‘‘Bir jinekoloğun muayenehanesinden içeri adımınızı atmayalı kaç yıl oldu?’’ Bu soruya alacağınız cevaplar ürkütücü olabilir. Çünkü pek çok kadın bir jinekoloğa ancak gebelik döneminde ya da doğum sonrasında başvurmayı düşünür. Cinsel sağlığın önemini kavrayanların sayısı yeterince fazla değildir. Cinsel sağlık ile ilgili sorunlara şöyle bir göz atalım.
Meme kanseri riskine karşılık pap smear testi ve meme muayenesinin önemi
Yirmili ve otuzlu yaşlarda kadınlarda meme kanserine çok seyrek rastlanır. Otuzlu yaşların sonlarından itibaren her kadının düzenli olarak yılda bir kez rahim kanseri riskinin araştırılması açısından rahim ağzı salgısının alınarak incelenmesi demek olan pap smear testini yaptırması gerekir. Kanser kuşkusu olsa da olmasa da bu testler aksatılmamalı. Meme muayenesinin de doktor tarafından yapılmasında yarar var. Bu arada pap smear testinin sonucu normal çıkmazsa, hemen rahim kanseri şüphesine kapılmak doğru değildir. Ancak bu testlerin doktor tarafından yorumlanması kanserin erken teşhisi kadar kanser riski yaratan bazı sorunların tedavisi ile koruyucu önem taşımaktadır. Her kadının, doktorun tavsiye ettiği şekilde kendine meme kontrolü yapması ve kırk yaşından sonra yılda bir kez mamogram (Meme röntgeni) uygulatması, meme kanserinin erken teşhisi açısından çok büyük önem taşıyor. Uzmanlar, kırk yaşını geçen kadınların bu uygulamaları düzenli olarak yaptırmalarını öneriyorlarsa da, kadının ailesinde kanser vak'aları yaşanmışsa, kontrollere erken yaşlarda başlamak uygun olacaktır.
Doğum kontrol hapı bünyenize uygun mu?
Eczanelerdeki doğum kontrol haplarının çeşitleri gün geçtikçe artıyor. Ama eczaneye gidip de herhangi bir ilacı satın almanız son derece sakıncalıdır. Pek çok çeşidi olan bu hapların bünyenin özelliklerine göre seçilmesi ve doktor kontrolünde kullanılması, kadının cinsel sağlığı açısından büyük önem taşır. Örneğin hormonal bakımdan aşırı duyarlı olan kadınlarda duyarlılığı tetikleyen haplar büyük sorun yaratabilir.
Adet kanamalarına dikkat
Bazı kadınlar, adet dönemlerinde çok fazla kanama olmasından yakınırlar. Bu tıbbi açıdan da önemlidir. Kadının aşırı kan kaybına uğraması, kanındaki demir miktarını azaltır. Bu da kansızlığa neden olabilir.
Aşırı kanama hallerdinde, rahimde myom adı verilen bir kitlenin bulunması ihtimali de dikkate alınmalı. Ağır adet kanamalarının kadının doğurganlığına zarar verdiği iddiaların doğru değildir. Eğer kanamalar, myomlardan kaynaklanıyorsa, bunların ameliyatla alınmasından sonra hiçbir sorun kalmaz.
Sancılar çok şiddetliyse, ağrı kesici ilaçlarla olayı geçiştirmek doğru olmayabilir, böyle durumlarda bir jinekoloğa başvurulmalıdır.