Paylaş
İstanbul’da yaşayanlar en azından Silivri’nin adını duymuştur, birçok kişi de oraya gitmiştir.
İstanbul’un semtlerini ne kadar tanıyoruz?
Yavaş yavaş semt monografileri yayımlanıyor. Özellikle İstanbul gibi bir kentin semtlerinin monografileri yazılmadıkça, genel bir tarihinin yazılmasının mümkün olmadığı kanaatindeyim.
Bayramda Silivri’de yazlıktayken bir gün Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile buluştum.
Kendisi de tarihçi olan Başkan, Prof. Dr. Tayfun Akkaya’nın tezini yayınlamış.
Kitabın girişindeki yazısından bir bölümü birlikte okuyalım:
“Tarih, bir toplumun geçmişi ve geleceği arasındaki köprüdür. Tarih yazmaksa dar anlamda toplumların, geniş manadaysa insanlığın zihinsel belleğinin haritalandırılmasıdır. Tarih, olaylarıyla, düşünce sistemleriyle, ürettikleriyle ve yaşam tarzlarıyla kısaca insana dair olan tüm faaliyetleriyle geçmişi kavramanın biricik yoludur. Tarihin, yaşadığımız dünya gibi, insanlığın ortak malı olduğunu kabul etmemek mümkün değildir.
Eşsiz bir tarih ve kültür hazinesine sahip olan Silivri’mizin yaşadığı evrelere geçmiş zaman yöneticilerinin ve araştırmacılarının pek itibar etmediğini görmek bizi üzdü. Bu kitaptan anlaşılacağı gibi geçmişte bu topraklarda yaşamış medeniyetlerin bıraktığı izlerden gerektiği gibi yararlanmazsak, hayırsız mirasyedi edası içinde geçmişe sırt dönme gafleti içinde olursak, geleceğe umutla bakma hakkını yitirmiş oluruz.”
‘Bir Şehir Monografisi’ başlığı altındaki Silivri kitabı, üç ciltten oluşuyor:
Cilt I: Görkemli bir geçmiş... Umut yüklü bir gelecek Silivri.
Cilt II: Osmanlı Belgelerinde Silivri.
Cilt III: Milli Mücadele’den Cumhuriyet’e Belgelerle Silivri.
Silivri’yi topoğrafyası ve tarihçesiyle okumaya başladığınızda, burayı tanımaya, önemini yavaş yavaş keşfetmeye başlarsınız.
Bu tür kitapların işlevi, yaşadığınız, yıllarca gidip geldiğiniz yeri tanımanızı sağlaması.
Cumhuriyet döneminde Silivri bölümüne baktığınızda 2009 sayımına göre nüfus 134.660’tır. Hiç kuşkusuz bugün nüfus çok daha fazla.
Başkan kışın 200 bine yaklaşan nüfusun yazın 500 bini bulduğunu dile getirmişti. Silivri üzerine seyyahların yazdıklarıyla ilmî araştırmalar buradaki tarihi eserleri, kiliseleri, camileri de tanıtıyor. Bu yapıtlar hakkında verilen bilgiler, oraya gezmeye gidenleri, yazın tatile gidenleri veya yerli halkı oraları görmeye teşvik edecektir.
İkinci cilt resmî belgelerden oluşuyor.
Belgelerin eşliğinde burayı bir perspektif içinde tanıtan belgeler beni çok ilgilendirdi. Çünkü bu belgeler, resmî tarih için gerekli kaynaklar olduğu kadar, devletin burayla bağlantısının derecesini de saptıyor.
İkinci cildin ana başlıkları şöyle: İdari / Yönetim, Asayiş, Bayındırlık, Vakıflar, Ticari Hayat, Rumlarla İlişkiler, Devlet Adamları.
Silivri’nin ne kadar üretken olduğu tarih içinde gösteriliyor bu kitaplarda.
Orijinal belgelerin yanında bugünkü yazıya aktarılmış hali de var. Hemen yukarısında yer alan özet bilgiler, bunlardan birçok kişinin yararlanmasını sağlayabilir.
Üçüncü ciltte Milli Mücadele’den Cumhuriyet’e kadar olan Silivri ile ilgili bilgiler bulunuyor.
Yalnız tarihçiler için değil, sıradan (en azından meraklı) okurlar için de öğretici, bilgilendirici bir monografi.
Her yerin, şehrin, beldenin monografilerinin yazılmasını bekliyorum.
Belediyelerin, yerel yönetimlerin bu çalışmaları yapması gereğini sık sık yineliyorum.
Çünkü orada yaşayanlar, nerede yaşadıklarını bilmek isterler.
İyi bir çalışma.
DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ
Pakize Türkoğlu / Kısa Süren Hasat / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
David Vogel / Evlilik Hayatı / YKY
İbrahim Yıldırım / Bıçkın ve Orta Halli / Doğan Kitap
Necib Mahfuz / Kuştimur Kahvehanesi / Kırmızı Kedi Yayınları
M. Turhan Tan / Timurlenk / Kapı Yayınları
Paylaş