Paylaş
Danışan: Cinsellikle ilgili konuları çocuklara erken yaşta anlatın diyorlar ama ben nasıl anlatacağımı, neler anlatacağımı bilemiyorum. Bana kimse anlatmamıştı, ben de anlatmasam olmaz mı?
Dr. Başak: Neden anlatmamız gerek diye hiç düşündünüz mü?
Danışan: Yetişkin hayata hazırlıklı olsunlar diye herhalde.
Dr. Başak: O da bir parçası elbet ama en önemli nedeni; güvenli ve sağlıklı koşullarda büyümelerini sağlamak ve tehlikelerden korumak.
Danışan: Bilirlerse daha tehlikeli değil mi? Daha özendirici olmaz mı?
Dr. Başak: Cinsellik konularında yapılan araştırmalara göre, cinsel istismara uğrama riski, evlilik öncesi hamilelikler ve cinsel hastalıklar, cinsel eğitim sayesinde azalma gösteriyor. “Benim çocuğum akıllı o kendini korur, onun hiç o taraklarda bezi yok, benim çocuğum kesinlikle yapmaz, benim çocuğum babasından çok korkar, ben çocuğuma güveniyorum” vs. gibi düşüncelerin çocukları korumakta hiçbir geçerliliği olmadığını unutmamak gerek. Her çocuğun risk altında olduğunu düşünerek, çocuğunuzun cinsellik eğitiminde aktif bir rol almalısınız.
CİNSEL SUÇLARIN YÜZDE 47’Sİ ÇOCUKLARA KARŞI İŞLENİYOR
Danışan: Her çocuk risk altında deyince, beni biraz korkuttunuz. Neden böyle düşünüyorsunuz?
Dr. Başak: Bu benim kişisel görüşüm değil. Hem ülkemizde hem de dünya çapında yapılan araştırmalar, istatistikler bunu gösteriyor. İstenmeyen hamilelikler, cinsel hastalıklar bir tarafa, 2002 yılında Dünya Sağlık Örgütü, yaklaşık 150 milyon kız çocuğun ve 73 milyon erkek çocuğun, fiziksel kontak içeren bir çeşit cinsel istismara maruz kaldığını belirlemiş. Tahmin edersiniz ki bunlar sadece hastaneler, karakollar tarafından kayda geçenler. Bunlara ek olarak, gizlenen, bildirilmeyen binlerce vakanın olduğunu da düşünebiliriz.
Danışan: Evet, bizim toplumumuzda bu tip olaylar aile sırrıdır ve paylaşılmaz. Kol kırılır yen içinde kalır der büyüklerimiz. Çocuk utana sıkıla, zar zor söylese de ya hemen susturulur, ya anlattıklarına inanmazlar ya da inanmaz gibi davranırlar. Konuşulmazsa, üstünde durulmazsa, çocuk unutur diye ümit ederler. Oysa çocuk bu sırrın yükünü ömür boyu sırtında taşır.
Dr. Başak: Maalesef. Çünkü konuşulursa daha korkunç şeyler olacak diye korkarlar. Asıl çocuğun yaşadığının çocuk için ne kadar korkunç olduğunu, çocuğun ruhsal ve bedensel sağlığının ne kadar zarar gördüğünü görmezden gelirler. Uluslararası Çocuk Merkezi Başkanı Prof. Dr. Tomris Türmen, ülkemizde bu konuların konuşulmaması bir tarafa araştırılmadığını da söylüyor. Diğer yandan, resmi kayıtlara bakıldığında, cinsel suçların yüzde 47’sinin çocuklara karşı işlendiğini ve bunun yüzde 85’inin aile içinden biri tarafından yapıldığını söylüyor.
KONUŞMAZSANIZ “AYIP” MESAJINI VERİRSİNİZ
Danışan: Yani çocuklarla konuşursak, tacize uğramalarını engelleme şansımız artıyor. Ama bunlar çok hassas konular, nasıl anlatılır? Yanlış yapmaktan, çocuğu daha fazla korkutmaktan çekiniyorum. Hele eşim iyice karşı; ‘konuşup da yüz göz olmaya, seks eğitimi filan verip de çocuğun aklına bu yaşta böyle konuları sokmaya gerek yok’ şeklinde düşünenlerden.
Dr. Başak: Oysa konuşmadığınızda da bir çeşit eğitim vermiş oluyorsunuz; onlara ‘bu konular konuşulmaz, ayıptır, yasaktır vs.’ mesajlarını veriyorsunuz. Başlarına ufak da olsa kötü bir şey geldiğinde veya cinsel bir yakınlaşmaları olduğunda, sizinle konuşamadıkları için utanç, pişmanlık, özgüven eksikliği, suçluluk duygusu gibi olumsuz duygularla baş başa kalabilirler. Bu duygularla baş etmeye çalışmak bazı çocuklar için daha zordur. Baş edemeyen çocuklar, gençler arasında içine kapanma, kaygı, okulda başarısızlık, depresyon, evden kaçma ve intihara teşebbüs gibi problemler ortaya çıkabilir.
