Paylaş
Danışan: Yarın SBS’ye (seviye belirleme
sınavı) gireceğim, heyecandan ölüyorum. Kal-bim çarpıyor, midem bulanıyor. Korkuyorum.
Dr. Başak: Sınavdan önce biraz korku, gerginlik ve heyecan yaşaman normal. Hatta biraz heyecan dikkatini teste daha fazla verebilmen için faydalıdır. Ama aşırı kaygı, senin de yaşadığın gibi fiziksel belirtilerin ortaya çıkmasına ve paniğe neden olur. Bu aşırı kaygıyı azaltmamız ve normal bir seviyeye indirmemiz lazım.
Danışan: Ben de istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. Öğretmenlerim de “bu kadar kaygılanırsan çok yanlış yaparsın, sakin ol” diyorlar ama elimde değil.
Dr. Başak: Haklılar, aşırı kaygı zihinsel olarak da seni olumsuz etkiler. Sınavla ilgili kaygılarına neden olan düşüncelerin neler?
Danışan: Benden beklenenler çok yüksek ama yapamayacağımdan çok korkuyorum.
Dr. Başak: Beklenenlerden neyi kast ediyorsun?
Danışan: Bütün yıl çok çalıştım. Hem öğretmenlerim hem de ailem yüksek puan almamı istiyor. Onları hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. Ayrıca ben de yanlış yapmaktan korkuyorum. Ya istediğim bir yere giremezsem?
Dr. Başak: Giremezsen ne olur?
Danışan: Çok üzülürüm, dünyam başıma yıkılır. Bütün emeklerim boşa gider.
Dr. Başak: Farkında mısın şu anda sadece kazanamayacağını ve yanlış yapacağını düşünüyorsun. Peki sürekli bu şekilde düşünen bir insanın kaygılanmaması mümkün mü?
Danışan: Evet sürekli aynı şeyi düşünüyorum. Kazanamayacağımı düşününce de panik yapıyorum.
Dr. Başak: Peki kazanamayacağına dair elinde bir kanıt var mı?
Danışan: Yok ama bu kadar heyecanlanırsam hata yaparım ve kazanamam.
Dr. Başak: Falcı olmadığına göre kazanıp kazanamayacağını bilemezsin, dolayısıyla yarın ne olacağına dair fikir yürütmen gerçekçi değil. “Ya kazanamazsam” yerine daha gerçekçi bir şey düşünmek istersen nasıl düşünürdün?
Danışan: Kazanıp kazanamayacağımı bilemem diye düşünmek daha gerçekçi galiba.
Dr. Başak: Kesinlikle daha gerçekçi. Hatta “Bütün sene elimden geleni yaptım ve yarın da elimden geleni yapmam yeterli olacak” diye düşünürsen nasıl hissedersin?
Danışan: Kendime çok güvenirim.
NASIL DÜŞÜNÜRSEN ÖYLE HİSSEDERSİN
Dr. Başak: İç seslerin seni destekleyen şeyler söylediğinde kendine güvenin artar. İşte biz de bunu yapmaya çalışacağız. Senin iç seslerini biraz düzenleyeceğiz. Diyelim tuttuğun takım final maçı oynuyor ve sen de seyretmeye gittin. Onlara “Kazanamazsanız sizi mahvederim, kesin gol yiyeceksiniz, kazanamazsanız dünyam yıkılır, böyle takım olmaz” diye mi tezahürat yaparsın.
Danışan: Yok canım öyle bağırılır mı! Adamlar yıkılır, topa vuramazlar.
Dr. Başak: İşte sen de iç seslerin böyle şeyler söylediği için bu kadar kötü hissediyorsun. Peki takımına nasıl destek oluyorsun?
Danışan: İlk aklıma gelen, “en büyük Cim Bom başka büyük yok”...
Dr. Başak: Yani ona kayıtsız şartsız inanıyorsun. Yense de yenilse de onun “en büyük” olduğunu düşünüyorsun.
Danışan: En yakın arkadaşım Fenerli, onun da hep söylediği bir şarkı var: “İnandık size bu sene, görmek isteriz şampiyonluklar içinde, şampiyon olunca tüm Türkiye, inleyecek en büyük Kanarya diye.”
