Bayram ziyaretinde gerginlik yaşanmasın

Bayramlarda aileler bir araya geldiğinde genellikle yenilir, içilir, güzel zaman geçirilir. Ama bazı ailelerde bunun tam tersi olur; aile bireyleri birbiri ile geçinemez, tartışmalar bayramın tadını tuzunu kaçırır. Bayram ziyaretlerinizde çatışmalardan, tartışmalardan kaçınmak için aşağıdaki maddelere bir göz atın.

Haberin Devamı

1- Karşınızdakini rahatsız edecek kadar detaylı sorular sormaktan kaçının. İnsanlar kişisel bilgilerinin detaylı bir şekilde araştırılmasından, sorguya çekilmekten hoşlanmazlar. Çoğu kişi sorulan sorulardan rahatsız olsa da kabalık yapmamak uğruna cevap vermeye çalışırken öfkelenir, rahatsız olur ve gerilir.
Size bu tip rahatsız edici detayda sorular sorulduğunda ve cevap vermek istemediğinizde, cevap vermeme hakkınız olduğunu unutmayın. Örneğin maaşınız sorulduğunda “bereketi kaçar, söylemiyorum”, “ne zaman evleniyorsun” dendiğinde “kısmet”, “evinin kirası kaç lira” diye sorduklarında “ev sahibi ile benim aramda” şeklinde cevapları hele bir de gülerek verirseniz ne karşınızdakini kırmış olursunuz ne de özel hayatınızla ilgili detayları konuştuğunuz için rahatsızlık duyarsınız.

2- İnsanların olumsuz özelliklerine odaklanmayın. İlk fırsatta dedikodusunu yapmayın. Dedikodu yaptıkça olumsuzluklar gözünüzde büyür ve tek bir mürekkep damlasının bir bardak suyu bulandırması gibi kişiye karşı objektifliğiniz kaybolur. Kişileri ve olayları bir bütün olarak görmeye çalışın.
Unutmayın ki karşınıza çıkan her kişi, hiçbir fikrinizin olmadığı bir mücadele içinde... Bu nedenle herkese karşı anlayışlı ve kibar olmaya çalışın.

3- Kendi kurallarınıza, kendi standartlarınıza başkalarının da uymasını beklemeyin. Yaşam şekilleri, davranışlar, tutumlar siyah ve beyaz gibi keskin çizgilerle belirlenemez.
Sizin için doğru, başkası için yanlış olabilir. İnsanlar sizin doğrularınızla yaşamak zorunda değildir. Karşınızdaki sizin gibi davranmadığı, giyinmediği, konuşmadığı için onu küçümsemeyin. Hiç kimse “mükemmel” değildir. Siz mükemmel misiniz?

SOSYAL İLİŞKİLERİNİZ GÜÇLÜ DEĞİLSE SADECE GÜLÜMSEYİN

4- Karşınızdakinin aklını okuyamazsınız. Sizinle ilgili olumsuz şeyler düşündüğüne veya hissettiğine inanıyorsanız, elinizde kanıt olmadığı sürece bu bir tahminden, varsayımdan öteye gidemez. Telefonunuza cevap vermeyen bir kişinin sizi artık sevmediğini düşünmek bir varsayımdır. Oysa bunun yüzlerce farklı nedeni olabilir.

5- Kendinize gülebilmeyi deneyin. Kendinize gülebildiğinizde, hata yapmaktan korkmazsınız, dolayısıyla başkaları yanında gerginliğiniz, kaygınız azalır. Siz rahat davrandığınızda karşınızdaki de size rahat davranır.

6- Sosyal ilişkileri hiç beceremediğinizi düşünüyorsanız sadece gülümseyin. Endişeli, kızgın, somurtan bir insanın yanında mı daha rahat olursunuz yoksa gülümseyen bir insanın mı? Gülümsemek aradaki buzları eritir. Dilinizi, sesinizi yumuşatır.

7- Her insan kendi doğrularına yüzde yüz inanır, bu nedenle kendi fikirlerinizin “daha doğru” olduğuna başkalarını inandırmaya çalışmak, ikna etmek için uğraşmak, çoğunlukla sadece zaman ve enerji kaybıdır.
İnsanların çoğunluğu hiç farkına varmadan sürekli kendi fikirlerini ispatlamak ile uğraşırlar. Çoğu tartışma da bu nedenle çıkar. Bunun farkına varmak için küçük bir deneme yapabilirsiniz, bugün sadece 1 saat kimseyi düşüncenizin doğru olduğunu inandırmak için uğraşmayın. Enerjinizi ne kadar boşa harcadığınızı fark edeceksiniz.

