Paylaş
Aslında yalnızlığın yarattığı olumsuz duyguların nedeni, kişinin yalnız kalmasına neden olarak gördüğü, kendisiyle veya başkalarıyla ilgili yaptığı çıkarımlardır.
Danışan: Bu yaz artık benim de bir sevgilim olur diye umuyordum ama hiçbir şey olmuyor. Kendimi çok yalnız hissediyorum. Herkesin bir eşi, bir sevgilisi var ama benim yok. Neyim eksik, neden kimse beni beğenmiyor?
Dr. Başak: Anladığım kadarıyla yalnız olmak sizi çok mutsuz ediyor.
Danışan: Yalnız olup da mutlu olabilen var mıdır? Bence bütün yalnız insanlar mutsuzdur ama etraflarına çaktırmazlar.
Dr. Başak: Aslında bu çok da doğru değil. Bazıları yalnızlıktan hiç rahatsız olmaz, çünkü yalnızlığı daha kolay tolere edebilirler.
Danışan: Olabilir ama ben tolere edemiyorum işte.
Dr. Başak: Çünkü yalnızlık hakkında çok fazla olumsuz düşünceniz var. Eğer siz de “Arkadaşlarımla, ailemle güzel vakit geçirebiliyorum, kendi başıma çok özgürüm, istediğim gibi eğlenebiliyorum, bu arada bir sevgilim olursa onunla da eğlenebilirim, olmasa da dünyanın sonu değil. Mutlu olmak için başkasına ihtiyacım yok” diye düşünseydiniz, yalnız olmaktan şikayet eder miydiniz?
Danışan: Etmezdim belki ama ben öyle düşünemiyorum.
Dr. Başak: Öyleyse aslında sizi üzen yalnızlık değil, yalnızlığa ait aklınızdan geçen düşünceler. Siz yalnızlık hakkında ne düşünüyorsunuz?
Danışan: Yalnız olduğuma göre bende bir problem var. Zavallılar veya çirkinler yalnızdır. Kimse beni beğenmediğine göre demek ki ben de zavallı ve çirkinim.
Dr. Başak: Yalnızlıktan şikayet eden kişilerin çoğu sizin gibi olumsuz düşünceler içindedir ve kendilerini suçlarlar. Bu kadar olumsuz düşünceler içindeyken kendinizi iyi hissetmeniz mümkün değildir. Aslında yalnızlığın yarattığı olumsuz duyguların nedeni, yalnız kalmanıza neden olarak gördüğünüz, kendinizle veya başkalarıyla ilgili yaptığınız çıkarımlardır.
Amerikalı terapist Dr. David Burns, yalnızlıktan şikayet eden kişilerin bazı ortak özellikleri olduğunu tespit etmiş. Aslında bu özelliklerin çoğu hepimizde az çok vardır ama dereceleri bazı kişilerde çok daha fazladır ve bu, ilişkilerde problemlere neden olur. İsterseniz bu listeye bakalım ve sizin kendinizde problem olarak gördüğünüz faktörleri saptamaya çalışalım, böylelikle çözüm üretmemiz daha kolay olabilir.
YALNIZLARIN ÇOĞU UTANGAÇ VE ÇEKİNGEN
1. Düşük özgüven: Yalnız insanların çoğu utangaç ve çekingendir. Bu kişilerin çoğunda aşağılık kompleksi vardır ve kendilerini başkalarıyla karşılaştırırlar. Başkalarının kendilerinden daha çekici, daha akıllı veya daha başarılı olduklarını düşünürler. Bu düşünceler onların eksik hissetmelerine neden olur. Böyle hissederken başkalarına yaklaşmak kolay değildir.
2. Romantik mükemmeliyetçilik: Kendileri ve partnerleri hakkında rasyonel olmayan beklentileri, kişileri yalnızlığa itebilir. Kendileri hakkında yüksek beklentileri olanlar, hiçbir zaman ‘yeteri kadar iyi’ olmadıklarını düşünürler. Ancak ‘mükemmel’ kişilerin mutlu beraberlikleri olabileceğine inanırlar. Benzer şekilde, partnerlerinde de mükemmeli ararlar. Hayallerinde mükemmel bir kişi yaratırlar ve tanıştıkları hiç kimse bu kişiye uymaz.
3. Duygusal mükemmeliyetçilik: Delicesine aşık olmadıkça biriyle olmayı anlamsız gören kişiler, ilişkilerde bitmeyen yoğun duygular yaşanması gerektiğine inanırlar. Yaşadıkları ufak bir olumsuzluk, ilişkilerinin yürümeyeceğine işarettir, çünkü ‘mükemmel’ ilişkilerde aşk, sevgi, bağlılık hiçbir zaman azalmamalıdır.
