Newyork Newyork







Doğan ULUÇ
Haberin Devamı

Dış arpalıklar

Ege'nin öte yakasında, Meriç'in karşı kıyısında denizden, karadan komşumuz Yunanistan'la ilişkilerimiz bir garip. İkiz ilçeler, kardeş şehirler ilan ederek, dışişleri bakanlarının uzo ile başlayıp Türk kahvesiyle noktalanan buluşmalarının göstermelik jestlerden ileri gitmediği ortada. İsmail Cem, meslekdaşı Papandreu'yla biraraya gelişinde çıbanbaşı sorunlara 'havayı bozmamak' için değinmiyor ama komşumuzda aynı duygusallık yok. Yunan devlet adamları yalnızca Atina'da değil her dış ziyaretlerinde Türkiye'yi suçlamayı görev sayıyorlar. Başbakanları Simitis, ''Kıbrıs'ta mevcut durum değişmedikçe Türk-Yunan ilişkileri fazla ileri gidemez'' diyor. PASOK'lu milletvekili Katiforis'de Ankara'nın 21'inci yüzyılda 19'uncu yüzyıl politikası izlediğini ileri sürüp Atina'nın niyetini özetliyor: ‘‘Gerçek demokratik Türkiye, ışık yılları uzakta’’

Ya Atina güdümündeki Güney Kıbrıs? Rum yönetimi yıllardır Denktaş'ı bezdirip dize getirmeye, Kıbrıs Türklerini içten bölmeye, Batı'yı Türkiye'ye dışlatmaya çaba sarfediyor. Türkiye'yi karalama gayretlerinin başarısız olduğu söylenemez. Erivan destekli Ermeni diasporası girişimlerini de eklersek giderek daralan bir çember içine itildiğimiz görülüyor.

Ankara'dan gelen haberlere göre koalisyon içerikli ‘‘Demokrasi Tanıtım ve Araştırma Vakfı’’ kurulmuş. Dışişleri, Kültür, Turizm bakanları, milletvekilleri ve diplomatların oluşturduğu ünlüler vakfı broşürlerle Türkiye'nin tarihi ve turistik yerlerini tanıtıp Kıbrıs, Ermeni ve PKK konularında bilgilendirmeyi amaçlayan video kasetlerini dağıtacakmış. Ayrıca yabancı ülkelerin çocuklarını Türkiye'de ağırlayacakmış. Kağıt üzerinde göze hoş geliyor bunlar.

Girişimin niyeti iyi ama hastalığın teşhisi tam değil. Reçetedeki ilaç eksik ve yetersiz. AB Türkiye'nin üyeliğini her geçen gün yokuşa sürüyor. BM Kıbrıs'ta Ankara ve KKTC'ye karşı ‘‘telkin’’ kisvesinde baskısından tek adım geri atmaya yanaşmıyor. Sözde Ermeni soykırımı Avrupa'dan Amerika'ya yavaş yavaş tanınım kazanıyor. Erivan'ın minik cüssesine komik düşen sertleşmesi de cabası.

Böylesine kronik hale gelmiş sorunlara broşür dağıtarak, yabancı çocukları Türkiye'ye davetle çözüm aramak önemli yarar sağlamaz. Çocukları davet ancak geleceğe yönelik bir yatırım olur. Devlet destekli girişim Ankara'da değil hasım kampanyaların sürdüğü ülkelerde örgütlenip işlevlerini yürüterek amaçlara ulaşabilir. Yeni vakfın üyesi ANAP milletvekili Kamran İnan NATO'da görevliyken bize Türkiye'nin dışardaki bazı temsilcilerine boş yere döviz harcandığından yakınmıştı. Türkiye ‘‘Dış Arpalık’’ lüksüne sahip değil.

Bizim önerilerimiz de şöyle : Yabancı başkentlerde ‘‘turizm, kültür, basın ataşelikleri’’ birleştirilip diplomat takviyesiyle vakıf temsilciliği bir merkez ofiste yapılanmalı. Önemli döviz tasarrufu yanısıra hasım güçlerin karalama kampanyalarına etkin yanıt verilirken Türkiye'nin tanıtımı da sürdürülür. Vakfın Fransa, İngiltere, ABD gibi ülkelerde kuracağı merkez bürolara tarihçi, bilim adamları, yeni emekli diplomat, dış ilişkilere sahip gazete yazarları danışman olarak dahil edilmeli. Batı ülkelerinde Türkiye karşısına çıkarılan sorunlar hakkında yabancıların da katıldığı ortak sempozyum, konferans, paneller düzenlenmeli. Çok uluslu iş ve ticaret yapan holding sahipleri de vakıfta görev almalı. Bunlar, güç ve nüfuz sahibi yabancı meslekdaşlarını kendi ülkelerinde hasım lobilere karşı devlet-hükümet düzeyinde Türkiye'nin hak ve görüşlerinin savunulmasına katkıda bulunmaya teşvik etmeli. Anavatan ile dış ülkelerde son yüzyılda Türkiye'ye yönelik suçlamaların araştırılması için arşivlerin açılması sağlanmalı.

Yeni vakfın ana tüzüğünün ilk paragrafı, ‘‘Bu vakfın misyonu içe kapanıklık ve ezikliği reddeder’’ cümlesini de içermelidir.

Yazarın Tüm Yazıları