiyor. Bu konuda hekimlerin tek başına direnişleri, sadece o hekime sıkıntı getirmekten başka bir işe yaramaz. Bu konuda toplu hareket gerekiyor; umuyorum Türk Tabipleri Birliği bu soruna da el atacaktır.