Paylaş
Ne var ki bu yenilikçi arkadaşlarımızın çoğu, yeninin büyüsüne kapılmaktan ötürü yeni olanla mükemmel olanı karıştırırlar.
Onlara göre her yeni mükemmeldir. Tarih, teknoloji, bilim bazen onları yalanlar. Acelenin, telaşın, öne geçmenin yanılgısını yaşarlar.
Bir yenilik mükemmelliği de sağlarsa, bu yenilikçi tutumlarını takdir etmekle kalmam, takdis bile ederim.
Gelelim konumuza.
Ünlü müzik dergisi Gramophone’un(*) bu ayki kapak konusu: “LP’nin Dönüşü” (The Return of the LP) olarak belirlenmiş. İç sayfadaki başlık ise: “The vinyl Revolution” (vinil devrimi).
Dergi bu geri dönüşü devrim olarak niteliyor.
Benim nice arkadaşım pikaplarını sattılar ya da depolarının bir köşesine attılar. Hatta bazı çok sevdiğim arkadaşlarım, uzunçalar dinlediğim için benimle tatlı tatlı dalga geçtiler.
Derginin giriş yazısında, LP’lerin koleksiyoncuların yaşamında önemli bir rol oynadığını, bu nedenle de vazgeçemedikleri belirtiliyor. Kimileri de teknik açıdan, ses kalitesinin CD’de, LP’deki kaliteye ulaşılamadığını iddia ediyor. Ben de bu gerekçeye katılıyorum.
Şimdi genel açıdan LP ve CD arasında mukayese yapsak da başka dinleme kaynakları da var, MP3 formatı sayesinde müzik artık telefonlarımızda bile dinlenebiliyor.
Derginin editörü çoğulcu bir anlayıştan yana. “Müzik dinlensin de nasıl dinlenirse dinlensin” diye bitiriyor yazısını...
***
PEKİ müzik şirketleri ne yapıyor?
LP’ye yaklaşımları nasıl?
Bir firma Mozart’ın librettosu, Da Ponte tarafından yazılan operaların tümünü LP olarak çıkaracak.
Başka bir şirket de Bach’ın Goldberg Varyasyonları’nı LP formatında sunacak.
Satış rakamlarında oran LP lehine yükseliyormuş. Şu anda dünyada dolaşımda olan 3 bin setin olduğu tahmin ediliyor.
LP’yi tercih eden kitlenin kimliği konusunda analizin sonuçlarına gelince...
Geliri iyi olan 40 yaşın üstündekiler daha çok alıyormuş.
Türkiye’deki durum konusunda, müzik mağazalarını dolaşmalarımdan edindiğim saptamalar da benzer yönde ama durumun farkına erken varan gençleri de göz ardı etmemek gerek.
Türkiye’deki müzik şirketleri de artık LP basıyorlar. Fiyat olarak CD’den daha da yüksek olsa da birçok meraklı dinleyici LP’yi alıyor.
Diğer taraftan, LP’nin görsel açıdan cazip yönlerinden biri de sanatsal bir alan sunabilmesi. Birçok LP’nin kapakları ünlü ressamların, tasarımcıların elinden çıkmadır. Gerek klasik müzik olsun, gerek rock veya pop albümleri olsun, plak kapakları hep özenle ve dikkatle tasarlanmıştır.
LP’lerin övgüsünü yapıyorum ama itirazları da duyar gibi oluyorum.
İğne meselesini ne yapacağız? Onları nasıl koruyacağız? LP edinmek kadar kolay olmasa da, artık iğneler veya yeni pikaplar da satışa çıkıyor, ikinci elcilerde nitelikli olanlarına rastlanabiliyor...
***
LP’yi dinlediğinizde farkı hissedeceksiniz. Denemeye değer.
(*) The Return of the LP, Gramophone Magazine, May 2016, s. 10)
Paylaş