New York New York

Doğan ULUÇ
Haberin Devamı

Yıldız yağmuru ve Fügen

Türkiye yıldız yağmuruna tutuldu. Ama aklınıza başka şey gelmesin, bunlar dünya politikasının yıldızları. Vatanımız bitimine altı hafta kalan ikinci bin yılın son zirvesinde 50'yı aşkın ülkenin devlet ve hükümet başkanları düzeyindeki bir zirveye ev sahipliği yapıyor.

AGİT zirvesi için Türkiye'ye gelen ABD Başkanı Bill Clinton yerli-yabancı basında flaş haber. Gazete ve TV'ler Clinton'ın Anıtkabir, Efes, deprem bölgesi ziyaretleri, TBMM'de konuşmasına geniş yer verdiler. Fransa, Rusya liderleri Chirac ile Yeltsin, Alman Başbakanı Schröder, BM Genel Sekreteri Kofi Annan AGİT'e katılım listesi tepesindekilerden.

Yerli basın Clinton takımının görev mesuliyetini yansıtan haberlerle dolu. Keskin nişancılar, Hilton Oteli'nin depreme dayanıklığı, personel soruşturması, Atatürk mozelesinde özel koruma timleri, tercüman-rehber seçimi gibi hususlar Amerikan Gizli Servisi'nin yabancı ortamda klasik uygulamalarını yansıtıyor.

Biz coğrafya şakasına uğramış bir ülkeyiz. Sağımıza, solumuza, güneye bakmak kafi. Kötü komşular arasında parmak eklemi verene kol feda etmeye, sırtımızı sıvazlayana bedenimizi paspas yapmaya hazırız. Yarım yüzyıldır gerçek dost özlemi çekiyoruz. Clinton'ın ANAP kurucusu Özal'a övgüsünü bazı politikacıların büyük gurur vesilesi yapması güç-kudret sahibine karşı eziklik sayılmamalı. Ne dersiniz ?

Clinton'a hiçbir dış ziyaretinde lokal basında bizdeki kadar geniş yer verilmiş değil. Oysa yazılı-görüntülü basınımızın bir Amerikalı'ya gösterdiği ilgi yeni değil. Ülkesinde yıllar önce yayından kalkan ‘Kaçak’ adlı TV dizisinin aktörü David Jannsen'ın İstanbul ziyareti gazetelerde günlerce tam sayfa yer almıştı.

ABD Başkanı'nın görkemli Türkiye çıkartması sürerken Türk-Amerikan heyetleri arasında ikili görüşmeler de yapıldı. Clinton'lara davetler, başbaşa üst düzey görüşmeleri, Cem-Albright buluşmasını haberlerde izlerken sabah postacının getirdiği mektubu bir kenara itmeye gönlüm elvermiyor.

Prangalı kadın Fügen Gülertekin Ohio'da Marysville cezaevinde üç mevsimi doldurdu. Bakımevinde bir çocuğu ‘Shaken-Baby’ sendromuyla sakatladığı iddiasıyla 10 yıl mahkumiyet yiyen üniversite mezunu, torun sahibi kadın ‘Hale’ denilen 250 kişilik yatakhaneye taşınmış. ‘Burası iki kişilik odadan iyi. Zira oda arkadaşım beni evire çevire dövse, ‘gardiyana ilk o vurdu' dese aylarca beni ‘Hole'a (tek kişilik hücre) gönderecekler. Kalabalıkta doğruyu söyleyecek şahitler çıkar.' diyor Fügen.

Dobra dobra bir insan Fügen. Diğer mahkumlar gibi kendisine sürekli ağır hakaret sıralayan, tehdit eden bahçecilik okulu hocası hakkında müdüre mektup yazmış. ‘Okuldan beni kovdular, bir kaç saat bahçede çiçeklerle oyalanıyordum. Ama haksızlığa tahammül edemediğim için gene dilimi tutamadım.' Robert College mezunu Türk kadınının yakınması sayfalardan taşıyor. ‘Kızım Zeliş'in 13 yaşına kadar büyümeyi istemeyecek kadar güzel hayat yaşadı. Ohio'da üniversite bitirmeyi istiyordu. Şimdi okulu bırakıp Türkiye'ye dedesine veya öğrenci mübadelesiyle Avustralya'ya gitmek istiyor. Hapiste yattığım için herşeye omuz silken, hayalleri değişmiş, gözündeki pırıltının söndüğü kızgın bir çocuk oldu. Son ziyaretinde içim parçalandı.’’

Yabancı düşmanlığıyla ünlü Ohio'da 47 yaşındaki Fügen, yasaları inkar eden bir hukuk komedisine kurban gitti. 19 yıl sonra ayakları üstünde durmayı beceren torun sahibi kadın zengin bir ailenin bölgede nüfuzu yüzünden cezaevine gönderildi. Başkan Clinton ve heyetinin Türk karşıtlarıyla görüşme gündeminde insan hakları ilk planda. Peki adli oyunlar kurbanı Fügen'in hiç mi hakkı yok? Konuyu bilen İsmail Cem Amerikalı'larla görüşmesinde hücrede çürümeye terkedilmiş Gülertekin'in dosyasını masaya getirdi mi? Sanmıyorum. İnsan hakları savunucusu misafirlerin keyfini kaçırmaktan çekinmiştir..

Fügen'in insan hakları ihlalinde ibret alınacak dramını Haluk Şahin nefis kitabında ayrıntıyla dile getiriyor.

Yazarın Tüm Yazıları