Paylaş
Cep telefonuyla hararetli bir konuşmaya dalmış adam yağmur çiselemeye başlayınca Algonquin Oteli giriş tentesi altına sığındı. İki adım ötesinde duvar dibine çömelmiş seyrek sakallı genç Perrier şişesinden uzun bir yudum aldıktan sonra karşı kaldırımda yük boşaltan kamyonu izlemeye devam etti. Konuşmasını sürdüren adam pantolon cebinden bir tomar para çıkardı, içinden birini ayırıp seyrek sakallı dilencinin önündeki teneke çanağa bıraktı. Para tomarını tekrar cebine koyarken arasına sıkışmış üç bakır cent yere düştü.
Telefonlu adam bakır paraların betonda yankılanan sesi üzerine düşen cent'lere göz atıp sırtını çevirdi. Sakallı dilenci yanında yuvarlanan bakır paralara bakmaya dahi kalkışmadı.
Otel kapısında taksi beklerken tanık olduğum anlık olay ilk bakışta New York'luların kafa yormayacağı cinsten. Oysa benim gibi sonradan New York'lular için küçük hikaye dizecek kadar çok yönlü bir olay bu. Seyrek sakallı, sanki mecburmuş gibi, çanağına banknot koyan adama bir 'teşekkür'ü dahi esirgedi. TL'ye çevirdiğimizde 380 bin lira bu. Üçünün toplamı onbir bin 400 lira olan bozukluğa uzanmaya tenezzül etmedi. 1950'li yılları andıran 'altın dönem'i yaşayan New York'ta tırmanışını sürdüren refah anlaşılan dilencilere de ulaşmış. Musluk suyu yerine Perrier tercihi bunun kanıtı olsa gerek. Seyyar köftecilik yapan bir Türk akşam evine dönerken çevrede aşina olduğu bir dilencinin başka bir dilenciye sadaka verdiğini de nakletti. Manhattan'da dilenciler avuç açmadan dileniyor. Yol kesip sadaka isteyen yok. Gerçek veya sahte beden sakatlığı bir yana çoğu taşı sıksa suyunu çıkaracak görünüşte.
Astronomik bütçe açığına rağmen Amerika'da işçi, memur, orta tabaka halkın yaşam düzeyinde dikkati çeken bir yükselme var. İşsizlik ve enflasyon yakın geçmişin en düşük oranında. Ev, araba satışları her yıl bir öncekinin rekorunu kırıyor. Emlakçiler ailelerin ortalama iki yatak odalı, iki araba garajlı evlerini satıp bir misli büyük villa aldıklarını söylüyorlar. Üniversiteden henüz mezun olanlar borsa, tahvil ve yatırım piyasasında bol sıfırlı maaşla iş buluyorlar. Son 10 yılda en gelişen bilgisayar ve elektronik sanayiinde binlerce genç yeni buluşlar sayesinde babalarının bir ömür boyu birikimine bir kaç ayda sahip oluyorlar. İnsanlar lokanta ve eğlence yerlerine daha çok gitmeye, golf, kayak gibi lüks sporların yapıldığı klüplerde onbinlerce dolar aidatlı üyelik kuyruğuna giriyorlar. Artan refaha paralel olarak bilet ücretleri sinemalarda 9.5 dolara, Broadway piyeslerinde ise 100 dolara yükseldi.
Müzik, eğlence, sinema ve televizyon alemi milyonerden geçilmiyor. Uzun yıllar gazino ve otel müşterilerine şarkı söyleyen Shania Twain aynı anda piyasaya sürülen iki uzunçalar plağının 10'ar milyon satması üzerine milyonerler listesinde zirveye yükselmeye başladı. Hayata gecekondu tipi evlerde gözaçan, okul-eğitim görmemiş düzinelerle zenci rap şarkıcıları bir çırpıda kazandıkları milyonları şimdi New York'un Atlantik sahilinde dönümlük bahçeler içinde lüks villalara yatırıyorlar.
Zenginin daha da zengin olduğu bu dönemde ülkede milyarder sayısı 150'ye yaklaşırken binlerce yeni milyoner türedi. Kazançları yükselen şirketlerde yönetici yıllık maaş ve ikramiyeleri yüz milyonları geçerken Disney'in patronu Michael Eisner 560 milyon dolarla bu grubun tepesine çıktı. Amerika dışında adı fazlaca bilinmeyen komedyen Jerry Seinfeld dokuz sezon süren TV dizisinden 400 milyon doları aşkın kazanç sağlarken yayın hakları konusunda dünyaya örnek oldu. 'Seinfeld' dizisinin başarılı yıldızı Jerry'ye geçen yıl gösterilen eski programları için 265 milyon dolar telif hakkı ödendi. Bir yılı aşkın kamera karşısına çıkmayan spor araba düşkünü komedyen BMW marka 75 otomobilini New York'ta yeni satın aldığı garaja taşıdı.
Peki Amerika'da herkes servet saman içinde mi? New York'un taşı toprağı altınla mı kaplı ? Hayır. Dilencinin ithal malı şişe su içtiği yerkürenin en zengin ülkesinde aşırı yoksul kategorisine girenler yabana atılacak kadar az değil. Bu kategoriye giren çoğu kırsal kesimdeki Amerika'lıların sayısı 15 milyonun üstünde.
Paylaş