Paylaş
Gül Yordamı’nın başındaki iki dize beni öylesine etkilemişti ki, ilk kitabım Yazılı İlişkiler’in başına onu koymuştum:
“elinden tutmadı onların da hiç kimse kelimelerden başka”
1950 Kuşağı’nın edebi ve bireysel tarihinde başlangıç noktalarından biridir ve ilk kitapların sevincidir Gül Yordamı.
Kemal Özer, şairliği dışında, a dergisi’nin de imtiyaz sahibiydi. Bir derginin yayınını da o sağlardı.
İnce mizahı, olayları naklederken içine kattığı gülmece öğesi, yazısı, şiiri kadar, konuşmasını da dinlenir kılardı.
İki kez a dergisi için çalıştı, çabaladı. Onda nadir görülebilecek bir toplayıcı özellik vardı. Dergi çıkarken hepimizi bir arada tutma yeteneğini hâlâ hatırlarım.
Bir şiir kitabı için 50 yıl uzun bir süre, bir şairin edebiyat tarihi sınavından yüz akıyla geçtiğini gösteriyor.
Anı kitapları, bizim kuşağın tutanağıdır. Aslında edebiyat tarihinin tutanaklarıdır...
Anımsamak istediklerimi onun kitaplarında buldum.
Arkadaşlarının, kuşaktaşlarının toplantılarına katılırdı. Onların bulunduğu her yerde, o da vardı.
Her yerde her zaman şairdi, yurtiçi ve yurtdışı toplantılarda bunu sezerdiniz.
Geçen yıl Antalya’daki Altın Portakal Şiir Ödülü’nü o kazanmıştı, seçici kurul başkanı olarak ona müjdeyi ben vermiştim, ama ödülü almaya gelememişti.
Bu yıl şiir konuşmasını o yapacaktı, ama onun şiiri hakkında konuşacağız.
* * *
GÜL YORDAMI’ndan son kitabı Temmuz İçin Yaralı Semah’a kadar onun şiirini dikkatle okursanız, bu şiirlerin yalnız Türk şiirinin geçirdiği evrimi, gelişimi değil, Türk toplumunun bütün dalgalanmalarını da yansıttığını fark edebilirsiniz.
Kimi şairler vardıkları ustalık durağında bir ömür dururlar, değişimin bu ustalığa halel getireceğinden korkarlar.
Kemal Özer, bu anlayışı benimsemiş bir şair değildi.
Bireysel bir şiirden toplumcu şiire yol alırken, şiirinin niteliğinden asla ödün vermedi.
1950 Kuşağı’nın toplumsal değişiminin şiir türündeki örneklerini ondan izlemek gerekir.
Gül Yordamı şiiriyle elli yıl öncesini anımsayalım. Şaire gönderelim, yazımızı bitirelim:
GÜL YORDAMI
herkesin başladığı onlar için bir gün
uzatılmış bütün iskemlelerden ayakları
herkesin yolunda onların ayakları
onlar yüzler binler düşmek zorunda olan
kapılarının önünü suluyor aylardan Pazartesi
sarışın kara kumral saçlardan kadınlar
hiç güzellikleri olmadı bakılsa anlaşılır
silâhtandır onların ağlaması bir gün
kuşlar mıdır onlar ki ellerinin altında
her kanatları ayrı haber
çay evi kapısından tanıyorum girer girmez
kalabalık oluyorlar daha ilk bakışta
şu bizim beğenmediğimiz korku
savaşırlık için onların açılan bir gül aralarında
Paylaş