SON günlerde tüm kamuoyunu ve özellikle de biz anne-babaları yakından ilgilendiren bir konu var: Uyuşturucu sorunu.
Bu sorun değişik şekillerde medyada işleniyor, hemen her yayın organı gençliği bu illetten korumaya yönelik yayınlar yapıyor.
Fakat bu yapılırken çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü kullanılan kelimeler ve üslup bazen özendirici anlamlar taşıyabiliyor. Benim çok dikkatimi çeken ve sık sık kullanılan bir deyim var: ‘‘ALTIN VURUŞ’’.
Aşırı dozda uyuşturucuyu bir seferde alarak ölenler için kullanılan bu deyim, bence çok yanlış ve tehlikeli. Altın genellikle bir değeri ifade etmek için kullanılıyor. Final maçlarında altın golü atan maçı kazanıyor. Oysa bir çeşit intihar demek olan aşırı dozda uyuşturucu için ‘‘altın’’ denilince, sanki gizli bir teşvik varmış gibi geliyor.
Uyuşturucunun bu şekilde hayata son vermek amacıyla kullanımının güzel ve değerli bir şey olduğu izlenimi yaratılıyor, sanki uyuşturucu tacirleri tarafından icat edilmiş bir deyim gibi. Neden ‘‘aşırı doz-öldürücü doz’’ gibi bir ifade kullanılmıyor?
Lütfen, bir öncü gazete olarak Hürriyet bu yanlıştan dönsün ve diğer basın organlarını da uyararak, adeta gençleri uyuşturucuya teşvik eden bu deyim artık kullanılmasın.
İsa BOLAY
TV sayfasına eleştiriler
GAZETENİZİN sayfa düzeni ve içeriğiyle ilgili eleştirilerim olacak: Gazetenizin televizyon programlarını gösteren sayfasının yerini hiç beğenmiyorum, tüm önemli konular bittikten sonra, ilan sayfaları geliyor ve ben gazete okumak işlemi bitti diye gazeteyi kapatıyorum. Sonra televizyon programlarına bakmak aklıma geliyor ve ilan sayfalarının arasında bu sayfayı arıyorum. Bence en iyisi ve kolayı TV programlarının arka sayfaya konulması.
Televizyon kanallarının telefon numaralarının da, gazetenizin basıldığı illere göre verilmesini rica ediyorum. Çünkü örneğin Ankara'da oturan bir okurun, İstanbul telefon numarasını araması masraflı oluyor, arıyorsunuz sekreter başka numara veriyor, tekrar tekrar arıyorsunuz.
Ayrıca gazetenizde teşhirciliğe ve sapıklık haberlerine yer verilmesini çok yanlış buluyorum. Büyükler hadi neyse ama gazetenizi küçük çocuklar da okuyorlar.
Eleştirilerimi göz önüne alacağınızı umut eder, saygılar sunarım.
Müjde DURAL/ANKARA
mdural5@ttnet.net.tr
Deri Fuarı
BEN Almanya'da profesyonel olarak dericilikle uğraşan birisiyim. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz haftalarda, dünyada çok büyük önemi olan Uluslararası İstanbul Dericilik Fuarı düzenlendi. Ben işlerimin yoğunluğu nedeniyle maalesef gidemedim. Her gün bu önemli fuar hakkında bir şeyler okurum diye Hürriyet Gazetesi'ni açtım, ama bugüne kadar sadece iki habere rastladım. Birincisi adını hatırlayamadığım bir mankenin podyumlara döndüğü, ikincisi de fuara hangi mankenlerin katılacağı idi. Türkiye dericilik sektörü dünya çapında yüzde 30'luk bir büyüme ivmesini yakalamışken böylesine önemli bir fuar, daha ayrıntılı verilemez miydi?
Hakan SUBAŞI
Okurlar köşe yazarı olsun
BENİM haber, fotoğraf vs. hakkında size ileteceğim görüş veya eleştirim yok. Benim ricam; yazmayı seven okurlarınıza konu başlıklarını kendilerinin belirleyeceği bir köşe ayırmanız. Bu yazının arenası internet sayfanız olabileceği gibi hafta sonu ilaveleri de olabilir. Bu işi hobi olarak yapmak isteyen okurlarınıza bu fırsatı verebilirsiniz.
Ayrıca bir yarışma düzenleyip yazma kabiliyetine sahip kişileri de belirleyebilirsiniz. Popstar gibi bir yarışmaya kitlenmiş olan bizleri güncel hayata daha yakın bir organizasyonun içine itebilirsiniz.
