Paylaş
Danışan: Aklımdan atamadığım bazı düşüncelerim var ve bunlar beni çok rahatsız ediyor. Rahatsız etmenin de ötesinde korkutuyor. Düşünmemeye çalışıyorum ama beceremiyorum.
◊ Dr. Başak: Neden korkuyorsunuz?
Danışan: Doğru olmalarından korkuyorum. Aslında bir yandan da çok saçma geliyor ama nedense aklıma geldiğinde o kadar korkuyorum ki anlatamam. Bu kadar korkunca da “Ya bu aklıma gelenler gerçekse” diye şüphelenmeye başlıyorum. Zaten bu şüpheler beni yiyip bitiriyor. Artık çok yoruldum.
◊ Dr. Başak: Ne kadar zamandır var bu sıkıntınız?
Danışan: Çocukluğumda da bazen böyle takıldığım düşüncelerim olurdu ama sanki daha kolay geçerdi. Örneğin hep yanımda taşıdığım bir uğurum vardı, onu yanıma almazsam o günümün çok kötü geçeceğine inanırdım. Son iki yıldır aklıma takılan bazı düşünceler var ki onlar hayatımı yaşanmaz hale getirdi. O kadar çok zamanımı ve enerjimi alıyor ki anlatamam. Çoğu zaman bulunduğum ortamdan keyif almama, eğlenmeme, iyi vakit geçirmeme de engel oluyor. Dışarıdan bakan insanlar doğal olarak farkında değil beynimin içinde olup bitenleri. Sadece mutsuz ve gergin olduğumu görüyorlar ve buna da anlam veremiyorlar, çünkü hayatımda her şey normal gözüküyor.
EMİN OLMAMAK EN BÜYÜK DÜŞMANIM
◊ Dr. Başak: Kimseyle paylaşmadınız mı?
Danışan: Hayır. Kimseye söyleyemedim çünkü o kadar saçma ki söylemeye utanıyorum.
◊ Dr. Başak: Konuşmamızın başında “Aklımdan atamadığım bazı düşüncelerim var” demiştiniz. Bunların neler olduğunu bana söyleyebilir misiniz?
Danışan: Gerçekten çekiniyorum. Benim çok garip bir insan olduğumu düşüneceksiniz.
Dr. Başak: O zaman beraber saçma buluruz. Bu düşüncelerin sizi rahat bırakmasını sağlayabilmek için önce onları ortaya çıkarmamız lazım. Çünkü farkındaysanız siz onları saklamaya çalıştıkça onlar sizi daha da fazla ele geçiriyor ve gerçekliğinden şüphelenmenize yol açıyorlar. Takıntılı düşüncelerle baş edebilmek için onları tanımak ve tanımlamak en önemli adımımız.
Danışan: Son zamanlarda beni en çok rahatsız eden düşünce arabayla giderken geliyor: “Ya birisine çarptıysam ve farkına varmadıysam.” Bunun için geçtiğim yerlerden tekrar geçip kontrol ediyorum. Yol bomboş, kimse yok ama aklımdaki saçma düşünceyi atamıyorum. Sonra da aynı düşünce saatlerce beynimi kemiriyor. Emin olamamak var ya işte o en büyük düşmanım. İki sene önce evlenirken de buna benzer bir durum yaşamıştım. Evlendiğim kişinin doğru kişi olup olmadığına emin olamama düşüncesi beni günlerce kemirdi.
◊ Dr. Başak: O zaman nasıl baş ettiniz?
Danışan: Arkadaşlarım sağ olsun, onlar olmasa evlenemezdim. Her sorduğumda, “Doğru karar veriyorsun, merak etme” diyerek rahatlattılar. Evlendikten sonra düşünceler yavaş yavaş kayboldu kendiliğinden. Şimdi ne kadar saçmalamışım diyebiliyorum. Bu sefer de başka düşünceler kafamda takılı kaldı. Hepsinden kurtulmak istiyorum.