Danışan: Evet, bu tip hikâyeleri ben de duyuyorum. Bu da çok korkutucu, kimsenin başına gelmesin. Peki ama nasıl konuşalım?
Dr. Başak: Çocuklarınız için yapabileceğiniz en güzel şey, onlarla iletişim yollarını her zaman ve her konuda açık tutmaktır. Bunun için konuşmaya başladıklarından itibaren onlarla duyguları, düşünceleri, ihtiyaçları hakkında konuşun. Sizinle her konuyu konuşabileceklerine dair inançları ve size güvenleri, bu şekilde gelişir. Ayrıca cinsellikle ilgili konuları merak etmeleri normaldir, soru sormalarına izin verin. Sorularını cevaplarken mümkün olduğunca bilimsel gerçekler üzerinden bilgi verin. Gerekirse bu konuyla ilgili kitaplar okuyun veya bu konuda bir uzmandan yardım alın. Çıkmaza düştüğünüzde “Bunu ben de bilmiyorum, araştırıp sana doğru bir yanıt vereceğim” deyin. Kendi özel hayatınızdan bahsetmek, örnekler vermek, detaylara girmek doğru olmaz. Bunun yerine genel bilgiler vermeye çalışın. Onlarla erken yaşlardan itibaren gelişim düzeylerine uygun olarak cinsellik hakkında konuştukça, onları bilgilendirmiş, onları korumuş ve aynı zamanda onlara destek olmuş olursunuz.
BUNLARI ANLATIN
Konuşmanız gereken konular, çocuklarınızın yaşlarına uygun olmalı ve çocuklar büyüdükçe cinsel eğitimin içeriği de değişmelidir:
* Küçük yaşlardan itibaren erkek ve kız çocuklarınızı cinsel istismardan korumak için, bedenlerindeki özel bölgeleri ve bunlara kimsenin dokunmaması gerektiğini anlatın.
* İstemedikleri durumlarda nasıl ‘hayır’ diyebileceklerini gösterin.
* Bedenlerinin özel bölgelerine dokunanların, onları zorla öpen, onlara zorla sarılan, zorla kucağına oturtturan kişilerin ‘yanlış’ yaptığını ve başlarına böyle bir şey geldiğinde, korkmadan mutlaka güvendikleri bir büyükten yardım istemeleri gerektiğini söyleyin.
* Baskı karşısında kendilerini nasıl koruyabileceklerini, rahatsız oldukları her durumda yardım istemeleri gerektiğini öğretin.
* “Annene veya babana sakın söyleme”, “Aramızda sır kalsın” gibi sözlerin, kötü davranışlarını saklamak isteyen kişilerin kullandığı sözler olduğunu anlatın.
* Bir kişinin, erkek veya kız, rızası olmadan, istemeden cinsel ilişkiye zorlanmasının ‘tecavüz’ olduğunu öğretin.
* Her korunmadan yapılan seks sonucunda hamilelik riskinin olduğunu anlatın.
* Cinsel yollarla bulaşılan hastalıkların (AIDS, HIV gibi) kendilerinden uzakta başka bir dünyada olmadığını, bu şekilde düşünmenin ciddi bir yanılsama olduğunu hatırlatın.
* Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmanın yollarını öğretin.
* Bazı gençler prezervatif kullanma konusunda çekingen ve utangaç davranırlar. Bunlarla ilgili yanlış düşünce ve inançlar ortaya çıkararak, her ne olursa olsun korunmadan cinsel beraberliğin olmaması gerektiğini hatırlatın.
* Seksin, arzuların gelişmenin ve büyümenin doğal bir parçası olduğunu, diğer yandan bilinçsiz ve yanlış zamanda yapılan seksin, güçlü duygusal ve fiziksel komplikasyonlara neden olabileceğini konuşun.
* Hormonların yoğun bir şekilde cinselliğe yönlendirdiğini, diğer yandan kurallar nedeniyle cinsellikten uzak kalarak çelişkide hissetmelerinin normal olduğunu, hormonlarla kurallar arasında kalıp içinden çıkamadıkları karmaşık durumlarda sizden yardım alabileceklerini hatırlatın.
* Seksin doğru zamanda, doğru kişiyle, doğru ortamda yapıldığında güzel olduğunu, başkalarının baskısıyla hazır olmadan yapıldığında ise, pişmanlık, utanç, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygulara neden olabileceğini açıklayın.
Paylaş