Paylaş
ünyanın en önemli kognitif terapistlerinden Dr. Christine A. Padesky, geçen hafta bir seminer için İstanbul’daydı.
Kognitif terapi, 1000’den fazla bilimsel araştırma ile, birçok psikolojik ve psikiyatrik sorunun etkili bir şekilde tedavi edilebileceğini ispatlamış bir psikoterapi şekli. Kognitif terapinin kurucusu olan Dr. Aaron T. Beck’in öğrencilerinden Dr. Padesky, bugüne kadar Kuzey, Güney Amerika, Avrupa ve Asya’da 45 binden fazla psikoloğa eğitim verdi.
1978’den beri terapi yapan Padesky’nin amacı, kognitif terapiyi tüm dünyaya tanıtmak ve terapistleri eğitmek.
Padesky’nin Türkçeye “Evinizdeki Terapist” adıyla çevrilen “Mind Over Mood” adlı kitabı (23 dile çevrildi), tüm zamanların en etkili kognitif terapi kitabı olarak kabul ediliyor.
“Evinizdeki Terapist” kitabını dilimize kazandıran meslektaşım Klinik Psikolog Dr. Emel Stroup’un düzenlediği organizasyon sayesinde yüzlerce psikolog, İstanbul’da ikinci kez Padesky’den eğitim aldı.
İstanbul’daki seminerlerinin yanı sıra Londra’da da birçok seminerine katıldığım Dr. Padesky, onun yakın bir takipçisi olduğumu bildiğinden, bu gelişinde röportaj isteğimi kırmadı ve sizin için sorduğum soruları yanıtladı.
Kognitif terapiyi nasıl tanımlarsınız?
- Kognitif, ‘düşünmek’ anlamına gelir. Kognitif terapi; olaylara bakışımızın, duygu durumumuzun, ilişkilerimizin ve yapmak istediklerimizin düşüncelerimizle olan ilişkisine bakar. Düşüncelerimizin, nasıl hissettiğimiz ve nasıl davranacağımız üzerinde büyük etkisi vardır. Örneğin çocuklarımız aralarında kavga ediyor; eğer “Çocuklar böyle kavga eder, kendi hallerine bırakmak lazım” diye düşünürsek, arkamıza yaslanıp rahatça otururuz. Ama “Büyüyünce kötü insanlar olacaklar, başarısız olacaklar, aralarını bulmalıyım” şeklinde düşünürsek, kavgalarını önlemeye çalışırız. Yani düşüncelerimizin, davranışlarımız üzerinde çok büyük bir etkisi var. Kognitif terapi, insanın duyguları ve davranışları ile bağlantılı olan düşüncelerini tanımlamasına, fark etmesine yardım eder. Böylelikle, hangi düşüncelerinin daha iyi bir hayata yön verdiğine karar verebilir.
Bazen danışanlarımız şöyle diyor: “Çok depresif hissettiğimde düşüncelerimi değiştirmek kolay değil, değişmek çok zor.” Böyle düşünen birine kognitif terapinin işe yarayacağını nasıl açıklarsınız?
- “Evinizdeki Terapist” kitabını bu nedenle yazdım. Bu kitap, kolay bir şekilde bunu nasıl yapabileceğinizi anlatıyor. Başlangıçta düşüncelerimizi tanımak ve onları test etmek zor olabilir. Biz insanlara şunu öğretmeyi hedefliyoruz; düşüncelerine ve hayatında olanlara bak, sana gerçek ve dürüst gelen düşüncelerin neler olduğuna ve hangi düşüncelerin mutlu bir hayat yaşamana yardım edeceğine kendin karar ver. Bu öğrenilebilir.
Evet, üstünde çalıştıkça, düşüncelerinin ve bunların duygularına nasıl yön verdiğinin farkına varmaya başlıyorlar.
- Düşünceleri belirledikten sonra, daha dengeli bir hale sokabilmek için karşılaştırma yapmak, düşüncelerinizin doğru olup olmadığını test etmek gerek. Düşüncelerinizi destekleyen kanıtlar var mı? Desteklemeyen kanıtlar var mı? Olumsuz düşünceleriniz her zaman yanlış olmayabilir, bunun da farkına varmak lazım. O zaman terapistiniz daha mutlu bir hayat yaşamak için neleri değiştirmeniz gerektiğini bulmanıza yardım edebilir. Böyle zamanlarda danışanlarımıza çözüm üretmesi gerektiğini gösteririz.
Bir örnek verebilir misiniz?
