Viyana Filarmoni’de kadın ayrımcılığı

ERKEKLER Orkestrası (Band of Men, BBC, January 2008, s. 40-41) başlıklı Katie Binns’in yazısını okurken Türkiye Cumhuriyeti’nin sanatta kadınlara yer veren öncülüğü ile bir kez daha övündüm.

Yazının ilk cümlesi, orkestranın durumunu özetliyor:

"Son on yıl içinde Viyana Filarmoni Orkestrası’nda yalnızca altı kadın müzikçi çaldı."

Onlardan ikisi harp çalıyor.

Bu sanatçılardan biri Anna Lelkes, yirmi altı yıldır orkestrada çalan bu kadın sanatçının televizyon programlarında sadece eli görünüyormuş, program listesinde adı yokmuş, orkestranın resmi fotoğrafında da görünmezmiş.

Korsan bir harpist galiba.

Heinrich Böll’ün Fotoğrafta Kadın da Var’ının aksine "fotoğrafta kadın yok" sözünü çağrıştırdı bana bu durum.

Iva Nikoleva adlı kemancı orkestraya girmek için çalışmış, çabalamış ama sanırım bu işlemlerden sonra yay çekecek hali kalmadığı için terk etmiş.

Orkestraya kadın sanatçı almamalarının gerekçesi de, bizi doğulu görenlerin bile kullanmadığı bir mazeret.

Viyana Filarmoni’de çalanlar aynı zamanda Devlet Opera Orkestrası’nın da üyeleriymiş, itirazlarının ardında şu yatıyor:

Kutsal günler dışında her gün çalışırlarmış, yılda üç yüz icra gerçekleştirirlermiş, kadının bir ailesi olduğundan/olacağından, bu çalışma düzenine, bu tempoya ayak uyduramazmış.

Böylece, orkestra elemanları, her kadını evinin kadını olarak görüyor; onlar dolma saracaklar, yufka açacaklar, sanatını icra etmeye vakit kalmayacak.

Benim sevgili hocamın babası, "Kadın mutfak meleğidir," dermiş. Demek ki Avusturyalılar da böyle düşünüyor.

Devlet Operası müdürü, filarmoniden farklı olarak, kadın üye aldıklarını söyleyerek bu anlayışı değiştirdiklerini belirtmiş. Bizde çok kadın sanatçı var, demiş.

Yüz kırk sekiz üyeden altısı kadınmış.

Yetmez mi canım, siz de feministlik yapmayın.

* * *

BİZİM orkestralarımızdaki kadın sanatçıların sayısının yüksekliğini her dinleyici bilir.

Alınmada, atamada, cins ayrımı yapıldığını sanmıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti Harika Çocuklar Yasası çıkartarak, Suna Kan ile İdil Biret’i yurtdışına öğrenime gönderdi.

Bugün bizim kadın orkestra şeflerimiz bile var. Antalya Devlet Senfoni’nin şefi İnci Özdil ile Şişli Senfoni Orkestrası’nın şefi Sera Tokay ilk aklıma gelenler.

Cumhuriyet kadın-erkek eşitliğinde öncülüğü başardı.

* * *

BATILILAR bizi iyi incelerlerse, bazı konularda daha ileri olduğumuz kanısına varabilirler.
Yazarın Tüm Yazıları