Yazarlık herkesin harcı değil

Yazarlık hayli güç bir meslek. İlkin ’yazarlık’ sözcüğünü açmam lazım. Gazete ve dergilerde köşe, yorum yazarlarından bahsetmiyorum.

Hele hele arabasına gaz pompalayan benzincinin derdini, sevgilisiyle tartışmasını, kıyafet seçiminde kararsızlığını, konu bulmakta zorlanıyorum diyerek abuk sabukluğu sütunlarına geçirenlerin mesleği değil güç dediğim. Hayatının roman olduğunu sanıp kaleme sarılan bıyığı terlememiş çocukların aklından geçen hiç değil. Gerçek kitap, roman yazarlığını kastediyorum.

*

KALICI, okur çekici, orijinal bir kitap yazmak bilgi, kültür birikimi, özveri, sabır ve zaman isteyen bir iş. Bıkıp usanmadan araştırma, gerektiğinde seyahat, konuya ışık tutacak insan kalabalığıyla görüşme gerekiyor.

Bu hafta Graham Greene ile ilgili bir haberi okurken hayrete düştüm. ’Third Man’ (Üçüncü Adam), ’The Power and the Glory’ (Güç ve Zafer), ’The Quiet Man’ (Sessiz Adam) gibi birkaç eserini okuduğum Greene’nin hayat hikayesinin üçüncü cildi yayımlanmış. Yazarı Prof. Norman Sherry. 1991’de ölen Greene’in izniyle biyografisinin yazarlığını üstlenen Sherry’nin bu konuya harcadığı zaman sizi de şaşırtacak. Tam 30 yıl. Greene’in 87 yıllık yaşamını içeren üç ciltlik kitap ise 2 bin 251 sayfa.

*

Texas’ta bir üniversitede edebiyat hocalığı yapan Prof. Sherry, Greene’in notları, anıları, günlük tutanakları, sevgililerine mektuplarını toplamış, dost ve yakınlarıyla görüşmelerini kağıda dökmüş. Bu kadarla da kalmamış, Greene’nin romanlarının geçtiği yerleri ziyaret etmiş: ‘Graham’ın ’Journey Without Maps’ine (Haritasız Seyahat) konu olan Liberya’ya aynı rotayı takip ederek gittim. ’The Power and the Glory’ (Güç ve Zafer) için Meksika’ya, Diktatör Duvalier’i anlatan ‘’Comedians’ (Komedyenler) için Haiti’ye, arkadan ’The Honorary Consul’u (Fahri Konsolos) yazdığı Paraguay’a gittim. Ve daha başka ülkelere.’

*

GREENE’in izinde dağ, bayır demeden yol kateden profesör bu seyahatlerde tropik diyabet, dizanteri, bağırsak kangreni ve sıtmaya yakalanmış, kısa süreli körlük geçirmiş, Haiti’de üstüne kurşun sıkılmış, Kongo’da saldırıya uğramış, Küba’da tutuklanmış.

Graham Greene’in biyografisi uğruna 30 yılını harcayan Sherry, ‘Sağlığımı kaybettim, çocuklarımla aram bozuldu. İki kere evlenip boşandım. Ailem bu tutkuyu paylaşmaya yanaşmadı’ diye dert yanıyor.

Biyografide romanları filme aktarılan, ünü dünyaya yayılan yazarın karanlık yaşamına ışık tutuluyor. Greene’in fahişelere merakı ortaya çıkıyor, genelevlerde 47 fahişeyle sevişmeleri ayrıntıyla yer alıyor.

*

KİTAPTAN öğreniyoruz ki, yazar evliyken aynı zamanda kocalarının bilgisi dahilinde iki evli kadınla ilişkiye girmiş. ‘En büyük aşkım’ dediği metresi Catherine Walston’la birlikteliğini nasıl bitirdiğini ‘The End of the Affair’ (İşin Sonu) adlı kitabında anlatıyor. Son metresi Yvonne Cloetta’yla 30 yılı aşkın ilişkisinde genelev ziyaretlerine de devam etmiş.

Yazarın çocukluğu hayli sorunlu geçmiş. Babasının baş öğretmen olduğu okuldan sık sık kaçmış. Sayısız kere intihara teşebbüs etmiş, 15 yaşında tedavi için psikiyatra gitmeye başlamış, alkol bağımlısı olmuş, komünist parti üyeliğine girmiş.

Bir aile dostunun desteğiyle gazetelerde sanat eleştirmenliğine başladıktan sonra da romancılığa merak sarmış. İlk kitapları geri çevrilmesine rağmen yılmamış. Macera düşkünü yazar, kitaplarını yazmak için İsveç’ten başlayıp Meksika, Liberya, Vietnam, Kongo, Kenya, Küba ve Polonya’ya kadar gitmiş.

Bu arada anı kitapları da yazmış. İstanbul anılarını anlattığı ‘Stamboul Train’ (İstanbul Treni), Hindiçini’de, Afrika’da izlediği harpler...

*

SADECE düz bir hayat hikayesi anlatmıyor ama kitap. İngiliz Gizli Servisi hesabına ’casus’luğa başlaması, Hemingway, Korda, Fleming, Coward, Waugh, T.S.Eliot gibi ünlü yazarlarla dost olması gibi ayrıntılar da var.

Graham’ın ailesi, Prof. Sherry’e, ‘Greene’in yaşamını kendisiyle özdeşleştirmiş. Gereksiz özel yönlerini abartarak yazmış’ diyerek ateş püskürüyor. 69 yaşındaki edebiyat hocasının yanıtı ise: ‘Graham ölüm döşeğinde bana biyografisini yazmam için yazılı belge verdi. Hayatımdan harcadığım 30 yılı unutmasınlar.’
Yazarın Tüm Yazıları