BEYOĞLU Belediye Başkanı Dr. Kadir Topbaş, Artun Ünsal'ın bir sorusunu şöyle cevaplandırıyor:
‘‘Aynalıçeşme'deki evimiz Kasımpaşa'ya bakardı, hatırladığım kadarıyla Kasımpaşa çok yeşillikliydi.’’
Sanırım Başkan, Kasımpaşa için çalışırken, çocukluğundaki yeşilliği yaratmayı arzuluyor.
Yabancı biri İstanbul'a indi, transit yolcu, gece 01.00'den sabah 07.00'ye kadar vakti var. Hem İstanbul'u tanımak istiyor, hem de alışveriş yapacak.
İşte turizme bu açıdan bakınca, Beyoğlu Belediyesi'nin yeni projelerinden, İstiklál Caddesi'ndeki dükkánların 24 saat açık olması fikri doğru geliyor. Mağazalar da olumlu karşılamış bu fikri.
Markiz, bir zamanların sevdiğim pastanesi nihayet açıldı, cumartesi gezimizde onu da gördüm ama oturup çay içmedim, bir şey yemedim. Soyut olarak tabii ki eski mekánların açılması hoşuma gidiyor ama eski havasını sürdürebilir mi? Onu bilemiyorum.
Elimdeki dosya, Markiz Pastanesi Restorasyonu, verilen emeğin, gösterilen özenin bir belgesi.
Pasajda kendimi Batı'daki benzerlerini çok sevdiğim bir atmosferde buldum. Aydınlık cam tavanı ile kafeleri, lokantaları, alışveriş yerleriyle Beyoğlu'nun yükseliş ve yenilenme serüvenine önemli katkıda bulunacağına şüphem yok.
Binaların restorasyonu yapılıyor, eski doku bozulmadan eski binalar yeniden kullanıma hazırlanıyor.
Ya insanlar...
* * *
BELEDİYENİN en insancıl bulduğum projesi şu:
Sosyal rehabilitasyon. Yenilenen semtlerdeki insan unsurunu göz önünde bulundurmazsanız, o zaman uyumsuz, yapay bir semt görüntüsü çıkar ortaya.
Beyoğlu'nun çeşitli mahallelerinde yaşayan insanların ekonomik, toplumsal durumlarının düzeltilmesi için çalışmalar yapılıyor.
Yeni Beyoğlu'yu hep eskiye oranlayarak değerlendiririz. Bir açıdan da eskiye ne kadar yaklaşırsak o kadar başarılı olacağımızı düşünürüz.
Hem doğru hem de yanlış bir yargıdır bu.
Beyoğlu hep övülmeli mi?
Gerçek Beyoğlu'nu yılların ötesinden sadece iyi taraflarıyla anımsıyoruz. Renkli tiplerini de, mekánları da, halkını da.
Ara Güler, doğma büyüme bu Beyoğlu çocuğu, nostalji ve hayranlık sarhoşluğundan bizi ayıltacak doğruları söylüyor:
‘‘Çok snoptu Beyoğlu aslında. Gidip bir hat sanatı seyretmemişlerdir. Zaten levantenler oturuyordu.’’
* * *
BEN nasıl bir Beyoğlu özlüyorum?
Cihat Burak'ın 'Geçmiş Zaman Olur ki' öyküsünde anlattığı Beyoğlu'nu.
Karakola düşen Sait Faik'i hayranlıkla karşılayan, sokak kapısından onu öperek uğurlayan komiserlerin olduğu Beyoğlu'nu.
‘‘Beyoğlu'nu Beyoğlu'nda Konuşmak’’; Yapı Kredi Salı Toplantıları 2000/2001. Soruları soran Artun Ünsal; YKY. Kadir Topbaş ve Ara Güler'in sözleri bu kitaptan alınmıştır.
‘‘Beyoğlu Öyküleri’’; Derleyen: Semih Gümüş; Adam Kitapevi. Cihat Burak'ın öyküsü bu kitaptandır.