İnsanlar, caddenin bir köşesinden diğerine kaldırımda kümelenmiş. Araç trafiği vızır vızır. Ne olduğunu görmek için yaklaşıyorum.
Aşina bir melodi yayılıyor, James Brown’ın "I Feel Good" parçası. Biraz omuz, sonra dirsek, önümdekiler aralanıyor. Beton zemine kurulu portatif masa, üstünde yanyana eski püskü iki pikap, top sakallı bir siyahi parmaklarıyla iki plağı ileri-geri çalıştırıp lirikleri sürekli tekrarlatıyor: "...I Feel Good... so good, I’ve got you." Tekrar güftenin başına dönüyor.
Deri kaban, tulumlar içinde üç genç çocuk, ’Soul Godfather’ı James Brown’un parçası eşliğinde akrobatik dans gösterisinde. Hoplayıp, zıplıyorlar, yerde sırt üstünde daireler çiziyorlar. Ayağa kalkarak önlü-arkalı parende atıyorlar.
Kalabalık, el çırpıp çoşturuyor dansçıları, ardından alkışlar. Masa önündeki plastik kovaya dolarlar atılıyor. Top sakallı DJ, bu kez James Brown’ı çekip yalnızca ritm ve tempo veren bir kanalı ayarlıyor. Dans duruyor, rap dizelerini sıralamaya başlıyor uzun parmaklı siyahi. New York’un en işlek kesiminde, kışın ayazında ve otobüs durağı kaldırımında.
*
Açık havada ilk değil bir rap gösterisi izleyişim. Yıllar önce Bronx Parkı’nda bir grup siyahi gencin adına dahi aşina olmadığım rap şarkısını, kıvrak danslarını seyretmiştim, güfte içeriğini anlamadan.
Rap, sokağın türküsü. Irk ayrımına hedef olmuş, toplumdan kısmen dışlanmış, vatandaşlık haklarından nasibini alamamış siyah derililerin, beyazların hegemonyasına öfkesini yansıtan bir tür, rap.
Müzik aleminde bazılarına göre, rap, bir müzik türü değil. DJ’ler pikap tablasını enstrüman olarak kullanıyorlar. Ritm ve tempoya uyarak siyahilerin his, umut, hayata bakışlarını kafiyeli şiir dizeleriyle dile getirdikleri uyduruk bir stil. Genelde hip hop denilen popüler kültürün bir parçası. Uzun gömleklerin üstüne düşen bol pantolonları, ucuz blucinler, gösterişli takıları, dostluk mesajı veren göbek tokuşturması, sıkılı yumruk, parmak kilitleyerek tokalaşması, break-dansı, duvar sanatı graffiti, argosu ile yaşamda beklentileri gerçekleşmeyen gençlerin oluşturduğu bir hayat tarzı, hip-hop.
Başlangıç yeri yoksul siyahilerin yaşadığı Bronx. Geçmişi ise yalnızca 35 yıl.
1970’lerin başında, Kool Herc adlı bir Jamaikalı, Bronx’a göç edip park ve meydanlarda rap gösterileri düzenlemeye başlıyor. Herc, ilkin siyahi caz ustalarının plaklarını playback olarak kullanıyor. Sonra ritm-tempoyla şiir dizelerine geçiliyor. Siyahi gençler, rap devam ederken ’break-dance’ icra ediyorlar.
Yeni stile rağbet artınca, gösteriler okul bahçelerine, spor salonlarına taşınıyor. Kool Herc’e ilaveten Afrika Bambaataa, Grand Master Flash, D.J. Hollywood adlı DJ’ler, rap ve break-dans kulüplerinde özel geceler düzenliyorlar.
Sugarhill Gang adlı grubun 1970’lerin sonunda çıkardığı Rapper’s Delight, ilk rap plağı olarak müzik listelerine giriyor.
*
Rap, giderek Amerikan müzik sanayiinde sivrilirken beyaz müzisyenler de bu stile ayak uydurmaya yöneldiler. The Beastie Boys, Bubba Sparxx, Paul Wall, Aerosmith, Eminem, kadın grubu Sal-N-Pepa, popüler liste tepelerine tırmandılar.
Rock’n roll’dan fazla rağbet gören rap, milyar doları aşkın bir sanayiye dönüşünce siyahi şarkıcı ve grupların rekabeti silahlı çatışmalara dönüştü. Jam Master Jay, Tupac Shakur, Notorius B.I.G. Wallace, rakiplerin saldırısına uğrayıp öldüler. En popüler rapçi 50 Cent, bir suikastte dokuz kurşun yarası aldığını bir şarkısında malzeme olarak kullandı.
1980’li yılların sonunda, rap müziği politik içerik kazandı. Gangsta Rap diye ün yapan Public Enemy, Niggaz With Attitude, Geto Boys, Snoop Doggy Dogg, Jay Z, Ice T, Ice Cube gibi gruplar plaklarda polis öldürme, yönetime isyan gibi mesajlar verince FBI soruşturma başlattı. Amerikan şehirlerinde seks, şiddet eylemleri, uyuşturucu kullanımını yansıtan yeni rap stilini savunanlar "Tüm bu unsurlar ülkenin gerçeklerini yansıtıyor" diyerek karşı çıktılar.
*
Şimdilerde, Amerika’da hip-hop ve rap’in önlenemez çizgiye eriştiği görülüyor. Market Research araştırma kurumunun çıkardığı raporda, 15-29 yaşları arasında 24 milyon Amerikalı’nın kendilerini hip-hop kültürünün parçası olarak gördüğü bildiriliyor.
Rapora göre, bu kitlenin sahip olduğu gelir miktarı 500 milyar dolar. Son dönemin Fifty Cent, Usher, Ice Cube, Cassidy, Kanye West, P. Diddy, Ludacris gibi rap yıldızları, fındık boyu pırlanta kolyeler, ışıl ışıl elmas bilezik ve yüzükler, 24 karat dizi dizi altın zincirler içinde konserlere çıkıyorlar. Kurşun geçmez arabaları 300 bin doların üstünde. Korumaları asker bölüğü kalabalığında.
Yoksulluk, Bronx’da hálá diz boyu. Rap yıldızları hariç.