Bush'un yeni düşmanı Fahrenheit 911

Danışma memuru ‘‘Meydandaki havuzu geçip sola dönün, Bavyera Pavyonu çıkış kapısına gelirken sağda’’ diye sigara tiryakilerine hoşgörüyle bakan lokantanın yerini tarif ediyor.

Tek çatı altında yüzlerce mağaza ve butiği barındıran ‘‘Mall’’ların iyi tarafı her isteğe yanıt verme özelliği. Az sonra Alman lokantasının kapısındayız. İçerisi gürültüden geçilmiyor. Sağlı sollu ekranların çoğu buz hokeyi maçlarını naklediyor. Devils'e karşı Bruins'i destekleyen gençler her skorda birbirleriyle ‘‘High Five’’ denilen tarzda avuç şaklatıp, zafer çığlığı atıyorlar. Gürültü, işitme özürlüsünü dahi rahatsız edecek ölçüde. Tanrı korusun, lokanta dışında bomba patlasa duyulmayacak.

Barda bir tabureye ilişiyoruz. Karşımdaki raflarda ‘‘St.Pauli Girl’’ şişeleri dizili. Üstünde sarışın, iri göğüslü bir güzelin resmi var. Uzun seferden dönen Alman denizcilerine kadın özlemi çağrışımı yapıyor bu Hamburg birası.

Siparişimi soran barmene ‘‘St.Pauli’’ diyorum.

Lokanta barı rahat 20 metre uzunluğunda. Karatahtalara yemek listesi, bira ve şarap çeşitleri tebeşirle yazılmış. Çoğu Alman ağırlıklı ama Fransız ürünleri de karatahtada. Bordeaux, Beaujolais şaraplarının bardak fiyatı ile Fransız patates kızartması yiyecek listesinde yer alıyor. Irak harbine karşı çıkan Fransızlara yönelik boykot kampanyası bu lokantaya ulaşmamış. Almanlar da savaş karşıtı ama kimse farkında değil. Raflara asılı iki tişörtte geleneksel Bavyera deri şort takımı ‘‘Lederhosen’’ ve ‘‘Dirndl’’ içinde gülümseyen erkek ve kadın resimleri basılı. Altında ‘‘Ben Alman'ım. Öp Beni’’ yazıyor.

Karşımdaki ekran ünlü komedyen Jay Leno'nun sokak röportajlarına geçiyor. ‘‘Tamam, şimdi keyif zamanı’’ diyorum. Leno rastgele çevirdiği bir kızın öğretmenlik eğitimi aldığını öğrenince soruyor: ‘‘Çok güzel meslek seçmişsin. Hong Kong ahalisi kimler?’’ Yanıt: ‘‘Macarlar’’, ‘‘Latin Amerika'da kimler yaşıyor?’’, ‘‘Latinler’’. Komedyen erkek bir lise öğrencisini çeviriyor: ‘‘Üniversitede ne tahsili yapacaksın?’’, ’’Tıp'' ‘‘Peki, bir Kürt hasta gelse, anavatan hanesine hangi ülkeyi yazacaksın?’’ Yanıt: ‘‘İsviçre’’.

Program aniden kesiliyor. Ekranda Bağdat. Amerikan deniz piyadeleriSaddam'ın dev heykelini bir tank zinciriyle çekip indiriyorlar. Yanımdaki hokey meraklısı gencin omzuna dokunuyorum: ‘‘Irak'ı izliyor musun?’’ Anlamıyor sorumu. ‘‘Ayrek, Ayrek..' (genel kültürü Tom Miks düzeyindekilerin telaffuzuyla Irak) diye üsteliyorum. Bön bön bakıyor. ‘‘Bizim takımda yok, Devils'de mi oynuyor?’’ Amerika genelinde Irak harekatı hakkında yaygın bilgi yoksunluğunu bir kez daha idrak ediyorum.

Halkın çoğunluğu Amerikan askerlerine alkış tutmasına rağmen Irak'ta niye savaşıldığını bilmiyor. Binlerce kilometre uzaktaki savaştan etkilenmedikleri için merak da etmiyorlar. Üstelik ilk günlerin merakı da artık yok.

Oysa ülkenin sanat, sinema, müzik alemi mensupları, yazar-çizer takımı, ileri gelen Hıristiyan kiliselerinin savaş karşıtı tutumu devam ediyor. Kara listeye geçmekten korkmayan bazı ünlüler Beyaz Saray'ı kınayan beyanlarını sürdürüyorlar. Ünlü modacı Kenneth Cole Manhattan'ın işlek batı karayolunda bir ilan levhasına, ‘‘Barış ve sükûnet istiyorsan korna çal’’ yazılı iri puntolu mesajla savaşı tasvip etmediğini sergiledi. Hollywood çevrelerinde şimdi en çok konuşulan konu ise Michael Moore'un yoğun çalışmalarına başladığı yeni filmi ‘‘Fahrenheit 911’’.

Michael Moore
geçen ay ‘‘Bowling for Columbine’’ (Benim Cici Silahım) adlı belgeseli ile Oscar ödülü kazandığında yaptığı konuşma ile şimşekleri üstüne çekmişti. Irak Savaşı’nı kınayan Moore milyonlarca kişinin ekranlarda izlediği gecede ‘‘Utan Bay Bush’’ diyerek ABD Başkanı'nı protesto etmişti. Amerikan halkının silaha aşırı ilgisini belgeselinde vurgulayan Moore son belgeseli ‘‘Fahrenheit 911’’de Bush ve bin Ladin ailelerinin ‘‘ticari işbirliği’’ni, özel küresel yatırım firması The Caryle Group'la bağlantılarını ortaya koymaya hazırlanıyor. The Caryle'da James Baker III, Richard Darman, Bob Grady gibi 'Baba' Bush yönetiminde görev alanlar bulunuyor. Belgeselde 11 Eylül terör saldırılarını takiben bin Ladin ailesinin 24 üyesinin Bush'un izniyle FBI sorgulamasından önce özel bir Suudi jetiyle yurtdışına uçmalarına izin verdiği de işlenecek. Moore, ‘‘Kimseden korkmuyorum. Oscar gecesinde konuşmamı takiben belgeselimin videosu ödüllü Chicago'dan fazla satış yaptı. Her gün 20 milyon kişi web sitemi tıklıyor. 'Aptal Beyaz Adamlar' kitabım liste başı oldu’’ diyor.

Michael Moore ‘‘Fahrenheit 911’’i gelecek başkan seçimlerinden iki ay önce vizyona sokarak George W.Bush'un ikinci dönem şansını baltalama peşinde. ‘‘Irak Fatihi’’ Bush bu salvoyu atlatmayı başaracak mı? Bekleyelim, göreceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları