Dışarıdan baktığınızda mutlu görünebilir

Vajinismus, ülkemiz kadınlarının yaşadığı cinsel sorunlarda birinci sırada. Çoğu kadın bu sorunla neden karşı karşıya geldiğini bilemiyor ve kendini suçluyor. Oysa vajinismusun nedeni tek bir faktöre bağlı değil.

Haberin Devamı

 ◊ Evleneli 8 sene oldu ama hâlâ eşimle beraber olamadık.
◊ Eşim çok anlayışlı, benim hazır olmamı bekliyor ama üç yıl geçti ve biz hâlâ bir ilerleme kaydedemedik.
◊ Eşimi çok seviyorum ama bedenim cinsel ilişkiye girmeyi reddediyor.
◊ Çocuk sahibi olmak istiyoruz ama cinsel ilişkiye giremediğimiz için çocuğumuz da olamıyor.
◊ 10 yıldır birlikte olamadık ama bunu bugüne kadar kimseyle konuşamadım, çünkü benim için çok utanç verici.
◊ Etrafımızda herkes “Niye çocuk yapmıyorsunuz?” diyor, bilmiyorlar ki biz daha normal bir evlilik bile yaşayamıyoruz. Etrafımda hamile kadın görmeye tahammül edemiyorum.
◊ Kendimi kadın gibi hissetmiyorum, eşime karşı çok suçluluk duygusu yaşıyorum.
◊ Bu problemimi çözmek için kime gideceğimi bilmiyorum...

CİNSEL SORUNLAR ARASINDA İLK SIRADA

Yukarıda okuduğunuz cümleler, vajinismus sorunuyla karşı karşıya gelen kadınların şikayetlerinden bazıları.
Vajinismus, ülkemiz kadınlarının yaşadığı cinsel sorunlar arasında birinci sırada.
Vajinismus, birleşme sırasında vajinaya girmede güçlük, vajinaya girme ya da girme girişimleri sırasında vajinada ya da pelviste belirgin ağrı hissi, bununla ilgili korku ya da kaygı duyma, vajinaya girme girişimi sırasında pelvis tabanı kaslarını çok germe ya da sıkma gibi şikayetler ile kendini gösteriyor.
Çoğu kadın bu sorunla neden karşı karşıya geldiğini bilemiyor ve kendini suçluyor.
Oysa vajinismusun nedeni tek bir faktöre bağlı değil.
Fakat sosyokültürel etmenlerin vajinismusun gelişiminde ve sürmesinde önemli bir rol oynadığı, araştırmalar tarafından ortaya çıkarılmış.
Vajinismuslu kadınlar üzerine Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Cinsel İşlev Bozuklukları Polikliniği’nde tez çalışması bulunan, Cinsel Eğitim ve Tedavi Araştırma Derneği’nin (CETAD) eğitici terapisti Psikiyatr Dr. Aytül Gürbüz Tükel, vajinismusun ülkemizdeki durumunu şöyle anlattı:
“Türkiye’de cinsel sorun-ları saptamak amacıyla yapılan toplumsal bir taramada, kadınların yüzde 54’ünün ilk birleşme denemesinde korku, acı hissi ve kaçınma davranışı tanımladıkları ve cinsel birleşmenin gerçekleşmediği saptanmış. Bu kadınların yüzde 17’sinin daha sonra da birleşmede sorunlar tanımladığı tespit edilmiş.”
Dr. Aytül Gürbüz Tükel, özellikle katı ahlaki, geleneksel değerlerle yetişen bireylerin olduğu toplumlarda vajinismusun daha sık görüldüğünü, vajinismus şikayeti olan kadınların eğitim düzeyinin genel toplumun eğitim düzeyinden
düşük olmadığını, hatta aralarında lise ve üniversite mezunu oranı yüksek olduğunu belirtiyor.
Çevrenizde de bu problemi yaşamış veya yaşamakta olan ama sizinle bu konuyu hiçbir zaman paylaşamayan bir kadın olabilir.
Bu kadın, sizin kızınız, kardeşiniz, kuzeniniz, yeğeniniz ya da arkadaşınız olabilir ve ona dışarıdan baktığınızda gayet mutlu bir evliliği olduğunu düşünebilirsiniz.
İçinde bulunduğu buhranı, sıkıntıyı, üzüntüyü tahmin bile edemezsiniz.
Dr. Tükel’in bir hastası ona şöyle demiş: “Bu durum kalp hastalığından daha önemli, çünkü kalp hastalığım olsaydı bunu herkese söyleyebilirdim ve tedavi girişimi içinde olabilirdim.”
Dr. Tükel bu durumu şöyle açıklıyor: “Vajinismuslu kadınların büyük çoğunluğu severek evlenmişlerdir. Eşiyle sevişme sırasında da haz almakta ve cinsel olarak uyarılmaktadır. Ancak ilişki cinsel birleşme boyutuna geçtiğinde aniden başlayan korku, heyecan, çarpıntı ve nefes nefese kalma gibi bulgular ile kendisini kasarak bacaklarını kapatmakta, ve cinsel birleşmeye izin vermemektedir.
Eşler ilişki sırasında kendi penislerini adeta bir ‘duvara çarpıyormuş’, ‘vajinanın içinde bir engel varmış’ gibi hissetmektedir. O bölgenin kapalı olduğunu dahi düşünenler olabilir.”

