Paylaş
Türk Toraks Derneği’nin 2020 verilerine göre 40 yaş üstü yetişkinlerde ‘KOAH’ın sıklığı dünyada ortalama yüzde 11.7, Türkiye’deyse bölgesel değişikliklerle beraber yüzde 19.1. Türkiye’de solunum sistemi hastalıklarıyla bağlantılı ölümler, ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada ve bu ölümlerin yüzde 45.6 kadarı KOAH nedeniyle...
KOAH ile ilgili küresel bir girişim olan GOLD’un 2022 yılı raporuna göreyse gelişmekte olan ülkelerdeki sigara tüketim artışı ve yüksek gelirli ülkelerde yaşlanan nüfus nedeniyle KOAH’ın dünyada önümüzdeki 40 yıl boyunca daha da artacağı öngörülüyor.
Aynı raporda 2060’a gelindiğinde bu hastalık ve onunla ilişkili hastalıklara bağlı olarak yılda 5.4 milyondan fazla kişinin hayatını kaybedeceği bildiriliyor. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalışan ve Dünya Sağlık Örgütü’nün kronik hava yolu hastalıkları astım ve KOAH üzerine olan birliği GARD’ın başkanlığını yürüten Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, bu hastalık hakkında konuşmaya ‘önlenebilir, tedavi edilebilir bir hastalık’ olduğunun altını çizerek başlıyor.
“KOAH’ta mikrobik olmayan bir iltihap söz konusu, bu iltihabı gerçekleştiren faktörlerin başında da sigara geliyor. Hastalık kendisini en çok hava yollarında giderek ilerleyen bir tıkanmayla gösteriyor” diyerek özetlediği hastalığın görülme sıklığının ne yazık ki tüm dünyada ve Türkiye’de her geçen gün arttığını paylaşıyor. Aynı zamanda Avrupa Solunum Derneği’nin (GINA) yönetim kurulunda görev yapan Prof. Dr. Yorgancıoğlu, bu artış trendinin arkasında kişilerin sigara içmeye devam etmesi, hava kirliliği ve mesleki etkilenimlerini sıralıyor.
KOAH’ın tanısını koymak için basit ve ağrısız bir test olan ‘nefes ölçüm testi’ (spirometre) kullanılıyor. COVID döneminde kişilerin hastanelerden uzak durmaları nedeniyle bu testlerin uygulanmasının azaldığını anlatan uzman, “Kronik solunum hastalıklarının COVID’den olumsuz etkilendiğini biliyoruz, çünkü bu hastalarımız hastaneye gelmekten korktular, kendilerini evlerinde izole ettiler. Öte yandan kapanmada hava kirliliği azaldı, dolayısıyla risk faktörleri azaldı. Pandemiye yönelik alınan hijyen önlemleri, maske ve mesafe nedeniyle bu hastalarımızın gribal enfeksiyonları da azaldı. Ancak şunu da biliyoruz ki KOAH hastalarımız COVID’i diğer kişilerden daha ağır geçiriyor” diyor.
Bu hastalıkta akciğerlerde, hava yollarında ve akciğerlerin gaz alışverişi yapılan yerlerinde iltihaplar oluşuyor, bu da giderek hastanın solunum yetmezliğine ilerlemesine yol açıyor. KOAH çok yaygın bir hastalık ancak az tanı alıyor. Hastaların şikâyetleri arasında yer alan öksürük ve balgam aynı zamanda sigara içenlerde sık görülen belirtiler olduğundan, sigara içenlerin doktora geç başvurmalarına ve dolayısıyla süreci nefes darlığının takip etmesine yol açabiliyor. Nefes ölçüm testi yapılmadığında tanı konamıyor.
İYİ BESLENMEYİ UNUTMAYIN
Tüm KOAH hastalarının yaklaşık yüzde 25’inin teşhis almadığını söyleyen Yorgancıoğlu “Belki de bu oran ülkemizde daha da fazla” diyerek bu önemli soruna vurgu yapıyor. Oysa DSÖ verilerine göre 2030 itibariyle KOAH’ın dünya üzerinde üçüncü en yaygın ölüm nedeni olması bekleniyor.
“Pandemi solunum yollarının, akciğerlerin ne kadar önemli olduğunu bize ne yazık ki çok tatsız bir şekilde gösterdi. Ama akciğer sağlığının aynı zamanda hayatta kalmak için ne kadar önemli olduğunu da öğrendik” diyen Yorgancıoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: “Vücudumuzun sağlıklı olması için akciğerlerimizin sağlıklı olması lazım. Çünkü akciğerlerimiz hastalanırsa oksijen-karbondioksit değişimini yapamayız ve bu durumdan tüm organlarımız, hücrelerimiz etkilenir. O yüzden akciğere zarar verecek etkenlerden uzak durmamız lazım. Tütün ve tütün ürünleri, iç ve dış ortam hava kirliliği, iklim değişikliği, çevresel ve mesleki maruziyetler, fiziksel aktivite, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve fakirlik KOAH’ta önemli rolü olan faktörler.” Özetle bu hastalıktan korunmada sağlığın sosyal belirleyicilerinin ve solunan havanın kalitesinin iyileştirilmesi, sağlıklı beslenme, yeterince fiziksel egzersiz ve aşılanma öne çıkıyor.
Kapanmada hava kirliliğinin azalması risk faktörlerini de azaltmıştı.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELE ÖNEMLİ
Hava kirliliği ve ona bağlı hastalıkların ülkemizde her gün 75’ten fazla kişinin ölümüne yol açtığını paylaşan Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu “İklim değişikliği nedeniyle yaşadığımız sıradışı hava olayları, su kaynaklarındaki değişim, sıcak-soğuk hava dalgaları, havanın kalitesindeki değişim, ultraviyole radyasyon artışı insan sağlığını çok olumsuz etkiliyor. Ufacık bir virüsün hayat için ne kadar büyük bir tehdit olduğunu gördük” derken, insanları dünyanın doğal yaşam dengesini bozmadan, hem akciğer sağlığımıza hem de gezegenimizin sağlığına uygun davranışlarda bulunmaya davet ediyor.
Uzmanlar aşı olmayı öneriyor.
HASTALAR PANDEMİDE NELERE DİKKAT ETMELİ?
“COVID için akciğerler çok önemli; çünkü bu hastalık en çok akciğerleri etkiler ve ölüm en çok akciğer tutulumu nedeniyle olur. Biliyoruz ki sağlam akciğerler COVID-19’la çok daha iyi savaşabilir” diyen Prof. Yorgancıoğlu, sigara içmenin koronavirüse yakalanma ve hastalığı ağır geçirme riskini arttırdığını, bu riskin yayınlarla da kanıtlandığını söylüyor. İçinde bulunduğumuz dönemde KOAH hastalarına COVID-19 ve zatürre aşılarını mutlaka olmalarını ve mümkün olduğunca hekimleriyle yakın temas halinde kalarak güncel durumlarını bildirmelerini öneriyor.
Paylaş