Ülkemizin, tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşadığı bir gerçek. Yanıbaşımızda süren savaş ortamı da ayrı bir gerçek. Böyle ortamlarda devletin tasarruf önlemleri almaya çalışması da, alkışlanacak bir davranış. Ancak, ne pahasına?
İşte sorun burada düğümleniyor. Sağlık alanında tasarruf yapacağım diye kalitesizliği teşvik ettiğiniz zaman, bunun bedeli insan hayatı oluyor maalesef.
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan bunca yıl süren bakanlığı döneminde farkına varmadığı yanlışı düzeltmek uğruna, gider ayak sistemi karmakarışık etti. Sigorta hastanelerinin çoğu her hasta için ihale yapmaktan iş yapamaz hale geldi. Anlaşmalı hastaneler, SSK, Emekli Sandığı gibi sosyal güvenlik kuruluşlarının hastalarını ameliyat etmemeyi tercih ediyorlar. Sadece ucuz olduğu için kalitesine bakılmadan alınan malzeme karşısında doktorlar çaresiz. Bu malzemeyi kullansa hastaya yazık, vicdanı el vermiyor, kullanmasa hastalık ilerliyor. Parası olan, kaliteli malzeme alıyor ameliyatını yaptırıyor. Parası olmayan, her zaman olduğu gibi, kaderine küssün.
İşte bu malzemeye mecbur kalanların dramları başladı. Kalp kapağı konusunda sorunlar görülmeye başladı. Yarın belki kalp pilleri, ertesi gün kalp stentleri, ardından ortopedik malzeme ve protezler birer birer dökülmeye başlayacaklar.
Bunları görmek için kahin olmaya gerek yok. Biraz çevreye bakmak yeter. FDA gibi CE gibi standartlar konulmuş. Bu standartları incelersin, böyle kendini kabul ettirmiş standartlara uyan ürünler arasında en ucuz olanı alırsın. Aksi taktirde sorunların çıkmasını göze alırsın.
Geçenlerde yazdım, kalitesiz malzemeye yönelindiğinde ülke olarak sağlık harcamalarını daha da arttırırsınız. Sağlık ekonomisinde de maliyet/yarar analizleri yapılır. Bu dengeyi bilmeyenleri göreve getirmezsiniz, göreve gelmiş ve herhangi bir yönde dengeyi bozmuş olana da hesap sorarsınız.
Eski Bakan'ımız Sayın Okuyan, kaliteyi ve insan hayatının önemini savunanları, firmaları, doktorları, bürokratları işbirlikçi ilan ediyor. Birçok kişi görüş belirtmekten korkuyorlar, çünkü damga hazır 'işbirlikçi'. Bazı kişilerin 'neşter' operasyonundan hala tutuklu olduğu bilindiği ve zaman zaman da listeye yeni 'işbirlikçi'ler eklendiğini bilenlerden görüş istemek anlamsız.
Mızrağın ucu çuvaldan çıkmaya başladığına, kalitesizliğin tasarruf getirmediği neredeyse tarih boyunca herkesçe bilindiğine göre, Sayın eski bakanımızın bu kararları hálá cansiperane savunmasında anlam ne ola ki...
Bu insanlara yazık değil mi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, eski bakan Yaşar Okuyan döneminde almış olduğu tasarruf amaçlı kararla hastalara kullanılacak ilaç ve sağlık malzemelerinde ucuz olanlarının tercih edilmesini istemişti.
Kalite ve standartlara dikkat edilmeden en ucuz olanın tercih edilmesi hastaların sağlığını tehdit etmeye başladı. İlk olarak kalp kapağı sorunu olanlara ameliyatla takılan yapay kalp kapaklarında sorun çıkmaya başladı.
Ucuz olduğu için tercih edilen Brezilya yapımı TRI kalp kapakları, hastaların kalbinin içinde kırılmaya başladı. Bu kapakların takıldığı hastalarda ölümlerin görülmesi üzerine İspanya ve İtalya bu kapakların kullanımını yasaklamıştı.
Kapakla ilgili sorunlar görülmesi ve diğer ülkelerin yasaklaması üzerine Kalp-Akciğer-Kalp Kapağı Nakilleri Bilim Kurulu, kapak hakkında yeterli ve geçerli uluslararası yayın olmadığı gerekçesiyle bunların kullanılmasını yasaklamıştı. Ancak ne yazık ki ülkemizde bu kapağın bin civarında hastaya takıldığı biliniyor.
HASTALARI ÇAĞIRDILAR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gazetelere bu kapağın kullanılmadığı ve hastaların geri çağırılmadığı yolunda açıklamalar yapıyor. Bir yandan da kalp ameliyatları konusunda anlaşmalı olduğu hastanelere gönderdiği genelge ile 'bu hastaların kontrol ve takiplerinin daha sık ve dikkatli yapılmasının uygun olacağı'nı bildiriyor ve bu kapaktan takılan hastaların isim listelerinin SSK İl müdürlüklerine gönderilmesini istiyor.
BİR STANDART YOK
Bakanlık ucuz malzeme şartı koyarken kaliteyi belirleyen standartlar bugün itibarıyla geçerli değil.
Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde olmak üzere konsey direktifine parelel olarak hazırlanan Tıbbi Cihaz Yönetmeliği, 13 Mart 2002 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmış olmakla beraber, yayımından 18 ay sonra yürürlüğe gireceği için 14 Eylül 2003 tarihine kadar geçerli bir standart bulunmuyor.