Paylaş
Yumurtalık kanseri, dünya çapında kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden. Büyük oranda da 50 yaşın üzerindeki kadınlarda menopoz sonrası görülüyor. Dünyada bu konudaki en güncel gelişmeler Avrupa Jinekolojik Onkoloji Derneği (ESGO) Kongresi’nde konuşuluyor. Üstelik bu yıl kongre 28 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi. Biz de kongreye ev sahipliği yapan Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği’nin yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Çağatay Taşkıran’la konuştuk ve yumurtalık kanserine dair bilmemiz gereken en güncel bilgileri öğrendik:
Vücuttaki her hücrenin bir çoğalma veya bölünme düzeni vardır. Değişik nedenlerle bölünmeyi önleyen ya da fazlalaştıran genlerin etkisinin artması hücrelerin kontrolsüz çoğalmasına neden olur ve tümöre ait kitleler meydana gelir. Bu da bu hücrelerin kaynaklandığı organın yapısını bozar. Vücuttaki her organda olduğu gibi yumurtalıklardan da iyi ve kötü huylu tümörler çıkabilir. Yumurtalık kanseri dünyada kadınlarda en sık görülen 8’inci kanserdir ve yılda 314 bin kadına yumurtalık kanseri tanısı konmaktadır. Türkiye’deki duruma baktığımızda meme hariç üreme organı kanserleri içinde rahim içi kanserinden sonra 2’nci en sık görülen kanserdir. 40 yaş üzeri her 100 kadının 1,4’üne yumurtalık kanseri tanısı konmakta. Birinci derece akrabada meme ve over kanseri görülme sayısı arttıkça bu oran yüzde 6’lara kadar yükselir.
Yumurtalık kanserlerinin en önemli özelliği yüzde 70-75’inin tanı konduğu zaman ileri evrelerde olmasıdır. Bu durumun da etkisiyle tüm üreme organ kanserlerine bağlı ölümlerin yarısından fazlası yumurtalık kanseri kaynaklıdır.
YENİLİKÇİ TEDAVİLER
Hastalığın erken evresinde kadınlarda genel olarak hiçbir belirti gözlenmez. Ancak kişiler karın bölgesinde rahatsızlık ve şişkinlik hissedebilir veya bazı durumlarda kasıklarında, koltukaltlarında veya boyunlarında köprücükkemiğinin hemen üzerinde şişmiş lenf düğümleri fark edebilirler.
Son yıllarda kanser riski ve hastalığın olası seyri hakkında bilgi edinmek ve yenilikçi tedavilere uygunluk için genetik testler
(örneğin BRCA1/2) ön plana çıktı. BRCA 1 kalıtsal mutasyonu olan kadınların yüzde 50-85’inde meme kanseri ve yüzde 15-45’inde yumurtalık kanseri görülür. Bu kadınlarda yumurtalık kanseri görülme riski 35-40 yaşından sonra belirgin olarak artar. Buna karşılık BRCA 2 gen mutasyonu olanlarda yaşam boyu meme kanseri riski yüzde 40-60, yumurtalık kanseri riski yüzde 10-20 kadardır. Buradaki risk artışı da 45-50 yaşından sonra başlar. BRCA mutasyonu olan sağlıklı kadınlarda yumurtalık kanseri oluşmasını önlemek veya erken tanı konmasını sağlamak için dikkatli olmak gerekiyor.
Üreme organı kanserlerine bağlı ölümlerin yarısından fazlası yumurtalık kanseri kaynaklı.
Kimlerde daha sık görülür?
◊ Menopozda olanlarda
◊ Endometriozis (çikolata kisti) hastalığı olanlarda
◊ Doğum yapmamış olanlarda
◊ Yakın akrabalarında yumurtalık-meme kanseri olanlarda
◊ BRCA genlerinde mutasyon olanlarda
Kimlerde az görülür?
◊ Çok doğum yapanlarda
◊ Emziren kadınlarda
◊ İleri yaşta doğum yapanlarda
◊ Doğum kontrol tableti kullananlarda
◊ Tüpleri bağlanmış olanlarda
◊ Tüpleri çıkarılmış olanlarda
‘TEDAVİ YOLCULUĞUNDA ANLAMLI BİR KATKI’
Prof. Dr. Çağatay Taşkıran: “Bu yıl ESGO’da yumurtalık kanseri hastaları ve yakınları için hastalık sürecine destek olacak yenilikçi uygulama Olivia’yı Türkçe versiyonuyla Türkiye’deki hastalarımızın kullanımına sunuyoruz. Bu uygulamayla artık yumurtalık kanserinden etkilenen herkese, teşhisten tedaviye ve sürekli bakıma kadar, internet üzerinden bir uygulamayla kapsamlı günlük destek sağlanması mümkün. Farkındalık anlamında bu tür dijital platform ve uygulamaların yaygınlaştırılması hastanın tedavi yolculuğunda çok anlamlı bir katkı.”
Paylaş