Röntgencilerin gökdeleni 100 yaşında

New York'u kapı komşusu yapan İstanbullu bir dostum fotoğraf çekmeye meraklı. Ama her seferinde istediği görüntüleri objektife sığdıramadığından şikayet eder, durur:

‘‘Köşe başını tutmuş işportacı, kaldırımdaki dilenci, butik vitrinleri, Hürriyet Abidesi, Central Park'ta yoga yapan kadınları hep resimledim. Memlekete dönünce eş-dost bu kez de nerede gökdelenler diye soracaklar. Haksız da değiller. New York denince herkesin aklına ilk gelen bu dev binalar. Oysa kaç kere Empire State, Chrysler gibi gökdelenleri bir kare içine almayı denedim, başaramadım. Yarıdan keserek fotoğraflarını çektim.’’

Dostuma lafta da olsa iyilik yapacak zaman geldi. Kağıt üzerine adresini yazıyorum. ‘‘Git Flatiron'ı resimle. Gökdelen yavrusu o. Üstelik 100 yaşına bastı bir kaç hafta önce.’’

Flatiron, adı üzerinde, geçen yüzyılda kor ateş doldurularak kullanılan ütülerin dış şekli örnek alınarak inşa edilmiş bir bina. Denizcilikle uğraşanlara göre gemi pruvasını andırıyor. Kayıtlarda Manhattan'ın en eski gökdelenlerinden biri diye geçiyor. Ve muhtemelen New York'ta 100 metrelik boyu ile fotoğraf filminde bir kareye sığan tek yüksek bina.

Akşamları önünden sık geçtiğim Flatiron, yerli-yabancı turistlerin adını ezbere bildiği Fifth Avenue ile Broadway'in birbirini kestiği köşede; iki cephesi bu iki ünlü caddeye bakıyor. Binanın iki yüzünün birleştiği yerde ise tüm katlar bir pencere ile dışarıya açılıyor.

JOAN COLLINS KORKTU

Gökdelen mimarisi varlığını asansörlere borçlu. Minik Manhattan Adası'nda sisli havalarda tepesi bulutları delip geçen yüzü aşkın gökdelen, asansörün icadını takiben inşa edilmeye başladı. Geçen yüzyıl başında elektrikle işleyen asansör olmadığı için yüksekliği 21 katta dondurulan çelik yapılı binanın kiracıları, uzun yıllar hidrolikle çalışan asansöre binerek ofislerine inip çıktılar. Flatiron'un karşısındaki Madison Square Park'ın tarihçesini yazmak üzere 20 yıl süreyle bilgi toplayan grafik sanatçısı Miriam Berman ‘‘Flatiron'ın asansörleri azap vericiydi. Hoplayarak çıkardı üst katlara. Herkes korka korka binerdi. Bir keresinde 15. kattaki St. Martin Yayınevi'ne iş görüşmesi yapmaya gelen film yıldızı Joan Collins asansörün sallanmasından ve çıkardığı sesten öylesine korktu ki görüşmesi bitince 15 katı yürüyerek indi. Genç işçiler genelde asansör yerine merdivenleri tırmanıp ofislerine çıkarlardı. Bu yüzden o yıllarda New York'un en atletik insanları Flatiron'da çalışanlardı’’ diye anlatıyor.

1959'da binaya taşınan St. Martin'in direktörlerinden John J. Murphy ‘‘Evim Flatiron'ın tam karşısında. Ama elektrikli asansörler gelmeden, on yıl öncesine kadar her gün ofise çıkmak için 20 dakika harcardım’’ diyor.

KADINLARI SEYRETTİLER

Geometrik bakışla mükemmel bir üçgeni anımsatan gökdelen yavrusu, uzun yıllar sokak röntgencilerinin, göz banyosu yapmaya meraklı erkeklerin toplantı yeri olarak da ün yaptı. Flatiron Manhattan'ın en rüzgarlı yerini işgal ediyor. Fifth Avenue-Broadway ile 23'üncü sokağın kesiştiği köşeyi yaz-kış savurup geçen rüzgara ilaveten kaldırım mazgallarından çıkan basınçlı hava gelip geçen kadınların eteklerini yüz hizasına kaldırıyor. 1900'lü yılların ortalarında mahalle karakolunun polisleri günün en işlek saatlerinde Flatiron'un önüne birikmiş sokak röntgencilerini dağıtarak kadınların rahatça gelip geçmelerini sağlamış. Amerikalılar için doğum günleri, yıldönümleri çok önemli. Yalnız tarihi günler, kişiler, aile bireyleri, eş-dost, ofis çalışanları, ev hayvanlarına yönelik değil bu kutlamalar. Şirketler, binalar ve önemli yapılar da kuruluş yıldönümlerinde anılıyor.

KUTLAMA YAPILMADI

Yerkürenin ilk asma köprüsü olarak ün yapan görkemli Brooklyn Bridge'in inşasının 100'üncü yıldönümü 1983'de şenliklerle kutlandı. Köprünün ana direkleri bayraklarla donandı, sütunları, kabloları, tel işlemeleri Amerikan bayrağının üç rengini taşıyan onbinlerce ampul ile ışıklandırıldı. Gövdesinin ortasından da aşağıdaki Doğu Nehri'ne dev bir bayrak sallandırıldı. Trafiğe kapatılan köprünün üstündeki içkili partilerde yüz bini aşkın insan sabaha kadar içip eğlendi.

Oysa Flatiron'ın 100'üncü yıldönümü sakin geçti. Üçgen binanın en eski kiracısı, süslemeli fes imalatçısı Anthony Nizzardini ‘‘Kendi aramızda mumlu pastayla bir kutlama yaptık. 1950'de taşındım buraya. Flatiron ikinci evim. Çok anılarım var bu binada’’ diyor.

89 yaşındaki Nizzardini'nin tek şikayeti kira artışı. 11 Eylül terör saldırısını takiben Manhattan'daki gökdelenlere rağbet azalınca, kontrat yenilenirken kiralar misliyle katlanmış. Manhattan'ın ‘ütü’lü yapısının 18 katını halen basın devi Bertellsmann'ın ofisleri işgal ediyor.
Yazarın Tüm Yazıları