İçilen sulardan yiyeceklere, diş macunlarından çaya kadar pek çok yerden aldığımız flor sanıldığı gibi sadece faydalı bir madde değil.
Flor, özellikle dozu kaçtığında vücut için çok zararlı ola-biliyor. Bu nedenle, diş macununu yutma eğilimi olan çocuklara dikkat etmek gerekiyor.
Flor dünyanın çeşitli bölgelerinde doğal olarak bulunan bir madde. İçme sularında flor doğal olarak bulunabildiği gibi pek çok ülke de sularına flor katıyor. Ancak son bulgular flor konusunun bir kez daha masaya yatırılmasına neden oldu. Bazı ülkeler yıllardır yaptıkları uygulamalardan vazgeçerek sudan floru çekme kararı aldılar. Bazıları ise bu konuda kararsızlığını sürdürüyor.
Yapılan bazı araştırmalar suya flor eklenen yerlerde yaşayanlar arasında diş çürümelerinin azaldığını gösteriyor. Ancak Amerika'nın bazı bölgelerinde yapılan farklı araştırmalarda, böyle bir bulguya rastlanmadı. İsviçre 40 yıl sonra suya flor karıştırmama kararı aldı. Bu ülkedeki uzmanlar, florun faydalarının kanıtlanmadığını ve hatta fazlasının çocukların kemiklerine zarar verebileceğini belirtiyorlar. Dahası, bazı araştırmacılar florun diş çürüklerini önlemek şöyle dursun, tam aksine çürüğe neden olduğunu bile iddia ediyor.
Diş bozuklukları: Diş minesinin oluşumunda meydana gelen bozukluk, dişlerin lekelenmesine neden oluyor. Bunun geri dönüşü yok ve bu lekeler hayat boyu kalıyor.
İskeletteki bozukluklar: İlk belirtiler arasında sırtın sertleşmesi, kemik ve eklemlerde ağrı, yanma hissi, kol ve bacaklarda karıncalanma, kas zayıflaması, kronik yorgunluk, mide-bağırsak bozuklukları ve iştah azalması sayılabilir. Daha sonraki devrelerde uzun kemiklerde osteoporoz görülebiliyor.
Bağışıklık sistemi bozuklukları: Yapılan araştırmalar, florlu bölgelerde yaşayan insanların kanlarında bulunan flor miktarının, akyuvarların dolaşım hızını azaltarak bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğini ortaya çıkardı.
Kanser: Amerika'nın floru bol bölgeleriyle diğerleri karşılaştırdığında, ilginç bir sonuç ortaya çıktı. Florlu bölgelerde son 16 yılda kanser vakalarında yüzde 17'lik bir artış görüldü, diğer bölgelerde ise böyle bir artışa rastlanmadı. Florlu bölgelerde 20 yaşın altındaki erkeklerde kemik kanseri ve osteosarcoma görüldü.
Derleyen: Ömür GEDİK
NE KADAR FLOR ALMALI
Normal olarak kabul edilen günlük flor miktarı 1 ppm. Bu, içilen her bir litre su için 1 mg flor anlamına geliyor. Tabii ki flor sadece suda bulunmuyor. Floru bol olan bölgelerde üretilen içecekler ve işlenmiş yiyeceklerde de yüksek seviyelerde flor var. Bitkiler de doğadan flor alabiliyorlar ve bunları özellikle yapraklarında barındırıyorlar. Çayda 160-660 ppm flor bulunuyor. Bu da her altı fincan için 1 mg demek. Ekinlerin üzerine serpilen böcek öldürücü ilaçlar da flor içeriyor. Yüksek miktarlarda flor içeren diş macunları (1.000 ppm) ve jellerin (13.000 ppm) yutulması, bu nedenle çok sakıncalı. Özellikle çocukların bu konuda sıkı bir denetim altında tutulmaları gerekiyor.
HAFTANIN KİTABI
'Sağlık' demek, ruhsal ve bedensel iyilik hali demektir.
Prof.Dr. Özcan Köknel'in yazdığı Günlük Hayatta Ruh Sağlığı isimli kitap, ruh sağlığı tanımından başlayıp, ruhsal bozukluk durumları ve bunların tedavileri konusunda değerli bilgiler sunuyor.
Bu kitap bir hafta süreyle tüm D&R mağazalarında yüzde 15 indirimli
SORULAR-SORUNLAR
Ben 34 yaşında menopozu yaşadım. Şu anda 41 yaşındayım. Doktorum bana hormon içeren bant verdi. Ben bunu o zamandan beri kullanıyorum. Çıkan haberler üzerine nasıl bir yol izleyeceğimi şaşırdım. Bu kadar uzun sure bant kullanmamın bir mahsuru var mı? Yeter Güven
Menopozda hormon kullanımı konusunda sonuçları geçen yıl yayınlanan çalışmalardan sonra kafalar karıştı. Östrojen ve progesteron karışımlı hormon takviye tedavisi uygulanan kadınlarda meme kanseri ve damarda pıhtılaşma riskinin artması, bir çok doktoru hormon tavsiye etmekten uzaklaştırdı. Öte yandan da hormon kullanımının getirdiği avantajlar da var. Bir grup doktor da, bunların hastanın yaşam kalitesindeki önemine bakarak hormon kullanımına devam edilmesini öneriyor.