Paylaş
Üçüncü Devlet
Yerli veya yabancı basın konuyu henüz derinliğine inerek işlemedi ama geçen hafta Rum gazetelerinde trajikomedi bir haber yayımlandı. İngiltere Kıbrıs'taki askeri üslerini egemen devlet toprağı addederek karasuları sınırını 3 milden 12 mile çıkarmak istiyormuş. Tabii Rumlar kıyameti kopardılar. Yıllardır Kıbrıs Türklerinin egemenliğini engellemeye çalışırken şimdi de başlarına İngilizler çıktı. Olay özetle şöyle:
Ortada 1960 Anayasası’nın ihlaliyle Kıbrıs Türklerinin kovulduğu, BM'nin de yasalar ve uluslararası anlaşmalara sırt çevirip meşru gördüğü bir Rum devleti var. Bir de devlet kurmaya Rumlar kadar hakkı olan Kıbrıs Türklerinin 1974'de ilan ettiği KKTC. İki devletli Kıbrıs'ta şimdi de bir üçüncüsü devlet konumunda olduğunu öne sürüyor. KKTC'nin resmi varlığını tanıtma gayretlerine şiddetle karşı çıkan Rum kesimi şimdi İngilizlerin sanki Ada'da 'Üçüncü Devlet'miş gibi karasularını genişletme beyanına öfke gösteriyor.
İngiltere adına konuşan sözcü Jonathan Allen Kıbrıs'taki Akrotiri ve Dikili üslerinin karasularını üç milden 12 mile çıkarabileceğini açıklamış. Akrotiri adanın güneyinde Limasol'da Rum bölgesinde, diğeri Türk-Rum kesiminin birleştiği doğu yakasında Dikili üssü. Akrotiri ile Dikili'nin toplam yüzölçümü 99 milkare. Sözcü Allen Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken bu iki üssün Londra ve Zürih anlaşmalarıyla İngiltere'ye verildiğini, karasuları genişletilmesinin egemenlik hakkına dayanarak ‘‘Uluslararası Deniz Yasası’’na uygun olduğunu belirtiyor.
1959 Şubat'ında Kıbrıs Cumhuriyeti Türk ve Rum toplumları arasında devlet başkanlığı, yönetim ve meclislerde tesbit edilen ilkeler çerçevesinde kurulurken Akrotiri ve Dikili'nin İngiltere'ye egemen bölge tanınması kabul edilmiş. Helenizm rüyası ‘‘Megalo-İdea’’yı ufak çapta Kıbrıs'da gerçekleştirme peşindeki Rumlar devletin kurucu ortağı Türkleri zor kullanarak dışlamayı başardılar. O gün bugündür 37 yıldanberi ‘‘Kıbrıs'ta tek egemen devlet bizimkidir.’’ diyorlar. Peki ya fırsatçı İngilizler?
Yerkürede İngilizler kadar dış politika, jeopolitik, stratejik gelişmeler ve ulusal çıkarlarda geleceği önceden hesaplayan başka ülke olduğunu sanmıyorum. Çıkarları doğrultusunda Güney Asya'dan Akdeniz'e, Afrika'dan, Karayipler ve Pasifik'e sömürgeler kurmuşlar. Sömürgeciliğin tarihe kavuşma yolunda olmasına rağmen İngiltere hala 52 devletten oluşan İngiliz Uluslar Topluluğu lideri olarak dünya politika forasında sözünü geçiriyor. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin özünü oluşturan ‘‘Garanti ve İttifak’’ anlaşmalarından önceki ‘‘Kuruluş Anlaşması’’nın birinci maddesinde de Akrotiri ve Dikili'nin egemen İngiliz toprağı olarak kayda geçirilmesini sağlamışlar.
Bu iki İngiliz üssünde özellikle Trodos Dağları'nda radarlar, dinleme tesisleri, askeri eğitim, infilak test alanları, atış poligonları, çeşitli tesisleri var. Dikili'nin karşı yakasında Suriye ile Lübnan, Akrotiri'nin güneyinde ise İsrail ve Mısır. Karasularını beklenmedik anda 12 mile çıkartma niyetinin nedeni ise açık değil. Bu genişleme kime ve niye karşı? Bazı çevreler Mısır ile Kıbrıs arasında gaz-petrol kaynakları bulunduğuna işaret ediyorlar. İngiltere'de Akdeniz'de yeni enerji kaynaklarında söz sahibi olduğunu göstermek amacıyla Kıbrıs'ta devletlere özgü ‘‘egemen’’ güç olduğunu bildiriyor. Oysa konumları sömürgecilik sergileyen askeri bir işgal.
Ya Kıbrıs Türkleri? Türk toplumu ırk, din, kültür, gelenekleriyle Rum ve İngiliz komşularından farklı. 27 yıldır devlet, hükümet, meclisi, lokal yönetimleri, okul ve sosyal kurumlarıyla KKTC egemen bir cumhuriyet olarak varlığını sürdürüyor. İngilizler şöyle dursun Rumlar kadar Kıbrıs'lı Türkler de 'egemen'lik hakkına sahip. İki İngiliz üssünün 'devlet' hakkı tartışılmadan önce dünyanın KKTC'yi tanıması lazım. Bir de merak ettiğim husus şu: Şimdiye kadar kimse İngilizlere ‘‘Kıbrıs'ta ne arıyorsun?’’ diye sormadı. Bakalım şimdi birileri ‘‘Yahu senin Kıbrıs'ta devletin var mı ki karasularını genişletmek istiyorsun?’’ diye ortaya çıkıp İngiltere'ye kafa tutabilecek mi?
Paylaş