YANLIŞ UYGULAMALARA DİKKAT

Vajinismusun tedavi edilmeden yıllarca sürmesi, genellikle kadınların bu sorunlarını kimselerle paylaşamıyor olmasından ve dolayısıyla kimden yardım alacağını bilemeyerek kendi kendine geçeceğini beklemesinden kaynaklanıyor. Diğer yandan, bu konuda birçok yanlış uygulama da uzmanlar tarafından tavsiye ediliyor.
Dr. Tükel, bu yanlış uygulamalara karşı kadınları uyarıyor:
“Vajinal girişteki kasılma, jel kullanımıyla, alkol alınmasıyla, birtakım sakinleştirici ilaçlar sonrası cinsel ilişki kurulmasıyla ortadan kalkmamaktadır. Bazen korkunun kızlık zarının yırtılmasına bağlı bir korku olduğu düşünülerek kızlık zarının ameliyatla alınması yolu denenmektedir.
Bu da başarılı bir sonuç vermemektedir. Üstelik bu tür uygulamalar çiftlerin ‘Her şeyi denedik, olmadı’ şeklinde çaresizlik duygularını artırmaktadır.”
Vajinismus, doğru yöntemler ile tedavi edildiğinde ise başarı oranı yüzde 100’dür. Sorunun altında psiko-sosyal faktörler yattığı bilinmektedir ve tedavisi cinsel terapi konusunda deneyimli psikiyatristler veya klinik psikologlar tarafından yapılmalıdır.
Vajinismus tedavisi, cinsellikle ilgili genel eğitimle başlar.
Kişilere vajinismusun görülme ve düzelme sıklığı, cinsel mitler, cinsel işlev fizyolojisi, kızlık zarının özellikleri ve kızlık zarı yırtıldığında ne olabileceği ile ilgili bilgiler verilir. Bunun yanında birleşme ile ilgili korkular, kaygılar ve inançlar üzerine çalışılarak çeşitli egzersizler planlanır. 

iSTiSMARA AÇIK BiR ALAN

Haberin Devamı

Dr. Aytül Gürbüz Tükel, cinsel terapilerin istismara ve oyalamaya açık bir alan olduğunu söyleyerek cinsel sorunların tedavisinde kişilerin şu unsurlara dikkat etmelerini tavsiye etti:
◊ Cinsel tedaviler ve psikoterapi oturumları muayenehane veya hastanelerde yapılır.
◊ Görüşmelerin sıklığı, süresi ve temel ilkeleri belirlidir.
◊ Tedavilerin bilimsel olarak kanıta dayanması gerekir.
◊ Tedavi; tıbbın, psikiyatrinin ve cinsel terapilerin bilimsel standartlarına olduğu kadar etik kurallarına da uygun olmalıdır. Örneğin, cinsel sorunla başvuran bir hastada psikiyatristlerin muayenesi bedensel incelemelerden değil, davranış, düşünce ve duyguların incelendiği görüşmelerden oluşur.
Psikiyatrist, bedensel bir sorunu olduğunu düşündüğü kişiyi kadın hastalıkları ve doğum uzmanı veya üroloji uzmanına yönlendirmelidir.
◊ Psikolog veya hangi branştan olursa olsun doktorun yanında ya da mekanında cinsel ilişki kurulmaz. Bilimsel olarak böyle bir tedavi yöntemi olmadığı gibi, bu durum tıp ahlakına da uygun değildir.

Yazarın Tüm Yazıları