- Diyelim depresyondasın ve patronunla ilgili olumsuz bir düşüncen var: “Patronum benden nefret ediyor ve ne yaparsam yapayım onu tatmin edemiyorum.” Bunlar depresif düşüncelerdir ve tamamen doğru olmayabilir. Belki patron bazen eleştiriyordur ama bu “Her zaman eleştiriyor, onu hiç memnun edemiyorum” düşüncesinden farklı bir düşünce. Depresif olduğumuzda sadece eleştiriyi görürüz ve daha karamsar oluruz. Bununla beraber gerçekten sizden memnun olmayan bir patronunuzun olma ihtimali de var. Eğer öyleyse, bu konuda ne yapmanız gerektiğini düşünmelisiniz. “Eleştirilerini ciddiye almayacağım, çünkü o herkese karşı çok eleştirel” diye düşünebilirsiniz. Ya da “Ben böyle bir insanla hiçbir zaman çalışamam” diyerek işinizi değiştirmeye karar verebilirsiniz. Karar vermeniz gerekiyor, sizin düşüncelerinizde mi problem var, yoksa patronunuzda mı?
DEPRESİF KİŞİLERE “5 DAKİKA” KURALINI ÖĞRETİYORUM
Öyleyse önce düşüncelerimizi tanımlıyoruz, duygu durumumuzu nasıl etkilediğini görmeye çalışıyoruz ve bu düşüncelerin doğru olup olmadığını test ediyoruz. Düşüncelerimizin doğru olması durumunda da durumu nasıl değiştirebileceğimizi ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.
- Düşüncelerimizi destekleyen bir kanıt varsa, problemleri çözmek için aksiyon planı yapmak faydalı olur. Kognitif terapi, aktif bir terapi yöntemidir. İnsanların kısa sürede daha iyi hissetmeleri için problemlerini mümkün olduğunca çabuk çözmeye yardım etmeyi hedefler.
? Bazen depresif kişiler hiçbir şey yapmak istemez. Aksiyon planı yapmak, düşüncelerini yazmak, değiştirmek istemezler. Bu durumda kognitif terapi nasıl etkili olabilir?
- Evet, depresif insanları bir şeyler denemeye ikna etmek zor olabilir. Bu nedenle her şeyi bir anda yapmalarını veya hayatlarını tamamen değiştirmelerini beklemeyiz. Hedefleri küçük parçalara böler ve onları küçük adımlar atmaya teşvik ederiz. Benim depresif kişilere öğrettiğim bir şey var; “5 dakika kuralı”. Genellikle bir şey yapmaya niyetlendiğinizde ilk dakikalar en zorudur. O yüzden onları sadece 5 dakika bir şey yapmaları için cesaretlendirmeye çalışırım. Örneğin, 5 dakika yürü, 5 dakika çocuğunla oyna... 5 dakika sonunda devam edip etmek istemediğine karar verirsin.
“Bir şey yapmak işe yaramayacak” diye düşünenler olabilir.
- Onlara da duygu durumlarını 1’den 10’a kadar değerlendirmelerini öneriyorum: 10 kendimi çok depresif hissediyorum, 1 hiç depresif hissetmiyorum. 5 dakika bir şey yap ve duygu durumunu tekrar değerlendir. O zaman bir şey yapmanın işe yarayıp yaramayacağını tahmin etmeye çalışmak yerine, gerçekten ne hissettiğine bakarak karar verebilirsin. Problemlerin çözümüne yönelik küçücük bir adım bile atmak, duygu durumumuzda değişiklik yaratabilir. Bu ufak değişiklik bile size daha fazla enerji verecektir.
“Evinizdeki Terapist” , 23 dile çevrildi, 1 milyonun üzerinde sattı. Sizce neden bu kadar başarılı oldu?
- Kitap pratik bir şekilde “baş etme becerilerini” öğretiyor. Düşünceleri ve duygu durumunu nasıl tanımlarız, nasıl test ederiz, düşüncelerimizin doğru olup olmadığı konusunda nasıl kanıtlar toplarız... Bunlar hakkında pratik önerilerimiz var. Kitabın adı gibi, anlattığımız yöntemleri evinizde kolayca uygulayabilmeniz için listeler ve şemalar koyduk. Dünyanın her yerinden insanlar bana e-mail atıp, depresyon veya anksiyete ile ilgili problemlerini bu kitaptaki uygulamalar sayesinde çözebildiklerini söylüyor. Bu beni gerçekten çok mutlu ediyor.
