New York'ta insanın kalbi sıkışsa bile merdiven basamağına oturması yasak

Bir yasak furyası sürüyor New York'ta. Bir bakkalın dükkanın önüne sandık koyup oturması yasak kapsamına giriyor. Parklarda aç güvercinlere ekmek kırıntısı dağıtmanın cezası da elli dolar.

Limuzin sürücüsü tanıdık bir kişi. Yarım saatlik yola gideceğiz. Ofiste kurabiye eşliğinde sabah kahvesinden sonra bir sigara tüttürmeye fırsat bulamadığımız için soruyorum: ‘‘Yakabilir miyim?’’ O da benim gibi tiryaki. ‘‘Tamam abi. Ben de yakacağım bir sigara’’ diyor ama ikazı da ardından geliyor: ‘‘Devriye arabası görürsen hemen söndür, yoksa ceza yeriz.’’

İlk bakışta durum garip. Belediye otobüsü veya ‘‘Yellow Cab’’ diye tanınan ruhsatlı taksi içinde değiliz. Yan yana ateşliyoruz sigaralarımızı. Yasak gölgesinde kaygıyla sürdürülen bir zevk bu. Havadan sudan laf ediyoruz gene de gözümüz yan aynalarda, polis aracı gözlüyoruz.

Burası eski Taliban yönetiminde Kabil, ramazan ayında Riyad değil. Dünya başkenti diye reklamı yapılan, onca insanın gelmeye can attığı New York'tayız. İstanbul'da bazı kolejlerden, Ankara'da Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden zaman zaman ‘‘Amerika'nın olumsuz yönlerini yazıyorsunuz’’ diyen genç okurlarım belki bu kez de eleştirecekler beni. Ama gerçekleri anlatıyorum.

Bazı eyaletlerde eşcinsel evlilik için yasa çıkarılan, özgürlük bayraktarı ülkenin gözbebeği New York'ta taksi, limuzin şöyle dursun özel aracınızda dahi sigara içemezsiniz. Peki bir sigara yaksan ne olur? Polis gördüğü takdirde ‘‘Kapalı Yerde Temiz Hava Yasası’’ ihlalinden ötürü 200 ile 2000 dolar arasında ceza yiyebilirsiniz.

Bu yasa 1995'te yürürlüğe girmiş. Ama kağıt üstünde kalıp rafa kaldırılmış pek çok yasa gibi uygulanma sürecine girmemiş. Nedeni ise New York'un içki, yemek, sigara-puroyla özdeşleşen işadamı, banker, sanatçı içeriğindeki sosyal dokusu. Oysa Michael Bloomberg'in belediye başkanı olmasını takiben sigara yasağı ofis, mağaza, lokanta, bar, kulüplerden başlayıp tüm kente yayıldı. Yasak bir yılda New York'un 23 bin lokantasının dörtte üçünde gelirin yüzde 30 civarında düşmesine sebep oldu. Lokantacılar ‘‘Akşamcılar sigara yasağı yüzünden içkiye gelmiyor. Kazanç kaybımız büyük’’ diye yakınıyorlar.

Bloomberg'in sigara konusunda baş düşmanı Vanity Fair dergisi yönetmeni Graydon Carter. 1.2 milyon tirajlı derginin yönetmeni Carter ‘‘Sigara polisi çalışma masamda içi boş olmasına rağmen kül tablası bulunduğu için üç kez ceza yazdı’’ diyor. Yüksek sosyetenin gözdesi, iş, siyaset, eğlence dünyası şöhretlerinin yakın dostu ünlü baş editör öfkesini şöyle kusuyor: ‘‘Garip yasakların hüküm sürdüğü bir yer oldu New York. Çalışma yerinde şarjörü dolu tabancanız varsa sorun değil. Ama masanızda boş kül tablası yüzünden ceza ödersiniz. Hem de sigara polisinin ofisinize haber vermeden araştırma için girmesiyle.’’

Kentin bazı semtlerindeki binalarda da daire sahibi veya kiracılara sigara yasağı geldi. Tiryakinin ofis, ev, barların yanısıra kaldırımda lokanta tentesi altında dahi sigara tüttürmesi yasak.

Amma da büyüttün bu işi, tütündeki nikotinin zararı malum, toplum sağlığını düşünerek yasak getirilmiş, fena mı diyebilirsiniz. Konu bireysel özgürlüğün, insan haklarının ihlal edilmiş olması. Sigara paketleri üstünde satırlarca ikaz ifadesi var. Ürünleri en fazla satan Philip Morris dahi TV'lerdeki reklamlarında sigaranın sebep olduğu hastalıkları sıralıyor. Buna rağmen tiryakileri caydırmak kolay değil. Amerika'da 45 milyon kişi sigara içiyor. Zararlarını bile bile.

Amerika'da sarhoş araba kullananlar yılda 20 bini aşkın insanın ölümüne, on binlercesinin de sakat kalmasına sebep oluyor. Alkolün getirdiği hastalıklar da cabası. Buna rağmen kimse ortaya çıkıp alkollü içki satan dükkanları, barları, meyhaneleri kapatalım, şaraptan viski ve biraya tüm içkilere yasak getirelim diyebiliyor mu?

Sigara içmediği için sigarayı yasaklatan belediye başkanının New York'a getirdiği diğer yasaklar da var. Mesela mahallede hafta sonunda bisikletle geziyorsunuz, etrafta pek kimseler de yok. Denge denemesi yapmak, ustalığınızı göstermek için iki elinizi direksiyondan çektiniz. Polis görürse ceza yazıyor. Kilolu bir kişi veya hamile bir kadının metrodan sokağa çıkarken kalbi sıkıştığında merdiven basamağına dinlenmek için oturması dahi yasak. Bir bakkalın dükkanın önüne sandık koyup oturması da yasak kapsamına giriyor. Parklarda aç güvercinlere ekmek kırıntısı dağıtmanın cezası da elli dolar.

Manhattan'ın SoHo kesiminde Mekong lokantası sahibi Brian Bui, bir müşterisinin yemek sonrası dışarda sigara içmesine mani olmadığı için 200 dolar ceza yedi. Bu cezayı ödemedi ve mahkemeye başvurdu. Açtığı davayı kazandı ama avukatına ödediği üç bin doları New York belediyesinden geri alamadı.

Bir yasak furyası sürüyor New York'ta. Bakalım nerede duracak?
Yazarın Tüm Yazıları