Banderas ve Fügen

Doğan ULUÇ

Antonio Banderas'ın Atatürk rolüne burun kıvırması hala güncelliğini koruyor. Dış basında İspanyol oyuncunun Cumhuriyet'imizin kurucusunun kişiliğindeki kusurları (!) öğrendiği için hayatını beyazperdeye yansıtacak filmden vazgeçtiğini yazılıyor. İşin garip yönü ise Time dergisi anketine Atatürk'ün adaylığına milyonu aşkın mesaj gönderen bizlerden fazlaca bir tepki çıkmadı bu konuda. Aksine Amerika'daki öğrencilerin Banderas'ı Mustafa Kemal rolüne çıkması için mektup ve e-mail kampanyası başlattığı, Avrupa'da yaşayan Türkleri de kampanyaya davet ettikleri bildiriliyor.

İspanya'nın uluslararası haber ajansı EFE'nin Birleşmiş Mİlletler büro şefiyle sohbet ederken ‘‘Bula bula Banderas'ı mı buldunuz Atatürk filminde başrol için ?’’ diye takılıyor bana gülerek. Tecrübeli gazeteci ‘‘Antonio benim gibi İspanyol. Kadınların gözdesi bir yıldız ama işte o kadar. Atatürk gibi tarihe mal olmuş saygın bir devlet adamını beyazperdede canlandıramaz. Herşey bir tarafa oyunculuk düzeyi belli’’ diyor. Sonra ‘Evita’ filmini örnek gösteriyor : ‘‘Arjantin'lilerin çoğu için Eva Peron önemli bir kişi. Madonna büyük şöhretine rağmen bu filmde Bayan Peron rolünü üslendiğinde layık görülmediğinden Arjantin'lilerden yoğun tepki aldı. Banderas'ın aynı filmde Che-Guevara'yı canlandırması da komedi diye karşılandı.’’

Mustafa Kemal yalnızca büyük çoğunluğumuz için Türk kökeninin çıkardığı en büyük devlet adamı değil. Tarihe mühür vurmuş Churchill, Truman, Gandi, Abdülnasır, Eisenhower, Reagan, Ben Gurion, General McArthur gibi şahsiyetlerin, tarihçi Arnold Toynbee, Bernard Lewis'in hayranlıklarını kazanmış bir dev. Kurtuluş Savaşı'mızda yenik düşen Yunanistan'ın Başbakanı Venizelos'un Nobel'e aday gösterdiği Atatürk'ü eski ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Crowe da Time'de yayınlanan bir röportajında gelmiş geçmiş asker ve devlet adamları arasında kimi örnek aldığı sorusuna ‘‘Mustafa Kemal’’ yanıtını verdi.

Banderas'ı kazanma çabası gösteren Türk öğrencileriyle İspanyol oyuncunun hala peşinde olan film yapımcısı Tarquin Olivier'in tutumlarını gözden geçirmesini dileriz.

Antonio Banderas'a böylesine yakınlık gösteren insanlarımızın Ohio'da adli oyunlara kurban giden kendi kanımızdan Fügen Gülentürk'e niye sahip çıkmadığını anlamış değiliz. Çift üniversite mezunu master yapmış iki çocuk anası, torun sahibi Fügen ayağında pranga aylardır ev hapsinde ömür tüketiyor. Aile geçimini sağlayan çocuk yuvası kapatılmış, avukat-mahkeme masrafları boyunu aşmış ve borç içinde yüzüyor. Temyiz hakimleri ilk mahkeme kararını uygun görse 8 yıl cezaevinde çürüyecek. Savcılık ise bu cezanın iki misline çıkarılmasını talep ediyor. Sarsarak beynini zedelediği iddia edilen 5 aylık Patrick ana-babasıyla yaşamını sürdürüyor. Fügen'e savunma fırsatı vermeden, doktorların lehinde görüşlerini dikkate almadan 8 yıl hapse mahkum eden kadın hakimin çeşitli yetenek eksikliklerinden ötürü görev süresini uzatmadılar. Gene de komplo kurbanı Türk kadınının kaderi temyiz hakimlerinin iki dudağı arasında. Ya Ohio'daki Türkler ? Destek vermek şöyle dursun Fügen'den cüzzamlı gibi uzak duruyorlar. Columbus'daki Türk-Amerikan Derneği başkanı hanımla telefonda konuşuyoruz. ‘‘Bir yardım kampanyası açsanız, Patrick'in babasının nüfuzu yüzünden taraflı yayın yapan, Fügen'i 'canavar' ilan eden Ohio basınını uyarsanız mesela ?’’ dediğimde ‘‘Sizi birazdan ararım’’ diyor. Hala arayacak ! Fügen'i evinde ziyaret edeceğine dair verdiği sözü dahi tutmadığını öğreniyoruz. İtalyan'ı, Polonyalı'sı, Çinli'si Rum ve Ermeni'si gibi azınlıklar aralarından biri sıkıntıya düştüğünde güç yumağı haline gelirken ‘‘yerleşik’’ adı takılan Ohio'lu Türkler ve Amerika'daki diğer ırkdaşlarımız Fügen'in kapısını çalmaya dahi yanaşmıyorlar. Bizler değil de kim sahip çıkacak prangaya vurulmuş bu Türk kadınına ?

Yoksa böyle konuları bırakıp Banderas gibilerin peşinde yalvarma yakarma kuyruğuna mı girelim ?

---