Paylaş
İyi yazarların, müzikçilerin kendi damak tatlarının sırlarını veren yemek tariflerini okumayı çok severim. Yalnız onların kişiliklerinin değil, yazdıklarının da satır aralarında ikisi arasında bağ kurmaya çalışırım.
Gerek edebiyatseverlerin gerek film seyircilerinin tanıdığı ünlü yazar ‘Alexandre Dumas’nın ‘Üç Silahşörler’ini çoğumuz biliriz.
Monte Kristo Kontu da yazarın diğer tanınmış eseridir.
Böyle bir yazarın ‘Mutfak Sözlüğüm’ (*) kitabının da zevkle okunacağını, hatta bazı meraklıların bu yemekleri yapacağını tahmin ediyorum.
Dumas’nın (1802 - 1870) ‘Mutfak Sözlüğüm’ (Mon Dictionnaire de Cuisine) kitabı ölümünden sonra yayımlanmıştır.
Mutfak Sözlüğüm, Alexandre Dumas, Çeviren: Birsel Uzma, Oğlak Yayınları.
‘Okuyucuya Birkaç Söz’ü okuduğunuzda hem yemek tarihini, hem yemekle bağlantılı siyasi tarihi hem de gurmelik kavramının doğuşu ve gelişmesini öğreneceksiniz.
Bir yandan da yemekle şehvet arasındaki tehlikeli arkadaşlığı da satır aralarında kaçırmayın derim.
Yemek ve mutfağın insan yaşamındaki yerini de bu bölümde okuyoruz.
Niçin yemek yediğimiz sorusunun yanıtını da çeşitli düzlemlerde değerlendiren bir yazı.
Yazar “Üç çeşit iştah sayılabilir” diyor; okuyun, siz de hangi türe girdiğinizi öğrenin.
Oburluk üzerine verdiği örnekler, mizah edebiyatının da en güzel örnekleri arasında sayılmalı:
“ ‘Ey arkadaşlar’ der İmparator, ‘domuz eti kavurması mükemmel bir şey! Akşam yemekte yeriz, değil mi?’ Tanrı bu saygıdeğer imparatora yaşamı boyunca olduğu gibi, oburluktan, yediği mantarları sindirememekten ölme şansını bahşeder.”
“Bundan yaklaşık iki bin üç yüz yıl önce kadın komedyen Aglis gece yemeğinde beş kilo et, her biri yarım kilo ağırlığında on iki ekmek yer, yanında altı şişe şarap içermiş. Biri de her gün otuz tavuk ve yirmi ekmek yemesine rağmen doymazmış.”
Sözlük, alfabetik hazırlanmış.
Sonunda; ‘Hardal Üzerine İnceleme’ ve ‘Menüler’ bölümü yer alıyor.
Şimdi bu kitabı okuduktan sonra, tarife göre yemekleri yapabilirsiniz ama mönü düzenlemekte de kitap size yardımcı olacak.
Birkaç özelliği taşıdığı için bu kitap, bir roman, bir öykü, bir mizah kitabı gibi de okunabilir.
Yemeğin arkasındaki felsefeyi de gözden kaçırmayın.
Paylaş