Bu kitap asıl olarak depresyon ve anksiyete için mi?
- Temel olarak öyle ama kızgınlık, suçluluk ve utanç duygusu gibi duyguları da kapsıyor.
Kitabı okumak terapi almak yerine geçebilir mi?
- Bu, kişinin şikayetlerinin ne kadar yoğun olduğuna bağlı. Şu anda İngiltere’de bir araştırma yapılıyor. Hafif depresif veya anksiyetesi olan kişilere ilaç yerine bu kitabı okumaları tavsiye ediliyor. Şikayetleri hafif olan kişiler, bu kitabı okuyup içindeki yöntemleri ciddi bir şekilde uyguladıklarında değişim yaşayabiliyorlar. Bu kitabın hedefi, insanların kendi kendilerine yardım edebilmeleri. Daha ağır depresyon veya anksiyete yaşayanların profesyonel yardım almaları gerekir.
Çoğu kişi kitap okuyup yöntem öğrenmek, hatta psikoterapiye gitmek yerine ilacı tercih ediyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Sorunuza daha doğru cevap verebilmek için depresyonu ve anksiyete bozukluklarını ayrı ayrı konuşalım. İlaçların depresyonu azalttığı doğru, fakat ilacı bıraktığınızda depresyonun geri gelme olasılığı var. Fakat kognitif terapi ile düşüncelerinizi tanımladığınızda ve kendinizi daha iyi hissedecek aktiviteler öğrendiğinizde, depresyonun geri gelme riski düşük. Anksiyete bozukluklarında ise durum farklı. Bazı anksiyete ilaçları anksiyetenin iyileşme olasılığını düşürebilir. Bu kulağa komik gelebilir ama maalesef doğru. Özellikle panik bozukluğu olan kişiler, ilaç aldıklarında aslında hiçbir zaman iyileşmeyebilir. Oysa kognitif terapi alan kişiler 6 veya 8 seansta iyileşebilirler. Ayrıca kognitif terapi alan 10 kişiden sadece 1’i tekrar panik atak yaşarken, ilaç tedavisi gören 10 kişinin 8’i tekrar panik atak yaşar.
KOGNiTiF TERAPi VEREBiLECEK YETERLi SAYIDA TERAPiST YOK
Araştırmalar kognitif terapinin çok daha etkili olduğunu ispatlasa da, sanıyorum bütün dünyada, ilaç, anksiyete tedavisinde hâlâ birinci sırada geliyor.
- Maalesef öyle. Çünkü kognitif terapi verebilecek yeterli sayıda terapist yok. Bu nedenle kognitif terapi konusunda hem halkı hem de ruh sağlığı alanında çalışan kişileri, bütün dünyada verdiğimiz eğitimler, seminerlerle eğitmeye
çalışıyoruz.
iLAÇ, iYiLEŞME OLASILIĞINI DÜŞÜREBiLiR
İlacın panik atakların iyileşme olasılığını düşürebildiğini söylüyorsunuz. Bunun nedeni nedir?
- İnsan birçok nedenden dolayı panik atak yaşayabilir. Bazı kişiler sosyal bir ortamda kaygı yaşayınca panik atak yaşar, bazıları kalbinin hızlı çarptığını hissedip, ‘öleceğim’ şeklinde yorumlayıp kaygı duyunca panik atak yaşar. Panik atağın nedenini ortaya çıkarmak önemlidir. Nedeni tedavi edildiğinde, panik ataklar biter.
? Yani ben uçağa bindiğimde panik atak yaşıyorsam, uçak korkum tedavi edilince panik ataklarım da biter.
- Evet. Oysa ilaç tedavisinde, ilaç, sizi sakinleştirerek, bir nevi uyuşturarak panik ataklarınızı durdurur. Panik atağın nedenlerini tedavi etmez. Panik atak için kullanılan ilaçların çoğu sakinleştiricidir. Vücut bir süre sonra bu ilaçlara alışır ve aynı derecede etkili bir şekilde çalışmaz. Bu nedenle bazı kişiler ilaç alırken bile panik atak yaşarlar. Bu çok karşılaştığımız bir olaydır. O nedenle panik atak için ilaç iyi bir tedavi yöntemi değildir. Kognitif terapi sırasında anksiyete bozuklukları tedavisi için çok etkili yöntemler kullanılır, fakat herhangi bir terapist değil, anksiyete tedavisinde kognitif terapi yöntemlerini bilen bir terapiste gitmek önemlidir.
Yarın devam edecek.
Paylaş