Genç kuşaklara kin-nefret aşılamayın

Hücre kapısı dışarıdan otomatik levyenin çekilmesiyle açıldı. Cezaevi müdürü, ziyaretçi odası yerine hücrede görüşeceğimizi söylemişti. Gourgen Yanikian’ı getiren iki gardiyan dışarı çıkınca levye geri çekildi.

Yanikian’la ayakta karşı karşıyayız. Aramızda bir masa, iki iskemle. Tokalaşmaya niyetli değilim. Bir süre süzdü beni. Sonra konuşmaya başladı:

"Ermeni ve Amerikalı gazeteciler röportaj isteğinde bulundular. Kabul etmedim. Buluştuğum ilk gazeteci sensin. Biliyor musun niye?"

Cevabımı beklemeden kendi sorusunu yanıtladı: "Yazılarını bana getirdiler. Olayı en iyi sen anlatmışsın. ’Bizden biri’ diyerek talebine olumlu cevap verdim."

Yanikian, 27 Ocak 1973’te Santa Barbara’daki villasına öğle yemeğine davet ettiği Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir’i öldüren kişi. Yanıtım kısa: "Ailemde Ermeni yok. Cinayetlerinizi de kınıyorum."

*

Meslek hayatımda karşılaştığım katil, terörist, ağır suçlular arasında görüşürken tedirgin olduğum tek kişi Gourgen Yanikian. Oldukça iri siyah gözleri, 78 yaşına rağmen cüsseli bedeniyle Kızılderili lideri "Sitting Bull"u andırıyor.

Demir parmaklı hücrede, konuşmamızda uzun uzun yaşamını anlatırken sözde Ermeni soykırımında ailesinden kimsenin ölmediğini de söyledi. 1915’te Rusya’da yaşıyorlarmış.

Sonra iki Türk diplomatını nasıl pusuya düşürüp şehit ettiğini ayrıntılarıyla sıraladı.

Görüşmemizin sonunda "Takvimi yedi ay geriye çevirmek mümkün olsa aynı eylemi tekrarlar mıydınız?" dediğimde kahkaha attı: "Bir anlık öfkeye mi kapıldım sanıyorsun, yıllardır planlıyorum bu işi ben. Osmanlı Türkleri bunca Ermeni’ye kıydı 1900’lü yıllarda. Serbest bırakılsam gene yapardım."

Çocukluk, gençlik yıllarımda hayli Ermeni arkadaşım oldu. Okulda, askerlikte yakın dostluklar kurduk. Öz kardeş kadar yakınlaştık birbirimize, has duygularla. Yanikian’ın kin ve nefret dolu bakışlarında ilk kez Ermeni fanatizmini tanıdım.

*

Anılarımdan silinmeyen bir diğer Ermeni ise basında "Ölüm Doktoru" diye tanınan Jack Kevorkian. Emekli patoloji doktoru Kevorkian, iyileşmesinden ümit kesilen Alzheimer, parkinson, kanser, sclerosis hastalarının intihar etmesine yardım ettiği için 1999’da 10-25 yıl arası hapse mahkum oldu. Hüküm giymeden önce Detroit’te buluştuğum Kevorkian’ın çökük avurtları üstünde çukurlarına gömülmüş siyah gözleri de Yanikian gibi ürkütücü idi.

Tıp çevrelerinde mesleğe ihanet ile suçlanan, savcının ’cani’ diye nitelediği Ermeni doktor, ilk soruma "Bana Ölüm Doktoru demelerinden memnunum. Yaşamak istemeyen ağır hastaların ıstırabına son vermek suç mu?" diye cevap verdi.

Kevorkian, Himalayalar’a tırmanan, Alzheimer hastası Janet Atkins’i 1990’da damarlarına potasyum klorid enjekte ederek ölüme gönderdi. Ardından 2,5 yıl süreyle Volkswagen minibüsle çeşitli eyaletlere giderek 100’ü aşkın ağır hastanın intiharına yardım etti. "Tıp diploması alırken din, ev, ahlak kurallarına aykırı iş yapmayacağınıza dair yemin ettiniz" dediğimde "Tıp bu dünyada, din öbür alemde" cevabını verdi.

Aleyhinde bir dizi cinayet davası açılan doktor "Amacım Detroit’te bir obitorium (ölüm kliniği) açmak" diyor.

Annesinin Sivaslı, babasının Erzurumlu olduğunu açıklayan Kevorkian, azılı bir Türk düşmanı. ’Soykırım’ başlıklı bir tabloyu, kendi kanını boya olarak kullanıp yaptığını söylüyor. Cezaevindeki ’Ölüm Doktoru’ 2007’de Af Komitesi karşısına çıkıp erken tahliye isteyecek.

*

Nisan ayında, diasporadaki Ermeniler, başta Amerika, Fransa ve Lübnan, çeşitli ülkelerde sözde soykırımın 89. yıldönümü gösterilerini yapmaya hazırlanıyor. Dışarıda yaşayan Türkler de, karşı gösteriler düzenleyecekler.

Ermenilerin soykırımı kabul ettirme çabaları giderek yoğunlaşıyor. Acaba 1984’te cezaevinde 89 yaşında ölen iki diplomatımızın katili Yanikian olmasaydı, Türk resmi temsilcileri ile kurumlarına suikast ve bombalı eylemler düzenleyen ASALA Adalet Komandoları ortaya çıkar mıydı? Diaspora Ermenilerinin son 30 yıldır süregelen Türk düşmanlığı bu denli körüklenip güçlenebilir miydi?

Ermeni toplumlarında, Yanikian ve Kevorkian gibi fanatiklerin sayısı çok az. Görüşme fırsatı bulduğum yazar William Saroyan, müzisyen Charles Aznavour, fotoğrafçı Yusuf Karsh gibi ünlü Ermenilerde böyle eğilimler tespit etmedim.

Ermeni kökenli Andre Agassi, Cher, George Dökmeciyan, Gary Kasparov, Kirk Kerkorian, Atom Egoyan da fanatik sınıfında değiller.

Gene de, Ermenilerde Türk düşmanlığını yaratma peşinde olan bazı güçler var. Gelecek nesilleri tek yönlü kin ve nefretten kurtarmak gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları