Dönüşü olmayan yolda Türkiye nerede?

Ortadoğu’da son derece vahim gelişmeler yaratacak hazırlıklar olduğu gözleniyor. Bush, birkaç gün önce İran’ın nükleer silah üretmesine izin verilmeyeceğini belirtti.

Amerika-İngiltere koalisyonunun Irak’ı işgal ve istilasından sonra İsrail’in İran’daki nükleer tesisleri bombalamasıyla etrafın kan gölüne dönüşeceği kesin.

ORTADOĞU üzerinde yeni kara bulutlar dolaşmaya başladı. Dünya ülkeleri Irak harbi ve uluslararası terorizme odaklanmışken, bazı çevreler İsrail’in yakın gelecekte İran’daki nükleer tesisleri bombalamaya hazırlandığını ileri sürüyor.

İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Giora Eiland, bir gazeteye ‘Kasım ayı İran’ın nükleer programını yok etmek için dönüşü olmayan nokta olacak şeklinde çarpıcı bir beyanat verdi.

*

Bu beyanatla, İsrail başta İran olmak üzere Ortadoğu’daki Arap ülkelerine gözdağı mı veriyor yoksa İsrail hükümetinin başka amaçları mı var, zaman gösterecek. Ancak ‘dönüşü olmayan nokta’ deyiminin geçmişi 1981 yılına uzanıyor.

23 yıl önce Menahem Begin, Irak’ın İsrail’e nükleer saldırıya hazırlandığı gerekçesiyle Bağdat yakınlarındaki Osirak nükleer santralını bombalatmıştı. Dönüşü olmayan bombalatma kararında, dönemin Savunma Bakanı Ariel Şaron’un ısrarı rol oynadı.

Komşuları için uzun bir süre nükleer tehlike olamayacak durumdaki Irak’tan sonra koyu İsrail düşmanı İran’ın nükleer silah ve füze üretimi faaliyetleri, şimdi dikkatleri bu ülke üzerine çekiyor.

*

Demokratik Parti adayı John Kerry başkanlık seçimini kazandığı takdirde ABD dışişleri bakanlığına getirileceğine kesin gözle bakılan eski diplomat Richard Holbrooke da İsrail’in İran’da Osirak benzeri bir operasyona hazırlandığı endişesinde. Yoğun izleyicisi olan Bill O’Reilly’in TV programında Holbrooke, ‘ABD İsrail’in ilk savaş uçağı F-161 üretimi için gerekli malzemelerini sağladı. Ayrıca yeraltı sığınaklarını delip geçecek güçte 300 milyon doları aşkın bomba sattı İsrail’e. İsrail bu bombaları Filistinlilere karşı kullanacak değil. Hedef malum. Kaygılıyım’ dedi.

Bush yönetimi, geçen hafta Kongre’ye İsrail’e iki metre kalınlığında beton sığınak tahrip eden her biri bir tonluk 500’ü uydu güdümlü füze ile 4 bin 500 ‘akıllı bomba’ sattığını bildirdi. Buna karşın Tahran, İsrail’i vurabilecek menzilli Şahap-3 roketlerinin kullanılmaya hazır olduğunu açıkladı.

*

İran Savunma Bakanı Ali Şamkrani, Şaron hükümetinin İran’daki nükleer kuruluşlar dahil ülkesine herhangi bir askeri saldırıda ‘en sert’ şekilde karşılık vereceklerini, ülkesinin bölge içi ve ötesinde, ABD dahil, her karşılaşmaya hazır olduğu tehdidinde bulundu.

Ortada son derece vahim gelişmeler yaratacak hazırlıklar olduğu gözleniyor. ABD Başkanı George W. Bush, birkaç gün önce İran’ın nükleer silah üretmesine izin verilmeyeceğini belirtti. Amerika-İngiltere koalisyonunun Irak’ı işgal ve istilasından sonra İsrail’in İran’daki nükleer tesisleri bombalamasıyla Ortadoğu’nun kan gölüne dönüşeceği kesin.

Birleşmiş Milletler’de Türkiye’nin Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ümit Pamir, bölgedeki bu gelişmelerin vahim düzeye geldiğine işaret ederek İsrail’in Irak seçimlerinde Şiilerin yönetime gelmesi olasılığından kaygı duyduğuna işaret ediyor.

Büyükelçi Pamir, geçen hafta Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün İsrailli meslektaşı Silvan Şalom ile yaptığı ikili görüşmede İran’ın nükleer faaliyetlerinin de ele alındığını ifade ederek şunları söyledi: ‘Şalom Irak’ta Şii ağırlıklı, İran’la yakın ilişkide olacak bir hükümetin iktidara gelmesinin bölgenin güvenliği açısından ciddi tehlike yaratacağını bildirdi. Uluslararası Atom Enerjisi Kuruluşu, İran’ın nükleer faaliyetlerinin teftişi hususunda gerekli işbirliğini göstermediğinden şikayet ediyor. İsrail Dışişleri Bakanı, ‘İran aldatıcı bilgiler veriyor. Sadece bizi, sizi değil Avrupa’yı vuracak nitelikte füzeler geliştirdiler. İsrail olarak gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz’ diyor.’

*

Bush yönetimi ise Dışişleri Bakanı Colin Powell kanalıyla BM toplantılarına katılan başta Avrupa ülkeleri, Rusya Federasyonu ve Çin olmak üzere çok sayıda ülkenin delegasyon başkanına, ‘İran tehlikeli bir istikamete yol alıyor. Tahran hükümetine sert ve kesin bir dille nükleer silah ve uzun menzilli füze üretimi girişimlerinize son verin, dememiz lazım’ şeklinde çağrıda bulunmalarını önerdi.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, New York’ta İran Dışişleri Bakanı Kemal Harazi ile yaptığı ikili görüşmede, ‘Nükleer programınızı, füze üretiminizi tüm dünya kaygıyla izliyor. Bölgemiz yeni çatışmaları kaldıramaz. Saydam olmanız lazım’ şeklinde bir mesaj verdi.

İsrail yetkililerinin İran’a karşı saldırı için kasım ayını seçmesi tesadüf değil. 2 Kasım’daki başkanlık seçimlerini takiben Bush yeniden iktidara geldiği takdirde İsrail’in İran’daki tesisleri bombalamasına açıkça olmasa dahi yeşil ışık yakması sürpriz sayılmayacak.

Tahran yönetimi ise bu eğilimin bilincinde kitle imha silahları üretimi faaliyetlerini de hızlandırmışa benziyor. Son on yıl içinde iki kere saldırıya uğrayan Irak harp yorgunu. İran ise sert ceviz. İsrail ile savunma işbirliği içindeki Türkiye kritik bir dönem yaşıyor.
Yazarın Tüm Yazıları