Paylaş
Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, “Hisar aşama aşama ziyarete açılacak, restorasyon çalışmaları ziyaretçiler tarafından gözlemlenebilecek” diyor.
Mimar İhsan Sarı da restorasyon konusunda bilgi vermiş.
Yedikule Hisarı’nı çok gezdim. Ayrıca oranın müzik tarihimizde, edebiyat tarihimizde de ve benim için özel bir yeri var.
7 Ekim’de de bir çalıştay düzenlenecekmiş.
Yıllar önce iyi piyanist İdil Biret, Hisar’da bir konser vermiş, sekiz bin dinleyici gelmişti.
15 Eylül 2001’de Saim Akçıl yönetimindeki Tekfen Karadeniz Filarmoni Orkestrası eşliğinde Rahmaninov’un 2. Piyano Konçertosu’nu çalmıştı.
Saat 19.00’da başlayan programın bir özelliği vardı, Çaykovski’nin ‘1812 Uvertürü’nde gerçek top patlatılacaktı.
O konser hâlâ unutmadığım icralar arasındadır.
Bir savaşın anısına yapılan besteyi her zaman olmasa da gerçek top sesleri arasında icra ederler.
Acaba bunun koreografisini, gerçek savaşı canlandırarak yapsalar nasıl olur.
Tarihi mekânlara ilginin başka alanlara da yayılmasını öneriyorum.
Almanya’da, İkinci Dünya Savaşı’nda silah yapılan bütün binalar sanat merkezine dönüştürülmüştü.
Eski havagazı binaları da bu kapsama alınır, böylece de çirkin görüntü ortadan kaybolur.
Fatih bölgesine ait ‘tarihi yarımada’ya da Fatih Belediye Başkanı ilgi gösterirse, o bölgeyi sevenler mutlu olacaklar.
Birinci Abdülhamid Külliyesi’nden başlayarak, yeni bir düzenlemeyi heyecanla bekliyorum.
İyi yazar Bilge Karasu, Ankara’da yaşardı. Bir İstanbul ziyaretinde Hürriyet Gösteri arşivi için bir çekim yapmaya karar verdik.
Fotoğrafçımız Cengiz Cıva, ben ve Hami Çağdaş hep birlikte Yedikule’ye gittik ve fotoğrafları çektik.
Hiç kuşkum yok, orada fotoğrafları çekilecek yazarların, sanatçıların başında o geliyordu.
UDİ SEDAT ERGİN’İN ÖNEMLİ YAZISI
YAZININ başlığı hemen merakımı uyandırdı:
‘Mekke Emiri’nin oğlu hem ut hem çello çalınca’.
Şerif Muhittin Targan’ın udunu ben de çok dinledim. Batı müziğini bilenlerin Türk müziğini icralarında mutlaka bir tını farkı oluyor. Mesut Cemil de tanburun yanında çello çalardı, saz eserlerine çello ile katılırdı.
İki müziği de bilenlerden biri de kemancı Nubar Tekyay’dı, çünkü babası, piyanist kardeşi Valentin Tekyay ile birlikte onlara Batı müziği öğretmeni tutmuş.
Ben de bir zamanlar ut çaldım, saz eserleri çalıştım.
Sedat Ergin hem ut çalar hem de kontrabas, bir Hürriyet gecesinde çalmıştı.
Spotify’da sevdiği udilerin adlarını belirtmiş.
Benim dinlediklerim var.
Yorgo Bacanos (piyano da çalardı)
Udi Nevres (Ayağına giymiş sedef nalini, icrasını dinledim)
Kadri Şençalar
Şerif İçli
Samim Karaca (Kanuni Taner Sayacı ile doldurdukları saz eserleri kasetini defalarca dinledim).
Yusuf Nalkesen bir de udi olarak bana Halil Aksoy’un bir kasetini vermişti, Aksoy müziği bıraktı, avukat olarak müzikçilerin hakkını korudu.
İstanbul Avrupa Kültür Başkenti seçildiği zaman Yorgo Bacanos’un anısına ‘Uluslarararası Ut Festivali’ düzenlenmişti.
Araştırmacı gazeteciliği uygulayan bir addır Sedat Ergin.
Saz tamircileri nerededir bilmiyorum, bir tek Onnik Usta’yı tanırdım.
Bütün gazeteleri taradığımda fark ettim ki Hürriyet’in yazarları müziğe daha fazla önem veriyor.
Ahmet Hakan birçok yazısında şarkılardan türkülerden örnekler veriyor. Ruhi Su’dan Neşet Ertaş’a uzayan bir liste. Konuyu müziğe getiriyor.
Ertuğrul Özkök, poptan caza, klasik müziğe varan geniş bir repertuvarla ilgili. Hiçbir müzik türünü ihmal etmiyor. Yerli ya da yabancı, iyi bir takipçi.
Sedat Ergin müzisyen olduğu için elbette yazacak.
Bana gelince bütün ailem müzikle uğraşır, bir enstrüman çalarlardı.
Size bir haber vereyim:
Sedat Ergin yeni bir ut almış.
*
ÖZÜR: Pazar günkü yazımda, iki önemli kitap için okunması önerim, okunmaması diye çıkmış. Özür dilerim.
Paylaş