◊ Dr. Başak: Emin olamamanıza rağmen evlendiniz ve takıntılı düşünceleriniz kayboldu. Eğer evlenme sürecini uzatsaydınız emin olun ki hâlâ aynı düşünceler ile boğuşuyor olacaktınız. Çünkü kendimizi rahatlatmak için yaptığımız davranışları yapmaya devam ettikçe, takıntılı düşünceler bizi rahatsız etmeye devam eder. Yani arabayla birine çarptığınız düşüncesi her aklınıza geldiğinde, bu düşüncenin doğru olup olmadığını kontrol edince rahatlarsınız ama bu düşünceyi beslemiş olursunuz.
Danışan: Bana besliyormuşum gibi gelmemişti. Kontrol etmezsem gece uyuyamam gibi geliyor.
◊ Dr. Başak: Bu kaygıyı yaşamamak için yaptığınız başka davranışlar var mı?
Danışan: Pek araba kullanmıyorum. Bahaneler üretiyorum. Metroyla gidiyorum ya da yürüyorum.
KORKUYLA BAŞ ETMENİN İLK ADIMI KAYGILANDIĞINIZ KONUYU FARK ETMEK
◊ Dr. Başak: Hayatınızı bu düşünceler yüzünden epey değiştirmişsiniz anladığım kadarıyla.
Danışan: Evet ama maalesef o da işe yaramıyor. Aklıma takılan bu düşüncelerden kurtulamıyorum. “Ya geçmişte birine çarpmışsam da farkında olmamışsam” diye yeni düşünceler geliyor.
◊ Dr. Başak: Düşünceleriniz ne hissettiğinize yön veriyor. Örneğin, araba ile giderken “Birine çarpmış olabilirim” diye düşünürseniz doğal olarak aşırı korku yaşarsınız. Bütün insanlar araba kullanırken aynı şekilde düşünür mü sizce?
Danışan: Sanmam, yoksa kimse araba kullanamazdı.
◊ Dr. Başak: Sizin düşünme nedeniniz ise saçma olduğunu bilmenize rağmen aklınıza takılı kalmış olması. İnsanların çoğu birine çarpma riskinin olduğunu biliyor ama yol bomboş ise bunun mümkün olmadığını düşünüyorlar, hatta buna eminler. Siz bir arkadaşınıza örneğin, “Ya birine çarptıysan” derseniz, arkadaşınız büyük bir olasılıkla, “Yol bomboştu, bu mümkün değil” diyerek gerçekçi bir cevap verir. Oysa sizin gibi, “Birine farkına varmadan çarpmış olabilirim” diye düşünen bir insan ise doğal olarak korkar, endişelenir. Korkunca da duygularının etkisi ile düşüncelerinin doğru olduğuna inanmaya başlayabilir. Bu hepimiz için geçerlidir. Gerçekçi olmadığını bildiğimiz düşüncelerin bizi esir almaya ve kaygılandırmaya başladığını fark etmek onlarla baş etmenin ilk adımıdır. İkinci adım ise bu düşüncelerin sadece ‘takıntılı düşünceler’ olduğunu kendimize hatırlatarak onları durdurmak olmalıdır. Takıntılı düşüncelere neden olan şeylerden kaçınmak ise onları güçlendirir.
Danışan: Öyleyse benim de araba kullanmaktan kaçınmak yerine, normal hayatıma devam etmeye çalışmam gerek.
Dr. Başak: Takıntılı düşüncelerin gerçek dışı olduğunu fark etmek, bu düşüncelerin kaygı yarattığını anlamak, onların yerine daha ‘gerçekçi’ düşünmek ve korkuların üstüne gitmek, aklınıza takılıp kalan düşüncelerden kurtulmanıza yardım edecek yöntemlerdir.
Not: Psikoterapi diyaloglarında yer alan konular ve kişiler gerçek değildir. Örnek oluşturmak amacıyla kurgulanmış hikayelerdir. Bu diyaloglarda kullanılan bilgiler ise bilimsel esaslara dayanmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.
Paylaş