Amerika’daki günlük yaşamda değişme yok. İnsanlar okyanus ötesindeki çarpışmalar hakkında bilgi yoksunu.
Basında askeri operasyonlar iç sayfalarda kısaca geçiştiriliyor. TV haberlerinde Irak’ta olup bitenler anlık görüntülerle ekrana geliyor. Sadece bombalı eylemler büyültülerek veriyor. Ama harbin teröre dönüşüp çok sayıda asker zayiatına sebep olması üzerine basın suçlu arama eğilimine girdi. Saygın gazeteler, Bush ve çevresini Irak’ın işgalinde Amerikalıları aldatmakla suçlamaya başladılar.
Sabahın erken saati ama Nail by Nina masaları dolu. Kadınlar manikür yaptırıyor.
Kent merkezinde egzersiz kulüplerinde tabandan tavana çıkan pencereler ardında eşofmanlı gençler sabit bisiklet üstünde pedal çeviriyorlar.
Ucuz satışa başlayan Toys ‘R’ Us önündekiler yarı fiyata oyuncak almak için kuyruğa girmişler.
Today programı için açıkhava konserinde Bon Jovi’yi dinleyenlerin sayısı 1000’i aşkın.
P.J. Clark barında akşamcıların kahkahası sokağa taşıyor.
Times Square her zamanki gibi insan seli içinde.
Broadway rengarenk reklamlarla ışıl ışıl.
Soğuk hava faytonlara, bisiklet taksilere rağbeti azaltmış değil.
Yaşamın mola vermediği New York’un gündüz ve gecesindeki görünümler olağan. Gene de garip bir tablo bu. Zira Amerika savaş içinde. Ama etrafta asker-subay yok, caddelerden tanklar geçmiyor. Kimse evine gıda depolaması yapmıyor. Çünkü çarpışma bölgesi 10 bin km uzakta.
*
Geriye dönüp bakıyorum, Başkan Bush’un Saddam Hüseyin’e, ’Irak’ı terk et!’ ültimatomunun ardından Amerikan birliklerinin Bağdat’a girmesi üzerinden üç yıla yakın zaman geçmiş. 2003 Mart’ında başlayan askeri harekattan sonra 1 Mayıs’ta Bush bir askeri üste ‘Irak’ta savaş operasyonlarımız sona erdi’ diye halkına mesaj verdi. Oysa iki yıldır işgale karşı çıkan direnişçiler ile ABD kuvvetleri arasında çarpışmalar sürüyor. Klasik savaş yerini bombalı eylemlere, intihar saldırılarına terk etti.
Ülkede günlük yaşamda değişme yok. İnsanlar okyanus ötesindeki çarpışmalar hakkında bilgi yoksunu. Basında askeri operasyonlar iç sayfalarda kısaca geçiştiriliyor. TV haberlerinde Irak’ta olup bitenler anlık görüntülerle ekrana geliyor. Sadece bombalı eylemler büyültülerek veriyor. Ama harbin teröre dönüşüp çok sayıda asker zayiatına sebep olması üzerine basın suçlu arama eğilimine girdi. Saygın gazeteler, Bush ve çevresini Irak’ın işgalinde Amerikalıları aldatmakla suçlamaya başladılar.
*
L.A. Times’ın muhabiri Murray Waas şöyle yazıyor:
‘Beyaz Saray,Alman İstihbarat Servisi’nin Almanya’ya sığınan bir Iraklı’nın seyyar biyolojik silahlar laboratuvarı hakkında söylediklerini CIA’ya aktardığını ileri sürdü. Ancak Almanlar,Beyaz Saray’a ’Curveball’ kod adlı Iraklı’nın zehirli mikrop üreten laboratuvar görmediğini naklettiler. Dönemin Dışişleri Bakanı Colin Powell, buna rağmen BM Güvenlik Konseyi’nde öldürücü mikrop bulunan bir tüp göstererek inandırıcı bir sunuş yaptı. Üst düzeyde beş Alman istihbarat yetkilisi, Powell’ın şovunu izlerken donakaldıklarını bana söylediler. Bush, 2003’te Ulusa Sesleniş konuşmasında Saddam’ın Afrika’dan uranyum alma girişiminde bulunduğunu açıkladı.
Bush ve yardımcısı Cheney,11 Eylül teröründe Saddam’ın parmağı olduğunu, El-Kaide teröristlerinin Irak’ta eğitildiğini söylediler. Tüm bu iddialar gerçek dışıydı. 11 Eylül’den on gün sonra CIA çok gizli bir brifingde Bush’a Saddam’ın terör saldırısıyla ilişkisi, El-Kaide temasına ait şahit, belge ve kanıt olmadığını bildirdi. Ama IrakHarbi’ni çok önceden planlayan neo-con grubunun gerçekdışı iddialarını dinleyen ABD Başkanı, terörde Saddam’ın rolünü vurgulayıp Amerikalıları harbin haklılığına inandırmaya devam etti. Oysa bizzat Saddam, iktidarının son gününe kadar laik rejimini yıkacakları kaygısıyla İslamcı teröristlerle mücadelesini sürdürdü.
1991’deki Körfez Savaşı’ndan 2003 Harbi’ne kadar Irak’ta terör eylemi gerçekleşmedi, bir Amerikalı da ölmedi. Bush’un, direnişçiler dışardan geliyor, beyanının aksine eylem sürdürenlerin yalnızca yüzde 7’sinin başka ülkelerden geldiği tespit edildi. Irak’ta bombalı saldırılar geçen yıla kıyasla haftada 150’den 700’e yükseldi. Teröre bulaşmamış Irak, terör yuvasına dönüştü.’
*
Irak’ta ölen Amerikan askerlerinin sayısı bugün 2200’ü aştı. Halk artık askerlerin dönmesi için Bush’un tarih vermesini istiyor.
Anketlerde Başkan’a halk desteği yüzde 35’e düştü. Peki bu gereksiz harbi planlayan neo-con grubu ve Irak’ın işgalini onaylayanlar ne yapıyor?
Irak halkı askerlerimizi çiçeklerle karşılayacaklar, diyen Pentagon’un ikinci adamı Paul Wolfowitz, Dünya Bankası başkanlığına kapağı attı.
Saddam’ın toplu imha silahlarına sahip olduğunu söyleyen CIA Başkanı George Tenet, istifa ettikten sonra dört milyon dolar karşılığında anılarını yazmaya başladı.
İstila kuvvetleri komutanı General Tommy Frank’in anı yazarlığı ücreti ise beş milyon dolar.
Irak’a Genel Valiliğe atanan Paul Bremer’e konferans başına 40 bin dolar ödeniyor.
Karanlıklar Prensi lakaplı Richard Pearl kayıplarda.
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ile Başkan Yardımcısı Dick Cheney ise artık ortalarda fazla görülmüyorlar.