Minik adada iki ayrı hayat

"Dün bana takılmadın ama neyi kaçırdığını bilmiyorsun?" diyor hafta sonunda Türkiye’den gelen arkadaşım. Bunca yıldan sonra Broadway’i keşfedecek halimiz yok, Times Square’de, Broadway’de turistik gezi yapmak, alışverişini Macy’s’de halletmek isteyen arkadaşımın teklifini "Oraları çok kalabalık" diyerek geri çevirmiştim. Masamın üstüne bir gazeteden kestiği sayfayı bıraktı: "İlk kez gördüm onu, uzaktan da olsa. Beatlemania içine düştüm. Kalp atışım dahi hızlandı. İnsan kuyruğu bir sokak öteden başlıyordu."

Gazetedeki haberi okurken neyi kaçırdığımı öğreniyorum. Paul McCartney ilk eşi Linda anısına hazırladığı "Ecce Cor Meum" adlı albümün imza günü için Times Square’deki Virgin Megastore plak mağazasına gelmiş. Ünlü şarkıcı-müzisyenin hayranları Beatle Paul’a yaklaşmak için birbirlerini çiğnemiş.

Arkadaşım durumu yerinde genç bir işadamı. New York tutkusunu da biliyorum. Kahvesini yudumluyor: "Nefis bir şehir. Ne ararsan var, her şey burada. Hayatı New York’ta yaşamak lazım. Kaç para lazım bu kentte yaşamak için?" Rakam vermek güç. Kuracağı düzene bağlı. "Ayda ne kadar harcıyorsun?" Ne sen sormuş ol, ne ben söyleyeyim. Gülüyorum: "New York’luların ne kazandığını ancak vergi dairesi bilir" diye savuşturuyorum soruyu.

NEW YORK’TA HAYAT PAHALI

New York’un dinamizmi dışardan gelen çok kişiyi mıknatıs gibi çekiyor. Tiyatro, müzikal oyunlar, konserler, sanat etkinlikleri, müzeler, galeriler, alışveriş yerleri, gece kulüpleri, ışıltılı caddelerin süslülüğü, gökdelenlerin ihtişamı yabancıların yanı sıra ABD’li turistleri de cezbediyor. Ama bu tablo içinde yer almanın faturası yüksek. Hayat pahalı New York’ta. Bu görkemli görünüme ters düşen tezat listesi de uzun.

Sekiz milyonluk kent bir insan mozaiğini yansıtıyor. Nüfusun yüzde 44’ü beyaz ırktan. Siyahiler yüzde 25.3, Asya kökenliler yüzde 11.6, diğer ırklar ise yüzde 19.1 oranında. Filipinli’den Dominikli’ye, Moldavyalı’dan Burkina Fasolu’ya yerküredeki tüm ırktan insan iç içe yaşıyor. Şahane dublekslerde aşçı-hizmetçi tutarak yaşayanlar da var, farelerin cirit attığı köhne evlerde hayat sürenler de. Bir araştırmaya göre New York’un kalbi Manhattan, ABD’deki üç bin ilçe arasında gelir farkının en yüksek olduğu yer. ’Açlığa Karşı Koalisyon’ grubuna göre New York’taki 3.6 milyon çalışanın 425 bini yeterince gıda alamıyor. Yoksulluk çizgisinin altında yaşayanların sayısı ise 1.5 milyon.

45 DOLAR MİLYARDERİ

Şiddetli geçim sıkıntısı çekenler kira kontrolü altındaki evlerde ikamet ediyor. Bin dolar aylık gelire sahip kesim düşük kiradan kalan parayla ucuz marketlerde belediyenin verdiği indirimli kuponları kullanarak ana gıda maddeleriyle karın doyuruyor. Sağlık sorunlarını ise devletin sağladığı yoksulluk sigortasıyla hallediyorlar. Aralarında Buick, Cadillac marka araba sahibi olanlar da var. Otomobil çöplüklerine bırakılmış ve eş-dost yardımıyla tamir edilen bu araçları yürütmek için benzin paraları yok.

Madalyonun diğer yüzü çok farklı. New York öte yandan süper zenginlerin şehri. Forbes dergisi ABD’deki 400 dolar milyarderinden 45’inin New York’ta yaşadığını bildiriyor. Bu 45 kişinin servetinin toplamı 136 milyar dolar. New York’un mega zenginlerinin servetlerinin yarısını, şehrin en yoksul kesimine bağışlaması halinde bir buçuk milyon yoksula düşecek meblağ kişi başına 45 bin dolar. En zengin New York’lu sanayici David Koch. Koch (66), gaz ve petrol ürünleri pazarlayan Koch Industries şirketinin sahibi. Serveti 12 milyar dolar. Çevre sorunlarının çözümüne düşkün milyarder sanayici gece hayatına düşkün olmadığı için basında dedikodu sütunlarında adına rastlanmıyor. Ya diğer zenginler? Onlar kazandıkları gibi harcamayı da seviyor. Galeri açılışlarında, klasik konserlerde, özel partilerde boy gösteriyorlar. Dubleks apartmanlarının duvarları ünlü ressamların paha biçilmez yapıtlarıyla kaplı. Hafta sonlarını Atlantik kıyısındaki malikanelerinde geçiriyorlar.

Diğer kentlerdeki davetlere ve iş toplantılarına özel uçaklarıyla gidiyor, giyim kuşam alışverişlerini özel butiklerde yapıyorlar. Thom Browne markalı takım elbiselere 4 bin 500 doları göz kırpmadan ödüyorlar. Güzellik salonlarının müdavimi eşleri de önemli resepsiyonlara sosyete tasarımcılarının 10 bin doları aşkın kıyafetleri içinde geliyor. Yüksek sosyeteye servis veren saç tasarımcısı Sally Hershberger gördüğü rağbet üzerine bu yıl saç kesim fiyatını 800 dolara çıkardı.

Durumun garip tarafı minik Manhattan adasında yoksullar ile süper zenginlerin bir diğerinin yaşam koşullarından habersiz hayat sürmesi.
Yazarın Tüm Yazıları