Anksiyete bozukluğu nedir?

Bir problemle karşılaştığımızda kaygılanabiliriz. Bu normal sayılabilir. Ancak anksiyete bozukluğu yaşayan kişilerin kaygıları, normal bir hayat sürdürmesini engelleyecek kadar yoğundur.

Haberin Devamı

Danışan: Midemdeki şikayetler yüzünden gitmediğim doktor kalmadı. Hepsi aynı şeyi söylüyor; “Midende bir şey yok. Çok streslisin, çok fazla anksiyeten var, böyle olduğun sürece miden düzelmez.” Stresi anladım da anksiyete ne onu tam bilmiyorum.

Dr. Başak: Latin kökenli, İngilizce ‘anxiety’ kelimesinden Türkçe’ye uyarlanmış bir kelime. Sözlük anlamı; endişe, kuruntu, evham, vesvese, korku ve huzursuzluk. Bazen kısaca kaygı olarak da kullanılıyor. Siz de buna benzer şikayetler yaşıyor musunuz?

Danışan: Evet hem de çok. Peki bu bir hastalık mıdır?

Dr. Başak: Anksiyete bozuklukları, birçok psikolojik sıkıntıyı içeren genel bir kategorinin adıdır. Panik bozukluğu, çeşitli fobiler, takıntı hastalığı, travma sonrası stres bozukluğu, akut stres bozukluğu ve yaygın anksiyete bozukluğu gibi çeşitleri vardır. Yani, sık el yıkama hareketinden tutun da beklenmeyen panik ataklara, insanların önünde konuşamamaya kadar çeşitli davranışları içerir. Davranışlar açısından çeşitlilik gösterdiği gibi derecesinde de farklılıklar olabilir. Bir problemle karşılaşıldığında, bir sınava girerken veya birini beklerken birçok insan kaygı yaşayabilir. Bu kaygılar normal sayılabilir ama anksiyete bozukluğu yaşayan kişilerin kaygıları, hayatlarını kısıtlayacak, normal bir hayat sürdürmesini engelleyecek kadar yoğundur.

Danışan: Yani endişelerimiz, kaygılarımız hayatımızı kısıtlarsa normal sayılmıyor?

Dr. Başak: Öyle diyebiliriz ama bu soruyu doğru cevaplayabilmek için hayatınızın anksiyete nedeniyle ne kadar kısıtlandığını doğru değerlendirmek gerek. Çünkü anksiyete hayatın içinde, hepimizin az çok yaşadığı normal bir duygudur. Hiç anksiyete hissetmiyor olmak da normal değil.

Haberin Devamı

HAYATI KISITLAR

Danışan: Peki bendeki anksiyetenin normal bir anksiyete mi yoksa bozukluk derecesinde mi olduğunu nasıl anlarım?

Dr. Başak: Anksiyete bozukluğu tanısı taşıyan kişilerin kaygıları (1) daha yoğundur, (2) daha uzun sürerler, yani stres yaratan olay geçse bile ortadan kalkmayabilir, (3) hayatı olumsuz etkileyen kaçınmalara neden olur.

Danışan: Daha yoğundan kastınız ne?

Dr. Başak: Kişinin kaygı düzeyi etrafındakilerden daha fazladır. Bunu nasıl anlarsınız? Aynı olay etrafınızdaki kişilerde aynı derece kaygı yaratmamıştır. Ayrıca, yoğun yaşandığında genellikle fizyolojik belirtiler de daha yoğun olarak kendini gösterir. Çarpıntı hissi, ürperme, nefes almada güçlük, mide bulantısı, gaz, bağırsaklarda hassasiyet, baş dönmesi, terleme, ateş basması, ellerin soğuması, ağız kuruluğu gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Danışan: Evet, ne demek istediğinizi çok iyi anladım. Örneğin gece biraz geç bir saatte telefon çalsa benim hemen kalbim çarpmaya başlar, ellerim buz gibi olur. Eşime bakarım, onun umurunda bile değil. Ben de benimki normal, onunki anormal sanıyordum.

Dr. Başak: Biraz önce de söz ettiğim gibi, günlük yaşamda duyulan endişeler daha kontrol altında tutulabilir ve hayatınızı kısıtlamaz. Oysa normal olmayan derecede bir kaygınız varsa hayatınız kısıtlanır, sizde kaygı yaratan şeylerden kaçınmaya başlarsınız. Örneğin uçağa binmekten korkuyorsanız, seyahat edemezsiniz. Çocuğunuzun başına bir şey geleceğinden korkuyorsanız, onu dışarı çıkarmazsınız. Kediden korkuyorsanız, balık lokantalarına gitmezsiniz. Sonuç olarak hayatınız ve işlevselliğiniz engellenir.

Haberin Devamı

GENETİK OLABİLİR

Danışan: İşlevselliğin engellenmesi ne anlama gelir?