Dr. Başak: İkisi de takımlarınıza inancınızı ve güveninizi vurguluyor. Peki sen şimdi iç seslerini tekrar gözden geçir. Takımına yaptığın gibi, kendini desteklemek için neler söylerdin?
Danışan: Aklıma komik bir tane geldi. Daha doğrusu maçlardan uyarladım: Sınavda coşacaksın, puanları toplayacaksın, sen şampiyon olacaksın, sana inanmayan yoktur! Bütün sene çalıştın, elinden geleni yaptın, hedefine ulaşacaksın, haydi göster kendini!
Dr. Başak: Bu da harika oldu. Bunu söylediğinde ne hissediyorsun?
Danışan: Çok süper! Ben yarın maça kadar, pardon sınava kadar bunu söyleyeyim en iyisi. Şarkı gibi ağzımdan düşürmem artık.
Dr. Başak: Unutma, nasıl düşünürsen öyle hissedersin. Bu hayat boyunca hatırlaman gereken bir bilgi olsun. Bir öğretmenim bana şu hikayeyi anlatmıştı: Kurbağalar arasında direğe çıkma yarışı varmış. Direğin en tepesine çıkan yarışı kazanacakmış. Kurbağalar aralarında konuşmaya başlamışlar. “Bu direğe çıkmak çok zor”, “Buradan düşmeden çıkmak imkansız” gibi kaygı dolu düşüncelerini birbirleriyle paylaşmışlar. Bu arada yarış başlamış. Bu sefer, seyirciler “Oraya çıkmak imkansızdır” diye aralarında konuşuyormuş. Kısa bir süre sonra tam da seyircilerin söylediği gibi kurbağalar teker teker düşmeye başlamış, düşmeyenler de korkudan yarı yolda yarışı bırakmış. Sadece bir tanesi büyük bir gayret ile direğin tepesine çıkmayı başarmış. Yarışmacılardan biri dayanamamış sormuş: “Hiçbirimizin başaramadığını sen nasıl başardın?” Kurbağa cevap vermemiş. Bir daha sormuşlar, yine yanıt yok. Başarılı kurbağa eliyle kulağını işaret etmiş, meğer kurbağa sağırmış ve konuşulanların hiçbirini duymamış.
Danışan: Çok güzel bir hikayeymiş. Anladım, ben de kendi içimdeki bu olumsuz seslere kulağımı tıkamalıyım.
Her zaman olumsuz iç seslere kulak tıkayın
- Dr. Başak: Sadece yarınki sınavda değil, hayatının tüm sınavlarında iç seslerin seni olumsuz etkilemeye başladığında, gerçek olmayan düşünceler aklına üşüştüğünde yapman gereken tek şey var; olumsuz iç seslerine kulağını tıkamak ve onları kendine güvendiğini, kendine inandığını hatırlatan olumlu düşüncelerle değiştirmek. “Sınavda başarılı olamazsam mahvolurum” düşüncesi yerine ne diyebilirsin?
Danışan: Sınavda elimden geleni yapacağım. Başarılı da olabilirim başarısız da, bunu şimdiden bilemem. Başarılı olursam çok sevinirim. Eğer başarılı olamazsam bu dünyanın sonu değil. Bir takım şampiyon olmayınca futbolu bırakmıyor veya bir tenisçi bu sene kazanamayınca tenisi bırakmıyor. Ben de pes etmeyeceğim. Çünkü hayatta başarıyı yakalamak için önüme daha birçok şans çıkacak.
- Dr. Başak: Seni şimdiden çok tebrik ediyorum. Hayatında başarının sadece bu sınav sonucuna bağlı olmayacağını düşünüyorsun. Başarılı olmak için her gün yeni bir şansın var. Tuttuğun takım yenildiğinde nasıl ondan vazgeçmiyorsan, kendinden de vazgeçme. Yarın benim kızım da sınava girecek. Kızıma, onun arkadaşlarına, sana ve yarın sınava girecek tüm gençlere bol şans diliyorum. Kendinize güvenin ve kendinizden vazgeçmeyin!
Paylaş