Paylaş
En sevdiğiniz insan bile, incir çekirdeğini doldurmayacak bir nedenden dolayı, hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar çabuk en sevmediğiniz insana dönüşebilir. Oysa biz gerginlikten, tartışmadan, problemden (en azından tatil boyunca) kaçınmak istiyoruz. Ne yaparsak insanlarla iyi geçinebiliriz ve tatilimizi huzur içinde tamamlayabiliriz? Bu sorunun cevabı üzerine çalışan psikologların çeşitli önerileri var:
* Haklı olma tutkusundan vazgeçin: Çoğu insan ufacık bir sohbette bile sürekli olarak kendi düşüncesinin veya davranışının daha doğru olduğunu karşısındakine anlatma, onu ikna etme çabasındadır. Diğer yandan çoğu zaman haklı olmak yeterli değildir.
Çünkü karşınızdaki de kendi doğrularından vazgeçmeyecektir. Sonuç olarak ikiniz de birbirinizi ikna etme çabası içindeyken doğru olan değil, inatçı olan kazanacaktır ve bu mücadele çoğunlukla gerginliğe yol açar. Gerçeği ya da doğruyu ortaya çıkarmak sandığınız gibi anlaşmazlığı ortadan kaldırmayı sağlamaz, tam tersine kendinizi anlaşmazlığın ortasında bulabilirsiniz. Kendinize şunu sık sık hatırlatmanız hayatınızı çok kolaylaştıracak: Haklı olup olmamanın hiçbir önemi yok.
* Karşınızdakine öğüt vermekten vazgeçip onu dinlemeye ve anlamaya çalışın: Doğru iletişimin en önemli unsuru önyargısızca, suçlamadan dinlemek ve empati kurabilmek. Empati yapmanın sırrı, dünyayı karşınızdakinin gözünden görmeye çalışmaktır. Bütün iyi niyetinizle onun neyi yanlış yaptığına odaklanarak çözüm üretmeye ve ona öğüt vermeye çalıştığınızda, karşınızdakinin o anki hislerini hiçe saymış olabilirsiniz.
Siz yardımcı olmaya çalıştığınızı düşünürken, karşınızdaki “Beni hiç anlamıyor ve sadece öğüt veriyor” gibi düşünceler neticesinde kırgınlık, hayal kırıklığı, kızgınlık gibi duygular yaşayabilir. Sadece dinlemek ve çözüm önermemek size çok gereksiz gibi gözükse de belki o an için karşınızdakinin en çok ihtiyaç duyduğu şeydir. Kendinize sık sık hatırlatın: Her zaman çözüm önermek iyi fikir olmayabilir.
* Akıl okumayın, soru sorun: Kimsenin akıl okuma becerisi yoktur. Karşınızdakinin ne düşündüğünü bilemezsiniz ama bildiğinizi sanıp ona göre cevap verdiğinizde hiç ummadığınız durumlara düşebilirsiniz.
Aynı şekilde karşınızdakinin de sizin neler düşündüğünüzü bilmesini beklemek, ona göre davranmasını istemek size hayal kırıklığı yaşatabilir.
İletişim sıkıntısı yaşamak istemiyorsanız karşınızdakine sormalısınız: Neden böyle olduğunu düşünüyorsun? Neden böyle yaptın? Neden böyle istiyorsun?
Neden haklı olduğunu düşünüyorsun? Ve kendinize sık sık şunu hatırlatın: Karşımdakinin aklından ne geçtiğini bilemem, en iyisi sormak...
* Yanıt vermek için acele etmeyin: Her soruya hemen cevap vermek zorunda değilsiniz, hatta bazen cevap vermek istemediğiniz sorulara hiç cevap vermeyin. Sakin olun, derin bir nefes alın, uzaklara bakın ama sonradan pişman olacağınız şeyler söylemeyin.
Bazen susmanın daha iyi olduğunu kendinize hatırlatın, “Düşündüğümü söylersem karşımdakinin tepkisi ne olur?” diye düşünün.
Her insanın konuşmak istemediği konular olabilir, sonuçta sizin de kendinize saklamak istediğiniz konuları konuşmama hakkınız var. O nedenle “Neden gelmedin?” gibi basit bir soru bile sizi strese sokabilir. Böyle durumlar için hazırlıklı olup kendinize sık sık hatırlatın: Her soruya cevap vermek zorunda değilim, susma hakkım var.
* Mükemmel olmaya çalışmak sizi yorar ve üzer: En önce hatırlamak gerek: Mükemmel yoktur çünkü hep daha iyisi olacaktır. Bazı insanlar mükemmel gözükmek için kendilerini o kadar yorar ki en ufak hata bile çok büyük kaygı yaratır, mutsuz olmalarına yol açar. İletişim içinde oldukları insanlara karşı hep tetikte ve tedirgindirler. Hiçbir “açık” vermeme gayretiyle hem kendilerini hem de yakınlarını yorarlar. Dışarıya “mükemmel” bir imaj verme çabası içindedirler.
Başkalarının onları küçümseyeceğini, eleştireceğini düşünürler. Hata yapmak dünyanın sonu değildir. Yanlış kelime söylemek, yanlış hareket etmek, yanlış giyinmek insanların çok ayıpladığı durumlar değildir. İnsanlar en fazla size gülecektir ki bu da dünyanın sonu değildir. Siz de onlarla beraber kendinize gülebildiğinizde, kendinizi her halinizle kabul ettiğinizde, olsa olsa hep beraber eğlenirsiniz, hava birden yumuşar. Kendinize sık sık hatırlatın: Eğer ben kendime gülebilir ve kendimi her halimle kabul edebilirsem etrafımdaki insanların düşünceleri beni rahatsız etmez.
Çoğu insan ufacık bir sohbette bile kendi düşüncesinin daha doğru olduğunu anlatma çabasındadır. Ancak karşısındaki kişi de kendi doğrularından vazgeçmeyecek, bu da gerginliğe yol açacaktır.
Paylaş