Kıbrıs'ta tek çözüm

Doğan ULUÇ
Haberin Devamı

Güvenlik Konseyi'nin dışında yarım perdelik tek aktörlü bir traji-komedi oynanıyor. Konseyden çıkan Sir John Weston, dışarda bekleyen gazetecilerin karşısına geçiyor. Elinde kibrit kutusu büyüklüğündeki kağıda çiziktirilmiş notlara bakarak mikrofondan konuşuyor: ‘‘Cumhurbaşkanı Klerides'in Glion görüşmelerinde gösterdiği işbirliği ve esnekliği takdirle karşılıyoruz.’’

Arkalarda KKTC'nin BM'deki yeni temsilcisi Aytuğ Pülümer'in kaşları çatılıyor. Oysa kimin umurunda, İngiliz Büyükelçisi Weston Türk tarafını çoktan gözden çıkarmış. Rum liderinden ‘cumhurbaşkanı’ diye söz ederek, Kıbrıs zirvelerinde yıllardır süregelen iki liderin eşitlik ilkesini çiğnemekte sakınca görmüyor.

Konsey başkanı sömürge dönemi alışkanlığından sıyrılamamış, Kıbrıs Türk liderine yükleniyor: ‘‘Denktaş'ın önşartlar getirmesi kaygı yarattı, hayalkırıklığına uğradık. Glion'da bu yüzden Kıbrıs sorunun özüne yönelik görüşme yapılamadı.’’

Prenses Di, Düşes Fergie gibi asilzade unvanı taşıyan Büyükelçi Weston gazetecilerin şaşkın bakışları altında Denktaş'ı suçladıktan sonra ‘‘Ada'da cumhurbaşkanlığı seçimleri...’’ derken KKTC'yi bir kez daha dışlayarak yaraya tuz-biber ekiyor.

Güvenlik Konseyi'nin ağustos ayı başkanı İngiliz diplomatının BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilci Diego Cordovez'in brifingi ardından basın önündeki konuşması oldukça düşündürücü. Sir John'ın Denktaş'a ve dolaylı olarak Türkiye'ye ‘aba altından sopa’ gösteren üslubu, zirve toplantıları bildirilerinde Denktaş ve Klerides'i ‘Mr.’ (Bay) diye tanımlayan şekle ters düşüyor.

Rum kesiminde başkan seçimleri de şimdiye kadar Konsey tarafından ‘cumhurbaşkan seçimi’ nitelemesiyle teleffuz edilmiş değil. BM'de bu hususta karar alınmadığına göre John Weston'ın ifadeleri Konsey'den ziyade Kıbrıs sorununun başından bu yana Rum tarafı eğilimli politika izleyen İngiltere'nin tutumunu yansıtıyor olmalı.

Gerçekte, Troutbeck gibi Glion zirvesinin de ‘dostlar alışverişte görsün’ diye yapıldığı bir kez daha ortaya çıktı. Yoksa Glion'un başarısızlığı asil Sir John'un suçladığı gibi Denktaş'ın ön şartından kaynaklanmadı. Kıbrıs Türk lideri 1994 sonbaharında Lefkoşa'da BM Genel Sekreteri Özel Temsilci Yardımcısı Feissal'ın evinde 5 kez buluştuğu Klerides'ten başlayıp bugüne kadar BM'nin yanısıra ABD ve Avrupa ülkeleri yetkililerine Türk kesiminin dışlanarak Kıbrıs Rum kesimine tek başına AB üyeliğine karşı çıkacağını bildirdi.

Zirve buluşmasına gelmeden önce de Aralık'ta AB Konseyi'nin Rum yönetimi üyeliği için alacağı karardan önce hiçbir belgeye imza atmayacağını söyledi. O nedenle Denktaş'a önşart getirme suçlaması yersiz ve yanlış. Üstelik Klerides de Türk tarafının Rum yönetiminin AB üyeliğine karşı çıkması halinde öze yönelik görüşme yapmayacağını söylemişti.

Troutbeck gibi Glion'da da Rumların AB üyeliği hususunda bilinen tutumunu yineleyen Kıbrıs Türk lideri masaya önşart getirmiş olmuyor. Buna karşın Klerides görüşmelerde Dektaş'ın iki toplum arasında dostluk ve iyiniyet havasının yaratılması için Rum ambargosunun kaldırılması, turistlerin güneyden kuzeye geçme izni verilmesi isteklerini de reddetti.

Rum lideri üstüne üslük BM çözüm planlarında Türk tarafına kalacak yüzde 29+ toprak oranını yüzde 25'e düşürmeye çalıştı. Gene de suçlanan kişi Kıbrıs Türk lideri oldu. John Weston ayrıca bir tarafı açıkça suçlayıp BM aracığılıyla süren ihtilaf görüşmelerindeki geleneksel diplomatik üslubu çiğneyerek yangına ateşle gitti.

AB'nin yıl sonunda alacağı karar 30 yılı aşan Kıbrıs sorununda dönüm noktası olacak. Avrupa Kıbrıs Rumlarına yeşil ışık yaktığı takdirde, sorun dönüşü olmayan bir rotaya girecek. KKTC yönetimi Rumlarla yılan hikayesine dönen federasyon formülüne kapısını kapayıp başının çaresine bakacak.

Türkiye'yi işgalci ilan edip Batı aleminde karalama çabasından vazgeçmeyen Yunanistan'ın ekmeğine yağ sürülecek. Ama aynı adayı paylaşmak dışında ortak müştereğe sahip olmayan, çözüm formülünde yolları giderek ayrılan iki toplum için iki ayrı devlet dışında başka çözüm de görünmüyor. Denktaş ve Klerides da bu gerçeğin bilincinde. İlgili tüm tarafların da artık bu gerçeğe ısınması lazım. Kıbrıs için başka alternatif yok.

Yazarın Tüm Yazıları