Dr. Başak: Üzüntünüzü, kaygınızı kontrol etmekte güçlük yaşadığınızda işyerinde, akademik hayatınızdaki performansınızda, ilişkilerinizde veya günlük hayatınızı sürdürmede problemler yaşarsınız. Yoğun kaygılar nedeniyle huzursuzluk, kolay yorulma, düşüncelerinizi yoğunlaştıramama, gerginlik, uykunuzda sıkıntılar gibi şikayetler yaşayabilirsiniz. Bu da hayatınızı, işlevselliğinizi olumsuz etkiler.

Danışan: Huzursuzluk ve gerginliğim çok arttı. Bunun kaygılarımdan dolayı olduğunu düşünmemiştim. Ama ben böyle olmak istemiyorum, çok yorucu. Ben de eşim gibi rahat bir insan olmak istiyorum. Hiçbir şeyi kafama takmak istemiyorum. Neden böyle kaygılıyım? Neden ben de rahat bir insan değilim?

Dr. Başak: Kaygı bozukluğunun nedenleri tam olarak bilinmiyor. Bu konuda araştırmalarını sürdüren bilim insanları, kaygı bozukluğunun birçok faktörün kombinasyonu sonunda ortaya çıktığını söylüyor. Beyindeki bazı kimyasalların dengesi, uzun süren yoğun stres sonunda bozulabiliyor, bu da kaygı bozukluğuna yol açabiliyor. Başka araştırmalar, kaygının genetik olduğunu, saç rengi, göz rengi gibi anne veya babamızdan geçebileceğini gösteriyor. Bunun yanında, kişinin yaşadığı bir travma veya önemli bir olay da, yatkınlığı olan kişilerde kaygı bozukluğunu tetikleyebiliyor.

Haberin Devamı

DOĞRU TEŞHİS KONMALI

Danışan: Benim babam da çok evhamlıydı. Sanırım bana da ondan geçmiş. O kadar telaşlıydı ki, ömrü boyunca gideceği yere hep bir saat önceden gitti. Bizi çok kısıtlayarak büyüttü. Arkadaşların evine gitmemize zar zor izin verir, elleriyle götürür elleriyle getirirdi. Şimdi bakıyorum, aynısını ben de kendi çocuklarıma yapıyorum. Ama ben böyle olmak istemiyorum, değişmek istiyorum. Hem çocuklarımı hem de eşimi çok bunaltıyorum. Her şeyden önce kendim çok yoruluyorum. Hiç gevşeyemiyorum, hep huzursuz ve sinirliyim. Bunun bir çaresi yok mu?

Dr. Başak: Anksiyete bozuklukları, üzerinde en çok çalışılan psikolojik sıkıntıların başında geliyor. Bu nedenle tedavi yöntemlerinde çok ilerlemeler var ve başarılı sonuçlar elde ediliyor. Tedavinin başarılı olabilmesi için öncelikle ne tür kaygı bozukluğu yaşadığınızın doğru teşhisi konulmalı. Çünkü tedavi yöntemleri şikayetiniz olan kaygı bozukluğuna göre değişir. Her ne kadar hepsi ‘kaygı bozukluğu’ kategorisi altındaysa da, örneğin sosyal fobinin tedavisi obsesif kompulsif bozukluk (takıntı hastalığı) tedavisinden veya yaygın anksiyete bozukluğundan farklıdır.

Haberin Devamı

TEDAVİDE İLAÇ GEREKİR Mİ?

Danışan: Nasıl bir tedavi alacağıma nasıl karar vereceğim?

Dr. Başak: Tedaviye başlamadan önce sizinle detaylı bir klinik görüşme yapılır, şikayetleriniz dinlenir. Bazen kaygı bozukluğuna eşlik eden psikolojik veya fizyolojik başka sıkıntılar da olabilir; tansiyon, depresyon, alkol problemleri vesaire gibi. Bu nedenle, tedavi planlanırken psikolojik ve fizyolojik tüm sıkıntılar göz önünde tutulur. Örneğin ağır bir depresyon var ise, depresyon tedavisi öne alınabilir.

Danışan: İlaç almam gerekebilir mi?

Dr. Başak: Bazen sadece ilaç, bazen sadece psikoterapi, bazen de ikisinin kombinasyonu en iyi neticeyi verebilir. Buna, anksiyete bozuklukları konusunda uzmanlaşmış bir profesyonelle konuşarak karar vermelisiniz.

Haberin Devamı

ÖNEMLİ: Psikoterapi diyalogları, yaşanmış hikâyelerden esinlenilerek, psikoterapi sürecinde kullanılan yöntemlere örnek oluşturmak amacıyla yaratılmıştır. İçeriği psikolojideki bilimsel gelişmelere paralel olmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.

Yazarın Tüm Yazıları