Paylaş
Danışan: Ne zaman birini beğensem
donup kalıyorum. Ona doğru baka-mıyorum, onunla konuşamıyorum. Hatta o yokmuş gibi davranıyorum. Örneğin geçen hafta şirketin kafeteryasına gittim. Tam karşıma çok hoş biri oturdu. Arada bir bana bakıyordu. O kadar heyecanlandım ki kafamı önümden kaldıramadım.
Dr. Başak: O an aklınızdan neler geçti?
Danışan: “Rezil oldum. Eminim kızarmışımdır da. Kızardığımı gördüyse iyice küçük düştüm” diye düşünüyordum.
Dr. Başak: Onunla tekrar karşılaştınız mı?
Danışan: Evet. Dün bizim kata geldi ve yanımdaki masada oturan arkadaşımla sohbet etti. Ben yine o yokmuş gibi davrandım.
Dr. Başak: Nasıl davranmak isterdiniz?
Danışan: En azından bir bakıp, gülümseyebilmek isterdim. Karşı cinsimdekilere düşman gibi davranıyorum...
Dr. Başak: Başka kişilerle de benzer sıkıntılar yaşıyor musunuz?
Danışan: Genel olarak utangaç bir yapım var. Yabancılarla pek rahat konuşamam.
Dr. Başak: Bu anlattıklarınız sosyal fobi, diğer adıyla sosyal kaygısı olan kişilerin yaşadıklarına benziyor. Bu tip endişeler, daha çok sosyal ortamlarda ortaya çıkar. Bu kişiler, yaşadıkları bu yoğun kaygıdan kaçınmak için her türlü yeni ilişkiden kaçınır. Kaçtıkça da kendini suçlar ve kendine güvenini kaybeder.
Danışan: Öyleyse kendime boşuna kızma-yayım kimseyle flört edemiyorum diye.
Dr. Başak: Sosyal kaygısı olan kişi için tanımadığı biriyle flört etmek imkansızdır. “Ya yanlış bir şey söylersem” gibi olumsuz düşünceler korkuya sebep olur.
Danışan: Peki bunun çaresi yok mu?
Dr. Başak: Kendi kendine geçmez, sistemli şekilde üzerine gitmeniz gerekir.
Danışan: Ne yapmam gerekiyor?
Dr. Başak: Çalışmamıza kaygı duyduğunuz durumları belirleyerek başlayacağız. Sonra onları en hafiften en ağır olanına doğru bir sıraya sokup, aşamalı olarak yüzleşebilmeniz için bir plan hazırlayacağız. Flört bir davranıştır ve öğrenilebilir. Sizin de bu davranışı öğrenebilmeniz ve kaygılarınızın üstesinden gelebilmeniz için bol bol deneyler yapacağız. Örneğin ilk hafta, günde en az üç kişiye gülümsemenizi önerebilirim. Siz gülünce insanlar da size güler ve artık “kendimi rezil ediyorum” gibi düşünceler geçerliliğini kaybetmeye başlar. Bu ilk adımı başarıyla tamamladıktan sonra ikinciye geçebiliriz. Bu sefer günde en az üç kişiye “merhaba” demenizi isteyeceğim.
Danışan: Tanımadığım kişilere mi?
Dr. Başak: Evet. Asansörde, markette, daha önce hiç etrafınıza bakmadığınız yerlerde artık etrafınıza bakmaya başlayabilirsiniz.
Danışan: Sonra?
Dr. Başak: Sonra flörtü deneyebiliriz.
Danışan: İşte orada çok zorlanırım.
Dr. Başak: Amerikalı terapist Dr. David Burns, flörtün sözel iletişimden ibaret olmadığını söylüyor. Kadınlar veya erkekler, sıcak bakışları, arkadaşça yüz ifadeleriyle de karşısındakiyle flört edebilir. Ayrıca konuşurken karşısındakine dokunarak da flört edebilir.
Danışan: Bu anlattıklarınızı rahatlıkla yapabilen arkadaşlarım var. Ben ölsem yapamam.
Dr. Başak: Küçük adımlarla yapabilirsiniz. Sözel flört ise karşınızdakine, onun hoşuna gidebilecek komplimanlarda bulunmakla olabilir. Bu da bol bol pratik gerektirir. İsterseniz önce tanıdığınız kişilere olumlu şeyler söyleyerek başlayabilirsiniz.
Danışan: Ölçüsünü ayarlayamamaktan korkuyorum. Ya karşımdaki yanlış anlarsa?
Dr. Başak: Bu ödevlerin amacı da bu zaten, karşınızdakine güzel bir şey söylediğinizde tepkisini test etmek için fırsatınız olacak. Ne söylediğiniz çok önemli değil. Güzel bir söz duyan bir kişinin kendini kötü hissetmesi mümkün olabilir mi?
Danışan: Ya söyleyecek bir şey bulamazsam?
Dr. Başak: Kişiyle yakınlaşmaya çalıştığınıza göre bir şeyini mutlaka beğenmişsinizdir. İç sesinize dinleyin ve kendinize güvenin.
Son olarak; unutmayın ki güzel vakit geçirmek için flört ediyorsunuz. Eğer eğlenmiyorsanız bir şeyler yanlış gidiyor demektir. Flört etmeye karar verdiğinizde kendinizi sınavda hissetmek istemiyorsanız, dikkatinizi hareketlerinize, korku-
larınıza vermek yerine, kendinizden uzaklaştır-maya çalışın ve karşınızdakine, etrafta olan bitene verin. ?imdi tekrar deneyelim. Gülümseyin, onunla ilgili hoş bir şey düşünün, elinizle koluna yavaş-ça dokunarak sıcak bir komplimanda bulunun.
NOT: Psikoterapi diyalogları, yaşanmış hikâyelerden esinlenerek, psikoterapi sürecinde kullanılan yöntemlere örnek oluşturmak amacıyla yaratılmıştır. İçeriği psikolojideki bilimsel gelişmelere paralel olmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.
Paylaş