KALP-damar sistemi hastalıkları giderek önemli bir sağlık sorunu haline geliyor. Dünya üzerinde her yıl 11 milyondan fazla kişi, bu nedenle hayatını kaybediyor.
Kalp-damar hastalıklarının oluşmasında en önemli risk faktörlerinden biri kolesterol yüksekliği. Bunun yanı sıra sigara içiyor olmak, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, fazla kilolu olmak, ailede kalp-damar hastalıkları bulunması, hareketsiz yaşam, 45 yaşın üzerinde erkek ya da 65 yaşın üzerinde kadın olmak, HDL (iyi) kolesterolün düşük olması, doymuş yağlardan zengin beslenmek gibi faktörler de riskler yaratıyor.
BAZI RİSKLERDEN KORUNMAK MÜMKÜN Risk faktörlerinin neler olduğu bilindiğine göre, akıllıca uygulanan bir risk yönetimiyle korunmak mümkün olabilir. Bunun için ilk olarak yapılması gereken şey, bu konuyu bilen bir doktorun denetiminde araştırma yaparak hangi risklerin bulunduğunu belirlemektir. Riskler belirlendikten sonra bazı riskleri ortadan kaldırmak mümkün olabilir.
Bazı risklerden kurtulmak mümkün değil. Örneğin erkek olmak, yaşın ilerlemesi ve kalıtım gibi risk faktörlerine yapabilecek fazla bir şey yok. Yukarıda saydığım diğer riskleri düzeltmek mümkün olabiliyor. Örneğin, sigara içen bir kişi bundan vazgeçebilir, diyetteki toplam yağı ve özellikle doymuş yağları azaltmak mümkün, hareketsiz yaşantısı olanın günlük programına yürüyüş gibi egzersizler eklemesi çok zor değil.
Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibi sorunlarda, diyet, egzersiz ve gerekirse ilaç gibi müdahalelerle kan şekeri ve kan basıncı (tansiyon) düzeylerini normal sınırlarda tutmak riski ortadan kaldırıyor.
KOLESTEROL DÜZEYLERİ DE KONTROL EDİLMELİ Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, kolesterol gizli bir tehlikedir. Bu nedenle kan tahlili yaptırmadan sorun olup olmadığı anlaşılamaz. Yapılan tahlilde total kolesterol düzeyi 200 mg'ın üzerindeyse, bir doktor kontrolünde uygulanacak diyet ve egzersiz programları denenmelidir. Birçok kişide bu önlemler yeterli sonuç verir. Bu tarz beslenme ve egzersiz programı sürdürüldüğü sürece kolesterol genellikle kontrol altında tutulabilir. Bu önlemlerin yeterli olmadığı hallerde, eğer kandaki kolesterol düzeyi çok yüksekse ya da kişide başka risk faktörleri de bulunuyorsa, kolesterol düşürücü ilaçlar önerilmektedir. Ancak buna bir hekimin karar vermesi ve düzenli kontrolleri sürdürmesi gerekiyor.
Risk faktörlerinden biri olan HDL kolesterol düşüklüğü de, kişinin risk yönetiminde dikkate alınması gereken bir özelliktir. Kandaki düzeyi 35 mg'ın altındaysa risk artmış demektir. Bunun için en önemli etken, uygulanacak egzersiz programlarıdır. Çoğu kişide, düzenli egzersiz uygulanmasıyla kandaki HDL düzeyi artabilir. Ayrıca yapılan bazı çalışmalar, günde 1 kadeh sert alkollü ya da 2 kadeh şarap gibi alkollü içkileri kullananlarda HDL düzeyinin arttığı görülmüş olmakla beraber, alkolün bu amaçla ilaç gibi kullanılması önerilmemektedir.
Unutmayın, kandaki total kolesterol düzeyinin yüzde 1 oranında düşürülmesi, kalp-damar hastalığı riskini yüzde 2 oranında azaltmaktadır.
Acaba sizde de gizli tehlike kolesterol var mı? En son ne zaman kontrol yaptırdınız?