RAHATSIZ EDİCİ TUTUMLARA KARŞI BOZUK PLAK TEKNİĞİ

8- Israrcı ve rahatsız edici talep ve tutumlar ile baş edemediğinizde “bozuk plak tekniği”ni kullanabilirsiniz. Bayram ziyaretlerinizde hiç istemediğiniz bir şeyi yapmanız için size ısrar edebilirler. Her seferinde net ve kesin bir ses tonuyla “hayır teşekkür ederim” diye yanıt vermeniz, bunu bozuk plak gibi gerektiği kadar (5-10 kere bile olsa) başka hiçbir şey söylemeden tekrarlamanız, karşınızdaki kişiye fikirinizi asla değiştirmeyeceğiniz mesajını verecektir.

9- Duyduğunuza inanın. Duyduklarınızın arkasında, önünde, yanında başka anlamlar aramayın. Karşınızdakinin sizi iğnelemek, aşağılamak, küçük düşürmek için “bu şekilde” konuştuğuna inandığınızda diyalogların olumlu ilerlemesi imkansızdır.
Uzun zamandır görmediğiniz akrabanız size “duyduğuma göre çok çalışıyormuşsun” dediğinde size “acıdığını, eleştirdiğini, aşağıladığını, kıskandığını, özendiğini veya beğenmediğini” düşünmek için elinizde bir kanıt yok. Öyleyse duymanız gereken tek cümle “çok çalışıyorsun”...
Ve belki de bu gerçekten sizin durumunuzu anlatan doğru bir cümle. Arkasında anlam aramadığınızda vereceğiniz cevap basitçe “evet çok çalışıyorum”un ötesine gitmez. Ama başka anlamlar yüklediğinizde “evet ama” şeklinde başlayan, çoğunlukla kendinizi savunma çabasıyla devam eden kızgın bir diyaloğa girersiniz.

10- İnsan ilişkilerinde sıkıntı çekmemek için temel haklarınızı unutmayın. İsteklerinizi dile getirmeye, yapamayacağınızı düşündüğünüz şeylere ‘hayır’ demeye, olumlu veya olumsuz duygularınızı ifade etmeye, hata yapmaya, mükemmel olmamaya, kendi önceliklerinize karar vermeye, karar değiştirmeye hakkınız var.
Haklarınızı koruduğunuzda ne kendinize ne de karşınızdakine kızgınlık duyarsınız.

ÇATIŞMANIN HANGİ YÖNE GİDECEĞİNİ SİZ BELİRLERSİNİZ

11- Empati yapmayı deneyin. Empati yapmak kendini başkasının yerine koyabilmektir. Kolay gibi gözükse de çoğu insan empati konusunda pek başarılı değildir. “Böyle hissettiğine göre haklı nedenleri vardır” şeklinde düşünmek, empati yapmayı kolaylaştırır. Karşınızdakinin düşüncelerini ve duygularını hafife almamış olursunuz. Birisi size “işte çok yoruluyorum” dediğinde, “ben de yoruluyorum ama ne yapalım herkes yoruluyor” şeklinde bir cevap, empati yapmak değildir. İçtenlikle, merakla ve anlamak için “ne seni yoruyor?” diye sorduğunuzda, çok daha olumlu bir diyalog içine girersiniz.

12- Biri ile çatışma içinde olduğunuzda çatışmanın ilerlemesi veya durulması sadece tek faktöre bağlıdır, o da sizin tutumunuz. Eğer bir adım geri giderseniz çatışmanın şiddeti azalır, bir adım ileri giderseniz artar. Dolayısıyla çatışmaların hangi yöne gideceğini belirlemek sizin elinizdedir. “Haklı olabilirsin” bütün tartışmaları bitirebilecek sihirli iki kelimedir.

13- Çatışmalar sırasında kendinize “benim bu çatışmada payım ne, neden anlaşamıyoruz?” sorusunu sorun, kendi rolünüzün farkına varmaya çalışın. Tüm sorumluluğu karşınızdakine yıkmayın. Hiçbir tartışma, kavga veya çatışma tek başına yapılmaz!
Ve kavga hiçbir zaman çözüm getirmez... Barış ve huzur dolu bir bayram diliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları