Newyork Newyork

Doğan ULUÇ
Haberin Devamı

‘‘Tahkim'i bırak, mafyaya bak’’

Kainatın içinde dünyamızın da bulunduğu samanyolunun ayrılmaz parçası Ay bir kez daha Güneş'e meydan okudu. Üç-beş dakikalık da olsa, özel gözlükleri takıp Ay'ın Güneş'le çiftleşmesini izledik. Minicik Ay, uzaydaki ezeli rakibinin üstüne çıktı, ışığını köreltti ve nefis bir hilal çizdi güneş üstünde, vatan topraklarımızın tepesinde. Gün ışığında plaj şezlongumun yanındaki incir ağacı dallarından süzülen hilal şuaları beton zeminde de minyatür hilaller yarattı.

Manchester'de elektronik araç-gereç ihracatı yapan karı-koca Burton'lar güneş tutulmasını İngiltere'deki dostlarına cep telefonuyla anlatmayı bitirdikten sonra, ‘‘Bir taşla iki kuş vurduk bu sefer. Yaz tatilimizi tam zamanına isabet ettirmişiz’’ diye memnunluklarını dile getirdiler. Oysa Türkiye'nin bu en pahalı tatil köyünde iki çocuklu Burton'larla dost olduğumuzdan bu yana ünlü ‘‘tahkim’’ tartışmasına daha fazla ilgi duymaya başladım.

Nedeni basit: Bu yıl da burada buluşmayı kararlaştırdığımız bir dost aile nedeniyle geldiğimiz tatil köyünün fiyatlarının astronomik düzeye ulaştığını fark ettik. Kabahat onlarda değil, bizde. 600 milyon lira kaparoyu Amerika'dan göndermişiz. 12 günlük tatilin tüm fiyatını öğrenince bavulları toplayıp Akdeniz sahillerinde yer aramaya kalkacak takadımız yok.

Tatil kötü yönetimi de açık büfesindeki 72 çeşit tatlının parasını bir yerden çıkarması lazım. Ama biz bavul dolusu para öderken her nedense Burton'lar İngiltere'den uçak parası dahil yarı fiyatla tatil geçiriyorlar. ‘‘Gelecek yıl bizim grupla siz,e rezervasyon yaptıralım, ucuza çıkarsınız’’ önerisi şaka mı, ciddi mi anlayamadık.

Peki, tahkim yasası çıkıp bu tatil köyünü İngiliz veya Fransızlar alsa, fiyat ücret tarifesini enflasyon, döviz dalgalanması diyerek akıllarına estiğinde yükseltseler ne olacak? Avrupa'da tahkim kurullarında hak aramaya mı başlayacağız?

Kavurucu sıcak altında tahkimin lehinde aleyhinde nutuk atmaya niyetimiz yok. Zira Türkiye'nin sorunu tahkim değil ki! Milliyet'te Eylem Türk'ün güzel bir haber-araştırması tahkim gürültüsü içinde sanırım fazlaca dikkati çekmedi.

Eylem Türk'ün resmi kaynaklardan aldığı bilgilere göre Türkiye'de devlet içinde devlet var. Kokoreçten uyuşturucuya, ev-aile yıkandan tetikçi kiralamaya kadar 56 çeşit mafya varmış. Bir kısım holding patronlarını ‘‘mutlu azınlık’’ diye görenler konuyla ilgili resmi istatistikleri görünce küçük dillerini yutmuş olmalı. Mafya ‘‘baba’’larının 23 bin kişiden oluşan ‘‘personel’’ine (!) yılda ödediği para 82 trilyonu aşıyor. Ya ‘‘baba’’lara kalan para?

Türkiye dışında devlet bünyesini kemiren böylesine örgütlü ve yaygın bir ‘‘asalak ordusu’’ dünyanın hiçbir yerinde yok. Ankara'nın bu ‘‘tahkim’’ yakın gelecekte de bu soruna çözüm gelmesi de mümkün görünmüyor. Belki de tahkimle gelecek yabancı sermaye bu işin üstesinden gelebilir.

Konu, izlemeye devam ettikçe tatilimin tadını bozuyor. Kafam ısınmaya başlıyor. Akdeniz ılık ama gene de tahkim kadar sıcak değil. Başımı suya sokuyorum.

Yazarın Tüm Yazıları