4. Utangaçlık ve sosyal kaygı: Yalnız insanların çoğu, beğendikleri kişilerin yanında kaygı yaşarlar. Başkalarının yanında gergin ve özgüvensiz göründüklerini düşünür ve bundan utanırlar. Bu duygularını saklamaya çalışırken daha da fazla kaygı duyarlar. Diğer yandan saklamaya çalıştıkça daha da gerginleşirler. Dolayısıyla yeni insanlara yaklaşmak, ilişki kurmak neredeyse imkansızlaşır.
İLİŞKİ KURMAK İÇİN HİÇBİR ADIM ATMAZLAR
5. Umutsuzluk: Birçok yalnız kişi, arkadaşlık kurmak veya partner bulmak konusunda çok umutsuzdur. İnsanlara yaklaşmak için gerekli özelliklere sahip olmadıklarını düşünürler. Böyle umutsuz düşüncelere inandıkça da ilişki kurmak için herhangi bir girişimde bulunmazlar, hiçbir adım atmazlar.
6. Yabancılaşma, uzaklaşma, izole olma: Yalnız insanlar genellikle yeni insanlarla tanışmak için ne yapacakları konusunda çok becerikli değildirler. Nereye gitmeleri, nerede, ne tip organizasyonlarda bulunmaları gerektiğini bilmezler. Dolayısıyla pek evden çıkmaz, kendilerini toplumdan izole ederler.
7. Reddedilme korkusu: Yalnız insanlar reddedilmeye karşı hassastır. Hiçbir şekilde risk almazlar. Reddedildiklerinde ise çoğunlukla kendileriyle ilgili bir problem olduğuna inanırlar.
8. Yalnızlık korkusuyla çaresiz davranışlar: Yalnız insanlar hemen hemen her zaman tek başlarınayken mutsuzdurlar. Sadece başkasıyla beraberken mutlu hisseden kişi, tek başına kaldığında kendine katı ve kızgın davranır. Yalnızlığı tolere edemeyen kişi, yalnızlıktan kaçmak için başkalarına karşı ısrarcı ve bağımlı davranışlar sergileyebilir. İnsanlar ‘ısrarcı ve bağımlı’ kişilerden uzak durur. Bu bir kısır döngüdür ve bu kısır döngüden çıkabilmek için kişinin yalnızken mutlu olmayı öğrenmesi gerekir.
9. Kendini ifşa etme korkusu: Bazı yalnız kişiler, duygu ve düşüncelerini, beğenilmeme korkusu yüzünden başkalarıyla paylaşmaktan kaçınırlar. Fikirlerinin veya tecrübelerinin saçma olduğuna inanırlar. Bu, onların başkalarıyla yakınlaşmalarına engel olur.
10. Gücenme ve kızgınlık: Bazı yalnız insanlar bir ilişki kurma özlemi içinde olsalar da, başkalarına karşı sık sık kızgın ve eleştireldirler. Onların bu tutumları, çevrelerindeki kişilerden hoşlanmıyormuş gibi gözükmelerine yol açar. Dahası, bu olumsuz tavır ve tutumlarının başkaları üzerinde yarattığı etkiden haberdar değildirler. Başkalarının arkadaş canlısı olmadığından, yakınlık göstermediklerinden, sıcak ve sevecen olmadıklarından yakınırlar.
11. Defansif olmak ve eleştiriye kapalı olmak: Yalnız insanların çoğu eleştiriye karşı çok hassastır. Herhangi bir eleştiri karşısında çok defansif olurlar, karşılarındaki kişilerin hatalı olduğuna ısrar ederler. Kavgacı bir tutum içine girebilirler ve bu da onları başkalarından uzaklaştırır.
12. Depresyon: Birçok araştırma, yalnız kişilerin çoğunlukla depresyonda olduğunu göstermiştir. Motivasyon eksikliği, kendini suçlama, ilginin azalması, cesaretin kırılması ve hüzün depresyona işaret edebilir. Depresyon azaldıkça ve özgüven arttıkça, tatmin edici ilişkiler kurmak kolaylaşır.
13. Kendini kapana kısılmış hissetmek: Birçok yalnız insan, bağlanma ile ilgili irrasyonel korkular yaşar. Yakın ilişkiler onları kapana kısılmış hissettirir. Aşkı veya bağlılığı, kişisel özgürlükleri kısıtlayan, zahmetli bir görev ve yük olarak görür.
- Psikoterapi diyalogları, yaşanmış hikâyelerden esinlenilerek, psikoterapi sürecinde kullanılan yöntemlere örnek oluşturmak amacıyla yaratılmıştır. İçeriği psikolojideki bilimsel gelişmelere paralel olmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.
Paylaş