Yazmayı ve köşe yazarı olmayı çok arzulayan, ama kabiliyeti var mı yok mu test etmek isteyen sadık okurunuz.
Funda ÇETİNSOY
Hatalı fotoğraf
1 Ocak tarihli gazetenizde yayınlanan ‘‘Endişem Derin’’ başlıklı yazıda fotoğrafları verilen Org. Hilmi Özkök ile Org. Aytaç Yalman'ın üniformalarında orgeneral oldukları görülüyor. Oysa Genelkurmay Başkanı'nın apoleti sarı sırma ile çevrilidir. Bu fotoğraf Sayın Özkök'ün Genelkurmay Başkanı olmadan evvelki fotoğrafıdır. Aynı gün 1. sayfada Org. Özkök'ün doğru fotoğrafı kullanılmıştır.
Yalçın DEĞİM
Makine Y.Mühendisi
Parkta dehşet
7 Ocak tarihli gazetenizin üçüncü sayfasında yayınlanan ‘‘Parkta Dehşet’’ haberinde bir gariplik yok mu? Bir insanın intihar etmek üzere tabancayla kendini önce göğsünden, sonra da kafasından vurması mümkün değil. Haberiniz inandırıcı ve mantıklı görünmüyor. Haber yazarken düzgün mantık kurmaya dikkat ediniz derim.
Ercan BÖNCÜOĞLU
TEMSİLCİNİN NOTU:
Sayfa editörü, ‘‘Çift kurşunla intihar iddiası, görgü tanıklarına ait. Zaten haberde de bu yazılı’’ dedi.
Kaç ilaveniz var?
GAZETENİZİN hangi gün ilaveli, hangi gün kaç ilaveli veya hangi gün ilavesiz çıktığı tam bir bilmece. Ancak gazeteyi alıp eve getirdikten sonra bu belli oluyor, çoğunlukla da bayiler ilaveleri eksik veriyor. Tabii okumanın da bir zevki kalmıyor. Paramızın karşılığını alamamamız da cabası. Buna lütfen bir çare bulun. Ali GÜRBÜZ
TEMSİLCİNİN NOTU: Hürriyet, pazartesi ve salı günleri dışında her gün ilave veriyor. Çarşamba günü Oto Yaşam ve Tarih, perşembe günü Seyahat, cuma günü Cuma, cumartesi günü Cumartesi ve Bilim, pazar günü ise Pazar ve İnsan Kaynakları ilaveleri var. Ayrıca hafta sonları Keyif ilavesi veriliyor. Pazarları da Gala Dergisi var. Trendy ve Hobi’yi de eklemek gerekiyor. Bunların dışında da zaman zaman özel gazeteler, sektörel gazeteler ve reklam ekleri olabiliyor. Okurlarımızın, ilaveler için ısrarcı olmaları gerekiyor.
Bulmaca sayfası
GAZETENİZDE bulmacanın her gün başka sayfalarda olmasına alıştık ama sayfadaki yerine alışamadık. Gazete sayfasını düzenleyenler iyi bilsinler ki okur gazeteyi otobüste, vapurda ya da tuvalette okurken önce ikiye, sonra dörde katlar. Böylece okunurken ya da bulmaca çözülürken yanındaki rahatsız edilmez. Ama katlama yerine bulmacayı koyarsanız bu imkánsız olur, hem kendimize hem çevremize rahatsızlık veririz. Benim isteğim, gazete dörde katlanınca bulmaca katlanmasın.
Zekeriya KARLI
OKURLARIMIZDAN KISA KISA
HAKAN GÖKTEPE Sizden ricam, biz üniversite öğrencilerinin sorunlarına yayınlarınızda yer vermeniz. Memur emeklisi bir ailenin üniversite öğrencisi iki çocuğundan biriyim. Krediler yüzünden bütün hesabım altüst oldu.
MERAL İNANÇ Türbanlı kadınları haber yapmayın. Çok büyük tepki gösteriyorum. Türkiye'nin tüm kadınları böyle değil. Bizim halkımız tembeldir, söylenir ama düşüncelerini iletmezler. Ben iletiyorum. Lütfen dikkate alın.
Okan CİHAN SIRMAN‘‘Cevizle’’ ilgili bir haberinizde, Konya Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi yazılmış. Konya'daki üniversite Selçuk Üniversitesi'dir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi ise Van'dadır.
A. HEYBELİ Eskiden, bir haber sürmanşet olduğu zaman hepimiz dikkat kesilirdik. Şimdi ‘‘Orgazm Makinesi’’ haberi sürmanşete çıkıyor. Başka yer mi yok?