Paylaş
Bu hafta 1 Aralık Dünya AIDS Günü kapsamında düzenlenen bir basın toplantısına katıldım. Toplantıda beş hekim derneğinin bir araya gelerek hayata geçirdiği Şüphen Olmasın inisiyatifinden uzmanlar HIV ve AIDS hakkındaki en güncel bilgileri paylaştı. En dikkat çekici kısım; gelişmiş ülkelerde yeni HIV pozitif tanısı alan kişi sayısı azalıyorken ülkemizin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerde hâlâ yeni hasta sayısının artmasıydı. Uzmanlara göre bunda en önemli etken, koruyucu önlem eksikliği ve geç tanı.
Prof. Dr. Deniz Gökengin yeni ilaçlar sayesinde kişinin kanındaki virüsün saptanamaz düzeye çok kolay bir şekilde indirilebildiğini anlatıyor. Virüs belirlenemeyen düzeye geldiğindeyse bir başkasına bulaştırmıyor.
Ülkemizde damgalanmaktan korkan kişilerin riskli cinsel eylemlerden sonra bile test merkezlerine gitmeye çekindiklerini vurguluyor uzmanlar. Bu nedenle kişilerin isim vermeden ve ücretsiz olarak cinsel yolla bulaşan hastalıkların testlerini yaptırabilecekleri anonim merkez sayısının arttırılması gerektiğini söylüyorlar. Şu anda sadece İstanbul’da Şişli ve Beşiktaş, Ankara’da Çankaya, Mersin’de Büyükşehir, Bursa’da Nilüfer, İzmir’de Konak belediyelerinin gönüllü danışmanlık ve anonim test merkezleri var. Bir diğer öneri de ev tipi, kendin yap HIV test kitlerine onay verilmesi.
““Hastalar ilaçlarını ücretsiz aldıkları için tedavi oranı yüksek ancak erken tanıda dünyanın gerisindeyiz.””
Yeni tedavi seçenekleri
Prof. Dr. Emin Halis Akalın, 40 yılı aşkın bir süredir varlığı bilinen HIV ve bunlarla ilişkili komplikasyonların 40 milyonu aşkın kişinin hayatını kaybetmesine yol açtığını söylüyor. Dünyada 38.4 milyon, ülkemizde 60 binden fazla kişinin
HIV ile yaşadığı tahmin ediliyor. Her yıl 1.5 milyon yeni enfeksiyon ve 650 bin ölüm oluyor. Toplantıda uzmanların verdiği bilgilere göre ülkemizde hastalar devlet güvencesiyle ücretsiz şekilde ilaçlarını temin edebildikleri için tedavi kısmında başarı oldukça yüksek ancak erken tanıda dünyanın epey gerisindeyiz.
Tabii tedavi seçenekleri de çok gelişmiş durumda. Prof. Dr. Behice Kurtaran artık çok daha az sayıda ilaçla hastaların tedavi edilebildiğini anlatıyor. Kurtaran “Bu ilaçlar eskiye göre çok etkili, yan etkileri azaltılmış. HIV pozitif kişiler tedavilerini düzenli aldıklarında virüs sıfırlanabiliyor. Partnerlerine virüsü bulaştırmıyor ve sağlıklı çocuk sahibi olabiliyorlar” diyor.
Konu düzenli ilaç kullanımı olunca özellikle gençlerde tedaviye uyum sorunu olabiliyor. Ama bunu aşacak önemli gelişmeler var. Artık bir-iki ayda bir, kas içine iğneyle uygulanan formları üretiliyor. Henüz ülkemizde yok ama birçok ülkede kullanılıyor ve 6 ayda bir yapılan şekli de üretim aşamasında. Bir diğer önemli gelişme HIV aşısıyla ilgili yaşanıyor. Uzmanlar COVID-19 ile hayatımıza giren mRNA teknolojisinin HIV aşısı geliştirilmesinde olumlu sonuçlar verebileceğini öngörüyor
Koruyucu ilaçlar var
Basın toplantısındaki uzmanları dinledikten sonra Prof. Dr. Hüsnü Pullukçu’ya da HIV bulaşmasını önlemenin en etkili yollarını sordum. Pullukçu “Her türlü cinsel birliktelikte prezervatif kullanmak önemli. Son yıllarda temas öncesi koruyucu ilaç kullanımının da (PREP diye biliniyor) HIV bulaşmasını önlemede çok etkili olduğu görüldü. Bilmediği kişilerle veya haftada iki-üç gün farklı kişilerle seks yapan kişiler PREP kullanarak çok yüksek bir oranda korunabiliyor. Dünyada bu ilaçla salgın durduruldu. Bizde de doktor uygun gördüğü kişilere ücretsiz vermeli. Biz bu nedenle Ege Üniversitesi’nde Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan Korunma ve Önleme Polikliniği açtık. Orada uygun gördüğümüz kişilere ilacı reçete ediyoruz. Ancak devlet tarafından ücreti karşılanmadığı için çok kişi alamıyor” diyor.
Bizde 10 yılda 8 kat arttı
İlaç şirketi Gilead’ın desteğiyle IQVIA araştırma şirketi tarafından hazırlanan ‘COVID-19 Dönemi Sonrası HIV Politikaları Raporu’na göre pek çok ülkede yıllık yeni HIV vaka sayısı son 10 yılda sabit kalmış ya da azalma trendine girmişken Türkiye’de son 10 yılda 8 kat artış görüldü. Raporu değerlendiren Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Volkan Korten “Ülkemizdeki artışın en önemli sebebi hastalığın bulaşma yolları, önleyici ve koruyucu tedavi yöntemlerine dair bilgi düzeyinin ve farkındalığın düşük olması. Pandemi döneminde COVID-19’un öncelikli sağlık sorunu haline gelmesi, anonim test merkezlerinin düşük kapasiteyle hizmet vermesi ve hatta bazılarının HIV testi faaliyetlerini tamamen durdurması da önemli sebeplerden” dedi.
Paylaş