Yoksa liderler edebiyatı da mı biliyor?

BİR süredir Yahya Kemal Beyatlı’nın ölümünün 50. yıldönümü için çalışıyorum.

Elbette yeniden yaşamını okudum. Şiir tarihimizdeki yeri üzerine kitapları taradım.

Yazımın konusu bu değil.

O da hem milletvekilliği yaptı, hem de büyükelçilik.

Ben özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde edebiyatçıların bulunmasını o kadar isterim ki.

Tanınmış yazarlar, şairler, ressamlar Meclis’in içinde olsa benim hiç kuşkum yok oranın kültürel düzeyi yükselir. Konuşmalar değişir, küfürler bile hicve dönüşebilir. Edebiyatçının gücü, Meclis salonundaki havayı imbata çevirir.

Yahya Kemal Beyatlı’dan sonra birçok milletvekili, büyükelçi, diplomat edebiyatçılardan seçilmişti.

Halide Edip Adıvar, Samet Ağaoğlu, Çetin Altan, Behçet Kemal Çağlar, Faruk Nafiz Çamlıbel, Memduh Şevket Esendal, Reşat Nuri Güntekin, Kemalettin Kamu, Yılmaz Karakoyunlu, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Fuat Köprülü,

Zülfü Livaneli, Munis Faik Ozansoy, Şinasi Özdenoğlu, Ahmet Rasim, Refik Ahmet Sevengil, İsmail Habib Sevük, Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Hámid Tarhan, Ahmet Kutsi Tecer, Ömer Bedrettin Uşaklı, Mehmet Emin Yurdakul, Hasan Áli Yücel...

Listeyi daha da zenginleştirebiliriz, bu adlar hemen belleğimize gelenler.

Hepsi de, Türk edebiyatının önemli adları.

* * *

GEÇEN seçimin dökümünü merak ediyorum.

Acaba hangi parti, hangi edebiyatçıya, sanatçıya öneride bulundu?

Öğrenmek isterim. Çünkü siyasetçilerin edebiyatçıya, sanatçıya verdiği önemin derecesini herkes öğrenmelidir.

Son yıllarda edebiyatçıya adaylık öneren tek parti vardı: ÖDP (Özgürlük ve Dayanışma Partisi).

Türk edebiyatının en önemli, en iyi edebiyatçılarını aday göstermişlerdi.

Anımsadıklarımı yazayım mı?

Adalet Ağaoğlu, Şükran Kurdakul, Fethi Naci, Miná Urgan.

Siyaset tarihimizde daha önce de, TİP (Türkiye İşçi Partisi) yazarlara değer vermişti.

Diyeceksiniz ki, cumhuriyetin ilk döneminde seçilen milletvekilleri, tepeden inme bir tayin işlemine benziyor. Tek parti döneminde, yazarlara verilen bir armağan.

Bu kadar basit bir yorumdan yana değilim. Cumhuriyet rejimi kendini tanıtması, anlatması, halka duyurması için onları seçtiyse, seçtirdiyse gene de edebiyata güvenin bir göstergesidir.

Sonra günlük siyasetle edebiyatçının yolları ayrıldı, resmi bir şemsiye altına girmediler.

İlle de iktidar partisi açısından yorumlamıyorum ki bu görüşü ben.

Diğer partilere de görev düşüyor.

* * *

PARTİ liderlerini estetik liderliğe çağırıyorum. Bakalım gelecek seçimde bu eksikliğin farkına varacaklar mı?

Yoksa her şeyi bilen siyasetçilerimiz, edebiyatı da bildikleri kanısındalar mı?
Yazarın Tüm Yazıları